ÇAYSIZ KÖYÜN ŞİİRLERİ(TAMAMLANDI)

K'Lİ ŞİİRLER

Kayın ağaçları vardır karşıdaki tepede
Kazanamadı okulu bu sene de Naciye

Kaçmayı bu diyardan diyordun ya hani
Kül tepelerin ardına mı yoksa
Kumlu,sahilli küçük mekanlara mı
Kızma bana çünkü bu hal yakışmıyor sana
Kırgınlık da bir şeye yaramayacak bundan sonra
Köy elini kalbine değil başına
Kurtar beni ve kendini
Kopmadan bu hayattan önce
Kuzuların otladığı yere götür ikimizi

Kabadır insanoğlu çiğ süt emmemiş boşuna
Kabakları soyup dolma yapar Hafize Ana

Kafadan atarsa tutturacağını sanır
Kağandır aslı,iyi bilir hatır

Kakılmış itilmişin hali bir başka olur
Kalındır ensesi tek kusuru budur

Kadın olmak zordur derler bilmem işin aslı ne
Kadastro bölümüne şef olmuş Erbaa'lı Efe

Kaması süslüdür ucu keskin
Kamera almış torununa herkesi çeksin

Kanıyor dedi doktor, dışı değil içi
Kapanmaz yara zordur diyip ekledi

Kapıya dayanmış benimle konuşsun diye
Kaptan rota belirleyip sürer Akdeniz'e

Karışmış ortalık gerçi uzun zamandır böyledir
Kalbi kıran şey aslında sevgisizliktir

Kar yağar usulca ortalık bembeyaz
Karun bile masrafınla başa çıkamaz

Karanlık sisli bir yol, vakit geceyarısı
Kare gömlek giyer kan kırmızısı

Kâri diye seslenir Ahmet Mithat okuyucularına
Kasr-ı Hidiv'i gezdirir bir rehber yolculara

Kabirdir insanın en son durağı
Kaselere doldurur kırmızı narı

Kasiyer seslenir para üstünü almadınız
Kasığımdan ameliyat oldum ona bile inanmadınız

Kasma kendini rahat ol biraz
Kas gücüyle değil gönül gücüyle çalınır saz

Kaset koydu,teyip bozukmuş çalmadı
Kasaba gider evin reisi, üzerinde yazar kapalı

Kasabayı turlar belediye başkanı,hal hatır sorar
Kaşağı hikayesini okur ilkokul öğrencisi Dizdar

Kaşar alır eve, yöresel ürünler pazarından
Kaşe yaptırmış kendine avukat Bahar Can

Kaşık-çatal çeyizin olmazsa olmazlarındandır
Kajunun nasıl taze kalabileceğini uzman anlatır

Katı olmak asla çözüm değildir evladım
Kavga gürültünüzden artık bıktım

Kaygan zeminden kötü düştü
Kaya yine herkesi güldürdü

Kayalık yerdir burası yürürken dikkat et
Kaza geçirdi geçenlerde öğretmen Sermet

Kazı çalışması yapılan yerde tarihi eserler bulunmuş
Kazık atmış herkese,suçluymuş

Kebapta birbirleriyle yarışırlar Urfa ve Adana
Kedisi kaybolmuş her yerde onu arar Semra

Kefendir insanoğlunun en havalı giysisi
Kefaretini ödeyip hapisten çıkarmış yeğenini

Kefir içmek ayrı bir haz verir ona
Kefere yazacakmış deccalin alnında

Kek yapmak için bakkaldan malzemeler alır
Kel başını örtmek için şapka kullanır

Kelimeler aşama aşama bir kitabı oluşturur
Kelek çıkmış karpuz,bekçi satıcıyı koşuşturur

Kemal koymuş adını oğlunun
Kemik erimesi varmış onun

Kemoterapi görüyor bir hasta
Kene yapışmış bayılır Zeliha

Kendine gel diye bağırdı dedesi
Kenan ili varmış eski mi eski

Kep atar bir üniversiteli , heyecanlı geleceği için
Kepazelik yapan hiç utanmaz orası kesin

Keramet gösterir bir veli herkesin gözü önünde
Keser saplanmış yanlışlıkla bileğine

Keser arkadaşlığını onunla bir daha görüşmez
Keşke der hiç yapmasaydım,kendini bir türlü affedemez

Keskin bir koku duyulur hoşlanmaz bundan
Keşik(sıra) aldığını söyler bir kadın, fırından

Keşkek Erbaa düğünlerinin vazgeçilmezlerindendir
Keş derler ona,ama çok içerlenir

Keşan bir zamanlar Molla Cami'nin sürgün yeriydi
Ket vurma unutmanın diğer adıymış, bunu yeni öğrendi

Kezbandır adı babaannesinden miras
Kibar bir beyefendidir değildir kalas

Kilolu olan soluğu diyetisyenin kapısında aldı
Kim o demeden açmaz asla kapıyı

Kindarlık insana bir fayda getirmez bunu bilmelisin
Kiraz zayıflatır diyorlar bir de bunu denemelisin

Kirayı ödeyemediği için geldi haciz
Kişiliğini çok iyi anlatır kullandığı veciz

Kiziroğlu türküsü bestelenmiş ozan tarafından
Kılıbık diye adlandırılır karısına düşkün olan

Kıl namazı dosdoğru insan ol
Kına yakar başına,sürer bol bol

Kınanır o, yaptıklarından dolayı
Kıpırdayamaz üzerindeki iğneden dolayı

Kısa pantolon giymiş bir çocuk
Kısmak ister sesi,fakat bozuk

Kış mevsimine denk geldi bu yılki Ramazan ayı
Kış kış diyerek kovalar yanından tavukları

Kıtır kıtır olmuş yaptığı kurabiye
Kıtalar arası gezinti yapar Selime