23. Bölüm ''Sevgilim''

55.3K 4.7K 1.1K
                                    

Hoş geldiniiiz

voteler verildiyse başlıyoruz.

'Sevgili'

---

Dizlerime uzanmış Çağın'ın kafasını okşarken babama baktım. Karakolda Kuzeyle verdiğim ifadeden sonra kendi aileme gelmiştim.

''Baba bak şimdi bunlar yanlış kızı kaçırmış ama ben bunların başındaki adamı bir dövmüşüm! Üff... Adam en sonunda ağlayarak gitti. Giderken de diyor ki 'Çok zorbasın lütfen dur artık.' Acıdım durdum sonra siz geldiniz zaten.'' 

Babam iç çekerek bana baktığında halen kendini suçladığını gördüm.

''İyi de oldu baba zaten tipimi görünce o kız olmadığımı anladılar eğer o kız olsaydım zorla senet imzalatıp, bütün varlığını alacaklardı. Allah'a şükür değilmiş işte.''

Yalandan kim ölmüş?

Şahsen ben ölmedim.

Annem odasında uyuyordu. Onu ilk defa bu kadar üzgün, sinirli ve korkmuş görmüştüm.

Babam ayağa kalkıp, yanıma adımladı. Dolu gözleriyle üzerime eğilip, alnımı öptü. Dizlerimde uyumuş olan kardeşimi kucağına alıp, bana baktı.

Bir şey söylemeye dermanı yok, hakkı yok gibi duruyordu. Onun böyle üzüldüğünü gördüğüm için Kuzey'e içten içe sinirlensem de onunda bayağı üzgün olduğu gerçeği için susuyordum.

''Söz veriyorum Aşkım bir daha böyle bir şey yaşamayacaksın. Onlarda cezalarını misli misli ödeyecek.'' Babama buruk bir tebessüm yolladım. Yüzüme bakmadan giderken pencereden dışarı baktım daha öğlendi fakat birkaç gündür uykusuz kaldıkları için uyumaya gitmişlerdi.

Tam saati öğrenmek için bileğimdeki saate baktım. Bunu babam vermişti. Takip cihazlı takılı olan saati kolumdan çıkarmamam lazımmış. 

Seni seviyorum be adam. Babamlar gittikten sonra tek başıma kaldığım salonda durdum. Aklımı meşgul etmem gerekiyordu. Babamla anneme Ömer'in yanına gittiğime dair mesaj atıp, ayaklandım.

İlk önce Ömer ve Beyza'yı evden alıp, Kuzey'in yanına gidecektim.

Gideyim de atar yapayım.

---

Kuzey

Tam beş gündür uykusuzdum.

Dün bulduğumuz kızıl kafa kendine iyi baktırmışa benziyordu. Öyle ki kilo bile almıştı. Aklıma toplantım geldiğinde uykulu bir şekilde toplantı salonuna yöneldim.

Arkamdan gelen bir avukat bir sekreter ve iki mimarla bu işi alacağımıza adımız kadar emindik. 

Toplantı salonuna geldiğimizde herkesin gelip, yerleştiğini gördüm. Kafamla kısa bir selam verip, adımın yazılı olduğu yere oturdum. 

Kafamı kaldırıp, toplantının başlaması için emir verecekken karşımda gördüğüm kişiyle duraksadım.

Kulkan Sancak! Aşkın'ı kaçıran şerefsiz.

Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakarken kendinden emin bir şekilde önündeki projeyle bekliyordu. 

Aklıma gelen şeyle duraksadım.

Neden bu kadar özgüvenliydi? Aklıma gelen şeye ihtimal vermiyordum. Aşkın bu kadarını yapmazdı. Daha doğrusu o kızıl bunu yapmazdı.

Yani umarım.

Projeyi ona çizmiş olabilir miydi? O depoda o gün Kulkan yoktu. Sadece adamları vardı ve onlarda isim vermemişti. 

Kendimi toparlayıp, toplantının başlaması için işaret verdim.

Başlayan toplantıyla proje yatırımcısı ayağa kalkarak ilk önce benim yanıma geldi. Projemi eline alıp, masasına giderken gözlerimi projeksiyona odakladım. 

