Ölemez

45.5K 1.8K 112
                                    

Sonun da düğün merasimi bitmişti. Bu gece Emre ile Firuze başka bir eve gideceklermiş biz de şimdi kaldığımız eve gidiyoruz. Yol boyunca Araf hiç konuşmadı ben de sesizliği bozmak istemedim ve konuşmadım. Düz patika bir yolda ilerlerken Araf arabayı çığlık attırırcasına döndürdü. Ve elini direksona vurarak sinirden kasılmış çenesiyle "sen Gamze sen Deniz Karaduman'ı nerden tanıyorsun? Sen kimsin ki bir mafyayı tanıyorsun sıradan basit bir insansın!" Her ne kadar sinirden de söylese sözleri fazlasıyla ağrıma gitmişti. Ben ağlayan bir tip değildim ama aynı zaman da basit bir insan da değildim. "Sen beni küçümseyerek anca o boktan egonu yükseltiyorsun değil mi? Hah yazık keşke keşke seni değil de beni seven birini seçseydim. Ah pardon unuttuğum bir şey var ben seni seçmedim sen beni seçtin!" Diye bağırdım ve onun o sinirden artık patlayacak damarlarına bakmadan kapıyı açtığım gibi ormanlık alana koşmaya başladım. Böyle bir şey beklemediği her halinden belliydi ki 5 saniye sonra arabanın kapısının açılma sesini duydum. "Gamze nerdesin lan gel buraya!" Geri dönüşün yok Gamze diye düşünürken gelinliğin ucu bir çalılığa takıldı ve bacağımı soydu üzerindeki dikenler. Canım acıdığı için değil ama beklemeden olduğu için tiz bir çığlık attım. O sırada ben debelenmeye çalışırken önümde görmediğim tümsekten yuvarladım. Son ses Araf'ın boğazını yırtarcasına adımı haykırmasıydı.
Araf'tan
Ah o aptal kızı bulayalım sikeceğim. Ciddi anlamda sikeceğim ne yani sinirle söylediğim bir kelimeye mi takılmıştı? Koşarak onu arıyordum er ya da geç bulacaktım. İsterse dünyanın bir ucuna gitsin o benim "kızım sadece benim" ben böyle homurdanırken Gamze'nin çığlığını duydum. Hemen o tarafa doğru koştum. Koşarken hiç tahmin bile edemeyeceğim bir şey ile karşılaştım kanlar içinde bir Gamze kafasının arkasın dan bacağından ve yüzündeki çiziklerden kanlar akıyordu. Hemen onu kucağıma aldım. Rengi yoktu bembeyazdı ve kalp atışını duyamıyordum. Hemen hastaneye götürdüm. O sıra da Emre'yi aradım ve durumu açıkladım. Emre'gil 1 saat için de gelmişlerdi bağ evi biraz uzaktı buraya. Firuze ağlamaktan harap olmuştu ve tansiyonu düşmüştü. Ona bir sakinleştirici iğne yapıp yatırdılar. 4 saat sonra doktor içeriden çıktı ve "Doktor o kız kurtulacak yoksa hastaneye veda et durumu nasıl lan durumu nasıl?!" "Araf bey sakin olmanız lazım böyle bir durum da ben.." doktor durdu ve "sen ne doktor sen ne!" "Ben üzgünüm cidden kafasını kayaya vurmuş ve ağır bir darbe almış uyandıramadık nabzı çok düşüktü ama biz elimizden geleni yaptık. Şuanda koma da 48 saat için de uyanmazsa yapacak bir şey yok efendim fişini çekmek zorunda kalacağız. Ben ben çok özür dilerim efendim" dedi ve doktor gitti. "Ne diyor lan bu Emre ne diyor lan bu? Lann sikerim lan hepinizi ben mafya babası Araf Soydan hepinizi kurşuna dizerim lannn!" Birden elim ayağıma boşaldı ve evet sinir krizi geçirdim. Nasıl lan nasıl yani Gamze gidecekmiydi şimdi? Hayır hayır gidemez ölse de izin vermem o benim o benim sadece benim!!! Hemşireler iğne yaptı ve ben kendimi karanlığa bırakmadan önce dudağımdan sadece üç kelime döküldü "BENİ BIRAKMA GAMZE"

Siktir mafya mı?Where stories live. Discover now