1.BÖLÜM

420 74 10
                                    

Herkese merhaba. İlk hikayem ve ilk heyecanım. Umarım beklentilerinizi karşılarım. Hikaye üç kitaptan oluşuyor. Fırtına Öncesi Sessizlik, Derin Sessizlik ve Son Sessizlik. Hepinize iyi okumalar. Yorumlarınız ve beğenileriniz benim için çok önemli. Desteğiniz için teşekkürler. ❤

💫💫💫💫💫

Haziran 2011...

"Kimler geldi hayatımdan, kimler geçti
Hiçbirisi hasretini gidermedi.
En güzeli senin kadar sevilmedi.
Kimler geldi kimler geçti?...."

Radyoda çalan şarkıyı dinliyordum gözlerim uzaklara dalarak. Bir yandan da içimden kendi kendine konuşuyordum. "Kimler geldi kimler geçti. Sevdiğim herkes gitti hayatımdan." Tam o sırada birden araba sarsıldı. Daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Hala unutamıyordum. Unutamayacaktm da. " İnsan hayatını değiştiren birini, ilk aşkını unutabilir mi? Unutamaz. Leyla Mecnun'u, Aslı Kerem'i, Züleyha Yusuf'u unutabilmiş mi ki de ben onu unutayım? Hem sevdiğini unutmak aşkın lügatında var mı? Bilmiyorum, bilmiyorum... Artık hiçbir şey bilmiyorum. Belki de aşkın ne olduğunu bile bilmiyorum..."

Basit bir aşk hikayesi değildi bizimkisi. Neler atlatmıştık da birbirimizi sevmiştik. Hangi yıkıcı olayların altında kalıp da bugünlere gelebilmiştik. Ama sonuç ne olmuştu.? Koca bir hiç... O gitmişti hayatımdan, herkes gibi... Ben kalmıştım yine, eskisi gibi...

Taksicinin sesiyle kendime geldim. Taksici " Geldik." demişti. Gözlerimi camdan dışarıda duran koskocaman villaya çevirdim. Bu villaya bir daha gelmeyeceğimi sanıyordum ama hayat işte hep sürprizlerle dolu olduğu için beni buraya tekrar gelmişti. Üstelik isteyerek. Taksiciye borcumu sorup cüzdandan parayı çıkarıp taksiciye uzatım. Sonra da teşekkür edip arabadan indim.

Biraz sonra önümde geniş iki demir kapı belirdi. Burası yıllar önce terk ettiğim evimdi. İçeri girip girmemek arasında kaldım ama buralara kadar geldiğime göre girmem gerekirdi. Her ne kadar istemesem de demir kapılardan içeri girdim.

Şimdi önümde tüm hayatımı değiştiren o ev vardı. Gerçi eskiden buraya ev de denemezdi, yani ben demek istemezdim, ama hala burada ailem yaşıyordu yani burası ben ne kadar istemesem de evimi olmak zorundaydı.

Kapıda biraz bekledim, önümdeki evi inceledim. Dört yıldır hiç değişmemişti. Aynı bıraktığım gibi duruyordu karşımda. Eve doğru gidip zili çaldım ve kapının açılmasını bekledim. Az sonra kapı açıldığında kapıyı açana baktım. Onu tanıyordum. Bu Aylin'di. Buradan gitmeden önce onunla bahçede oyunlar oynardım. Yani daha mutlu günlerimdeyken... Henüz acının ne olduğunu tatmamışken...

Aylin'in annesi hastalanmadan önce burada hizmet ederdi. Annesi hastalanınca da onun işini kendisi devralmıştı. Dedem işi vermek istememişti yaşından dolayı ama annesine bakmak için çalışması gerekiyordu ve tanımadığı yerlerde çalışmasına annesi izin vermemişti. Sadece Zerenoğlu Malikhanesi'nde çalışabileceğini söylemişti.

Aylin şaşırmış bir şekilde kapıda durmuş bana bakıyordu. Önce tanımamıştı ama sonra birden yüzü aydınlandı.

Onu dört yıldır görmemiştim ve çok değişmişti. Aslında onlara haftaya geleceğimi söylemiştim işlerim erken bitince gelmek zorunda kalmıştım. Beni gördüğüne sevinmemiş miydi? Yoksa bir şey mi olmuştu?

Kafamdan kötü düşünceleri silip karşımdaki kıza bakmaya başladım.O küçük çelimsiz kız gitmiş, onun yerine daha dobra bir kız gelmişti. Üstelik yüzü annesinin güzelliğini almıştı. Uzun bir sessizliğin ardından Aylin şaşkınlığını gidererek konuşmaya başladı.

" Hoş geldin Nefes. Ne güzel bir sürpriz bu. Şaşkınlığımı mazur gör ama haftaya geleceğini biliyorduk. Bir aksilik yok değil mi?" dediğinde onu rahatlatır bir şekilde gülümsedim.

"Hoş bulduk Aylin'ciğim. Evet, haftaya gelecektim ama işlerim erken bitti. Bende hem İstanbul'da durmanın gerek olmadığını düşündüm hem de beni özleyen ailemi daha fazla bekletmek istemedim. Bu yüzden işlerim çabucak bitti ve geldim." Aslında yıllar önce ettiğim yemini bozmak için gelmiştim ama bunu ona söyleyemezdim.

Fırtına Öncesi Sessizlik Where stories live. Discover now