Eğer dikkatimi dağıtmasaydım ya şu adamın ağzını yüzünü dağıtacaktım ya da uyuyacaktım.

***

Aradan geçen bir saatin ardından yatırımcı benim projemi vermiş, çatık kaşlarıyla Kulkan'ın projesine bakıyordu.

Kahretsin aynı olmalıydı!

Fakat bu hiçbir şekilde sorun değildi eğer Aşkın kendisine zarar gelmemek için yaptıysa her şeyi yapabilirdi.

Hiçbir şey ondan değerli değildi.

Bu düşünceyle rahatlıkla sırtımı geriye yasladım. Bu kızıl kafa benim görüş alanıma girmiş hatta girmekle kalmamış dolduruyordu.

Yatırımcı gözündeki gözlükleri düzeltip;

"Bu projeyi siz mi çizdiniz Kulkan bey?" Kulkana yönelttiği soruyla şerefsiz Kulkan gülümseyerek;

"Bu projeyi ben çizdim bu ilk çizim hali bir nevi taslak. Çok güzel yerleri olduğu için taslak halinde getirdim." dedi.

Aklınca Aşkın'ın çizdiği, benim projemi kendi projesiymiş gibi göstermek adına taslakmışm gibi getirdi.

Benim için rahattı. Aşkın doğru olanı yapmıştı onun canı daha değerliydi.

Yatırımcı gözlüklerini aşağı indirip, alayla;

"Bu çizimi çizen Aşkın Erdem'i merak ettim açıkçası onun ismi yazılı. Proje çalmayı sizin gibi bir iş adamına yakıştıramadım."  projeksiyonla yansıtılan projeye odaklandığımızda çıkan projeyle gülümsedim.

Bu benim Aşkın'a örnek olarak gösterdiğim huzurevi projesinin benzeriydi.

Manyak kız kendi ismini yazmıştı köşeye.

"Bunu biri yazmış olmalı, berbat bir şaka." son çırpınışlarını yapıyorsun Kulkan...

"Sizin dünkü olayınız ve mağdur kızı göz önüne alırsak hiç sanmıyorum. Toplantı bitti arkadaşlar ve Kulkan Bey sizinle son üç yılda yaptığımız bütün anlaşmalar iptal edildi." cümlesini tamamlar tamamlamaz herkes ayaklandı.

Kulkan susarak kinle bana baktı.

Odadan çıkmayarak beni bekledi. Odada sadece iki kişi kaldık.

Nefretle bana bakıp, ayağa kalktı. Üstüme yürür adımlarla geldiğinde rahatça arkama yaslandım.

"Sinirli gibisin Kulkan?" onunla alay ediyordum ve bu onu sinirlendiriyordu. Bir elini sertçe masaya vurduğu an kapı açıldı.

Bakışlarım oraya dönerken kapıda beliren üçlüye baktım. Beyza direkt bana sarılırken Aşkın denen kız sinirle Kulkana bakıyordu.

Ellerimi kız kardeşimin beline dolarken;

''Hoş geldiniz.'' dedim. Kardeşim aynı şekilde cevaplarken Aşkın Kulkan'a bakıyordu.

"Hoş bulduk." Boğazımı temizleyip;

''Beyza sen Ömer'i al odama geç ben bir proje için Aşkınla konuşup, geliyorum.'' Beyza kafasını sallayıp, onaylarken odadan çıktılar.

''Şerefsiz ne haber?'' Aşkın'ın Kulkan'a dediği şeyle güldüm.

''Bunun bedelini çok fena ödeyeceksin.'' Bir parmağını Aşkın'a tehdit eder gibi sallamasıyla güldüm.

Aşkın'ın cevap vermesine izin vermeden belinden tutarak kendime çektim. Gözlerimi Aşkından izin alır gibi onun gözlerine diktim.

Bana şaşkınca bakarken dudaklarımı alnına bastırdım. Birkaç saniye orada sabit tutup, iç çekerek geri çekildim.

Aşkın şaşkın bir şekilde bana bakarken Kulkan'a döndüm.

"Sevgilimin bir saç teline dahi zarar gelirse senin soyunu yer yüzümden silerim."

Bölüm sonu

Aşk-ı Aşkın ✔️Donde viven las historias. Descúbrelo ahora