GÜZEL ZAAFSIN! (Tamamlandı)

35. Bölüm: Egemen Soylu

Egemen'den...

Balkona çıkıp gökyüzündeki en parlak yıldıza bakıyordum ve diyordum ki;

Her şey geçecek.

Bu cümle beni sadece birkaç saniye idare ediyordu daha sonra diyordum ki;

Siktir lan ne umudu?

Hayatım karanlıktı. Yaşamak için tek sebebim vardı; vatana olan sevdam. Ha bir de bağımlılığım vardı şu cebimdeki sigara paketine.

Bu böyle devam etti ta ki hayatıma Zeynep Maral girene kadar.

Korku bana yabancı bir duyguydu, nedir bilmezdim ta ki Zeynep Maral'ın tırnağı taşa değene kadar.

Aşk nedir bilmezdim ta ki Zeynep Maral bana 'Seni seviyorum Yüzbaşım!' diyene kadar.

Vatan sevdası hariç sevda bilmezdim ta ki bu kadın güzel gözlerini kısıp kahkaha atana kadar.

Cebimde titreyen telefonum beni onu düşünmekten alıkoyarken açıp gelen bildirime baktığımda tebessüm etmeden duramadım.

Konum bildir Yüzbaşım!

Parmaklarım klavye üzerinde hareketlendiğinde sinirlerini bozacağımı biliyordum.

Bir şey lazım mı?

Buraya mı geleceksin?

Hayır.

Ee niye soruyorsun Egemen?

Gelecek için alıştırma yapıyorum yavrum.

Bizimkiler sana zaten yenge diyor bende sana artık karım demek istiyorum.

2 dakika 32 saniye çevrimiçi göründü.

Eve geçtin mi diye merak ettim canımın içi, saat dokuzu geçiyor gidip dinlen biraz. Seni seviyorum!

Ha bu arada bana karım diyebilmen için önce güzel bir evlilik teklifi etmen gerekiyor, benimle evlen yoksa ben seninle evlenirim demen değil.

Benimle evlen yoksa ben seninle evlenirim.

Muhtemelen uyumak için uzandığı yatağının üstünde tepindiği görüntüsü gözlerimin önüne geldiğinde tebessümüm büyüdü. Onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu, aslına bakarsanız Zeynep Maral başlı başına hoşuma gidiyordu. Ortamın sessizleştiğini farkedip başımı kaldırdığımda tam karşımda gördüğüm sırıtan bir adet Çınar'dı.

"Ne sırıtıyorsun lan sen?"

"Kim sırıtıyor Komutanım?" bastırmaya çalıştığı gülüşü sinir bozucuydu.

"Sen sırıtıyorsun Çaylak!"

"Sırıtıyor değil mi Komutanım?"

"Allah bilir yine ne halt yedi."

"Ne haltı komutanım, valla sabahtan beri bir şey yemedim." üstüne birde inandırmaya çalışır gibi safa yatıp söylendiğinde ayağa kalktım,

"Kedi götünü görmüş yara zannetmiş derdi dedem. Herif senin için konuşmuş Çınar."

Tugaydan çıktıktan sonra, esen serin ayaz yüzünden sönmek üzere olan sigarama baktığımda aklıma yine o gelmişti. Her gün düzenle bizim hakkımızda birkaç cümle yazdığı bir defteri vardı. Tek bir sayfasını okuma fırsatım olmuştu, okuduğum kısım içtiğim sigara hakkındaydı.