Rojo

𝙧𝙤𝙩𝙪𝙧𝙖 𝙙𝙚 𝙣𝙞𝙚𝙫𝙚 🌨

Oy sınırı: 100

Hak etmek için bir bedel öderiz. Hak ederek yaşar, ve ölürüz. Hak etmeden hiç bir şey başınıza gelmez. Peki ya hak etmeden yaşadıklarımız? Mesela bir bebeğin annesiz ve babasız büyümesi.

Şiirsel, tutku, arzu, aşk, sanat, umut, saygı, hisler ve seninle ben gibi.

Güzeller seninle ben gibi.

Güzellik, nedir bu güzellik? Bir algı mı? Yada bir ihtiyaç mı? Yada zorunluluk mu?

Çok güzel insanlar da vardır ihtiyacı olmasa da.

Ya sen? Nasılsın? Mesala, güzel misin? Şiirsel misin? Sanatsal mısın? Umutlu musun? Duygusal mısın? Çekici misin? Saygılı mısın? Yada aşık mısın?

Ölmeyen şeyler için ölürken ne için öldün?

Jimin yaşamak isteyen bir adamdı, ama ölümsüz şeylerin hepsine her gün tek tek ölmüştü

Jimin sabırlı bi adamdı, sabırı yüzünden Jungkook'u hak etti, ve Jungkook ona bir ödül gibi kollarının arasına verilmişti.

Üstlerini örten siyah çarşaf onların saçları ile kaplanmış, çıplak bedenlerini örtüyordu. Dün gece ruhları da bedenleri gibi kavuşmuştu..

Tekrardan ısırılan boynu yanıyordu ufak bedenin, bu acı onu sadece gülümsetiyordu. Siyah saçlarıyla kolları arasında uyuyan Jungkook öylesine güzeldi ki acısı hiç yokmuş gibiydi.

Uzun saçları Jimin'in beyaz teninde karışmış kaslı göğüsü açılmış ve buram buram şarap kokuyordu

Bu görüntü öylesine özlenmişti ki, öylesine hak edilmişti ki.. Jimin hayallerini süsleyen bu mucizeyi aylar öncesine kadar hak etmişti

Flashback

Gözyaşları gitmiş, yerine kesilen nefesin sesleri büyük salonu dolduruyordu. Kısa kollar uzun saçların kapattığı enseye sarılmış, kaslı kollar ise bembeyaz bele sarılmış ve dudaklarını açlıkla birleştirmişlerdi. Yılların verdiği özlem saniye saniye kendini hatırlatırken, bunun sonu birbirlerinin dudaklarını kapatmalarıyla bitmişti.

Siyah saçlı bedenlerin saçları karışmış, ikisi de siyah olsa da içlerindeki beyazlığı yaratmıştı. Cennet birbirlerinin dudaklarında, kokularında saklıydı. İkisi de özgür kuşlar gibi havada hissediyordu. Alkol olmadan sarhoş olmak gibi..

Alkol olmadan sarhoş oluyorlardı, kokuları birbirine karışıyor, bunu hissetmek onları sarhoş ediyordu. Jeon Jungkook Jeon Jimin'e çok fena tutulmuştu..

Vita yavaşça geri çekilip kesik kesik olan nefesini düzeltmeye çalıştı. Öpücük kalbini sıkıştırıp, nefesini sıklaştırmıştı. Gözleri kan'a dönüşmüş gözlere gitti, maviliklerinden eser yok güneş gibi parlayan sarı gözleri vardı. Güneş Denizi kurutmuştu, karanlık ise kendini tutku ve şehvete bırakmıştı..

Jimin yavaşça ufak bedenini kalın bacakların üstüne çıkarttı, sanki mıknatıslı gibi Jungkook'un elleri Jimin'in kalçasını bulmuştu. Jimin zorla kendini çekip nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Kafası eğik, elleri sevgilisinin omuzlarında, bacakları ise beline sarılmış bir vaziyetteydi.

"Meleğim"

Jimin Jungkook'a döndü

"Mühürünün acısını dindireceğim"

Jimin umutla Jungkook'a bakıyor ve cidden aklından 'mühürümü mü söndürecek' diyordu.

Jimin yavaşça kafasını olumlu anlamda sallayınca Jungkook dikkatlice ayağa kalktı. Tekrar birleşen dudaklar, öncekine göre daha aceleci, sert, acımasız ve tutku doluydu.