𝙛𝙞𝙣𝙖𝙡 ❤️

1.8K 148 83
                                    

OKUYUN

buraya uzun uzun yazılar yazmak çok istiyorum ancak bunda çok başarısızımdır. sanırım en çok bitmemesini istediğim hikayem değerli göz bebeğim Rojo bitiyor biliyorum bu fici çok seviyorsunuz ancak artık bitmesi gerek bazı şeyleri tadında bırakmalıyız değil mi? lütfen yeni ficimde benim yanımda olun okuyucularımı özlüyorum sizi seviyorum güzellerim final bölümüme hoşgeldiniz.

14 yıl sonra

"anne siyah kazağım nerede?"

Jimin kucağındaki 3 yaşındaki bebeği seokmin ile ilgilenirken, kızı Jungmin'in söylediğiyle ona döndü. "çamaşır makinesinin üstünde bebeğim" Jungmin gülümseyip annesine bi öpücük attı "thankss anne"

Jungmin 19 yaşında bi genç kız olmuştu. Paris'te okuyordu ve Noel tatili için New York'a gelmişti. Konservatuar ses bölümü okuyor profesyonel piyanistlik öğreniyordu orada ekstra olarak da oyunculuk dersleri alıyordu.

"anne babam nerde kaldı?" MinJung ise Jungkook'a hasta bir çocuktu. babasına bayılırdı en çok babasına düşkündü ciddi anlamda asi bi deltaydı. "ne bileyim oğlum gelir birazdan" MinJung şerefsiz gülümsemesini annesine attı "özel bi şey konuşacaktım da" kıkırdayıp yere baktı. "bide anne prezervatifler erede diye sor istersen güzel oğlum" Min Jung kocaman gözlerini açıp annesine döndü "yok anne ben almayayım"

MinJung İsviçre de iç mimarlık okuyordu, ekstradan basket dersleri alıyor ve sürekli aynı zamanda sporcu olmak istediğinden bahsediyordu. MinJung tip olarak tamamıyla babasına benziyordu, ama boyu annesine benzemiş kısa biri olarak gelmişti dünyaya. davranışları aynı Jimin gibi asiydi ama aynı zamanda yumuşaktı. Jungmin ise tamamıyla annesine benziyordu davranışları da tamamiyle babasıydı.

"anne bastırıcılar nerede" bide baş belaları Jihyung vardı Jihyung ciddi anlamda kötü çocuk kalıbına uyan bir çocuktu. daha yeni rut dönemine girmişti kızgınlığı çok ağır geçiyordu bu yüzden sürekli babasıyla tartışıyorlardı. Jihyung 14 yaşındaydı okulun popüleriydi şimdiden boyu 175 olmuştu kasları ve güzel bi suratı vardı.

"güzel alfam bastırıcılar çekmecenin içinde odandaki" Jimin Jihyung'a hep daha kibar davranıyordu çünkü Jungkook ve o sürekli tartışıyordu.

"anne sulu boyamı bulamıyorum" bide güzel omegaları chaemin ve minchae vardı. omegalar bütün her şeyiyle anneleri Jimin'e benziyordu 11 yaşındaydılar omegalar daha ortaokula yeni başlamışlardı fazlasıyla uslu omegalardı "çantandadır kızlar" ha bide bu ikisi ikizdi kedi köpek gibi olan ikizlerden "sana demiştim oradadır diye minchae" "nerden bileyim ben chaemin" "sessiz olun kızlar yukarıda kardeşiniz haneul uyuyor"

kucağındaki 3 yaşındaki stigmaya baktı Jimin. buda kızları seokmin'di seokmin üç yıl önce onlara katılan stigma kızlarıydı ailesi için 9 sene sonra sürprizle gelmişti

haneul ise 6 aylık bi bebekti sadece o da bi vitaydı

"Jungmin haneul'e bakar mısın kızım?"

Jungmin oturduğu yerden kalkıp yukarı çıkarken konuştu. "tamamdır anne"

o sırada kapının açılma sesiyle içeri yıllardır aşkla baktığı eşi deltası Jungkook girmişti "hoşgeldin sevgilimm" Jimin ayağa kalkıp Jungkook'a yaklaşıp yavaşça beyazlayan saçlarına dokundu kucağında kızları seokmin vardı.

"hoşbulduk bebeğim, oy benim güzel stigmam uyumuş çok yorulmuştur bütün gün"

Jungkook aradan yıllar geçse de hala gülümsüyordu eşine hala aşıktı ilk günkü gibi 45 yaşına gelmiş olsa bile bu değişmemişti

Jungkook aklına gelen şeyle Jimin'e döndü "Jihyung nerede?" Jimin gergince derin bi nefes aldı "odasında biliyorsun çok ağır geçiriyor şu dönemi" Jungkook kafa salladı "tamam halledicem ben"

Omega kızları içeriden gelip babalarına sarılmıştı. "babaaa"
Jungkook eğilip kızlarına sıkıca sarılmıştı "güzel kızlarım minik omegalarım sizi çok özledim" Jungmin elinde Haneul ile içeri indiğinde Jungkook için dünya durmuştu vita kızları gelmişti. vita kızları ilk ve son çocuğuydu "Jungmin bu gün mi geldin babacım?" Jungmin gülümseyip Haneul'ü babasının kucağına verdi "evet baba bu gün geldim"

"BABAAAA"

Jungkook merdivenlere bakınca ona koşarak gelen MinJung'u görmesiyle Haneul'u korumak için Jungmin'e geri verdi. MinJung koşarak babasına sarıldı

"seni çok özledim baba" Jungkook da oğluna sarıldı "bende seni oğlum"

Jimin çocukları toplayıp masaya geçmeye karar verdi "hadi herkes masaya sende üstünü değiştir elini yüzünü yıka ve gel Jeon Jungkook" Jungkook Jimin'in ona sırnaşarak kurduğu adıyla gülümseyip arsızca kalçasına ufak bi tokat attı "hmm öyle mi Jeon Jimin" Jungmin öksürdü "ayıp ama aile var" chaemin de ablasını örnek aldı "baba sapık gibi annemin kalçasına vurma" minchae de konuştu "evet baba ya annemin kalçasına yada göğüsüne vuruyorsun" MinJung kahkaha attı "babamın yolundan ilerleyeceğim, ben gidip Jihyung'u alayım özledim gerizekalı ergen kardeşimi"

MinJung yukarı çıkıp bastırıcılar sayesinde ayakta kalan Jihyungu odasından çıkartıp masaya oturttu kendi de oturdu o sırada içeri Jungkook da girip en başa oturdu.

"jihyung iyi misin?"

Jihyung gergince kafa salladı "iyiyim baba" Jungkook memnuniyetle gülümseyip konuştu

"güzel ailem biricik ailem sizi çok seviyorum hemde çok"

herkes bi ağızdan bizde seni demişti Jimin tam Jungkook'un yanındaydı

bir kez daha öptü güzel dudakları ve bir kez daha onun olduğuna şükretti tanrıya

ve artık Jimin Jungkook'un Rojo'su olmuştu

BİTTİ

AĞLIYOFM İMDAT AĞLIYPRUM KONTROL ETMEDEN ATIGLDUM HADİ SİZİ SEVİYORUM GOŞÇAKALIN

Rojo Where stories live. Discover now