24. Bölüm "Zengin"

54.4K 4.4K 819
                                    

Hoş geldiniz

Voteler verildiyse başlıyoruz :)

'Zengin'

~~~

Şimdi tamam sevgili oluruz, bana uyar.

Yakışıklı, zengin, genç, arkadaşımın abisi bir adamsın ama benim de haberim olsaydı reis önce. 

Odada sadece ikimiz vardık. Kuzeyin eli halen belimdeyken yana kaydım. 

''Hayırdır lan ne sevgilisi?'' Kuzey ona kabaca konuşmamla gözlerini devirdi.

''Öküzlük yapma Aşkın! Ayağına çok güzel fırsat getirdim'' Anlamayarak ona baktığımda gülümsedi. 

''Projenin altına ismini yazmışsın, böylelikle senin olduğu kanıtı var.'' Dediği şeyle sandalyeye kendimi atıp;

''Ee?'' dedim. 

''Ee'si bu projeyi beğenen bir yatırımcı var ve senin benim sevgilim olduğunu öğrenirse ikimizin projesini böylece alır hem sen kazanırsın hem ihtiyacı olan insanlar.'' Burada sadece bir cümle dikkatimi çekmişti.

Sen kazanırsın.

Tamam ihtiyacı olan insanlar her zaman kazansın ama ben de kazansam fena olmazdı be? Bir elimi çeneme yaslayıp, dirseğimi masaya koydum.

''Ne kadar kazanıyorum mesela?''  Kuzey hafif üstüme eğilip;

''Çömezce böyle güzel bir şey yaptığın için şirketler mimarlık okuduğun taktirde seni paraya boğacaktır.'' Anlamaz biçimde ona  bakınca devan etti.

''Yatırım yapıp, kendi yetişmeleri ilan edilirsen mirasçı bile olabilirsin. Tabii proje benimkinin benzeri ama neyse.'' Gözlerimi devirip;

''Ya seni de görürüm dert etme. En kötü seni batırmak için uğraşırım.'' Kuzey sesli bir nefes verip;

''Yani dediğim gibi belki benden bile daha zengin olabilirsin.'' Bu son noktaydı işte.

Bir elimle omzunu sıkıp;

''Sevgilim hadi arkadaşlarımızın yanına gidelim.'' dedim. Hiç kimse kusura bakmasın kendi çizimimle para kazanacaktım haram mal mı yiyordum? Tiktokta yat atın diye ağlıyor muydum? Çalıyor muydum? Yo.

E o zaman? 

Kuzey bu ani değişimimle kafasını iki yana sallayarak, ayağa kalktı. Belimden yönlendirerek toplantı salonundan çıkardı.

''Yarına güzel bir yemek ayarlayacağım. Sana ulaşacağım yürü baş belası.'' Son dediği şeyle ona baktım.

''Hani şu tatlı, güzel, zeki, mükemmel, akıllı...'' Devam ettirmeden sözümü kesti.

''Aynen ondan yürü hadi.'' 

Ay götüm. Tribe bak!

***

Burnumu çekerek elimi belimde yerleştirdim. Soğuyan hava yüzünden hafif grip olmuş, sınıf arkadaşlarımla uğraşıyordum.

O kadar mükemmeldim ki sınıf başkanı olmuştum.

Sıralarında ders çalışmak yerine sohbet eden sınıf arkadaşlarım böğürmeye başlayınca elimdeki tebeşiri rastgele fırlattım. 

Attığım tebeşire gülümseyerek, hayvanlığa devam ettiler. 

Ben sizi nasıl sakinleştireceğimi biliyorum lan! Hızlıca sırama gidip, çantamın içinden sallama çayları çıkarttım.

Geri tahta önüne geçip, çayları alıp, alıp sıra arkadaşlarıma attım.

''Hayvan herifler! Sizi anca  böyle mi susturayım he? Salak mısınız siz? Geri zekalılar!'' Bağırıp, bir yandan üstlerine çay atıyordum.

Sınıfta sessizlik hakim olurken gülümsedim.

Adam olmayı öğreneceksiniz oğlum.

Arkamı döndüğümde kapıdaki hocamızla gülümsedim. Ders başlayalı yirmi dakika oldu gelmedin ben çay atınca mı geldin? 

Really? 

''Aşkın kızım ne yapıyorsun?'' Hocamızın dediği şeyle hafifçe güldüm.

''Heh hocam şey...'' Gözlerimin içine bakarken tek kaşını kaldırdı.

''Ney?'' Ben de sinirle kaşlarımı çatarak elimle sınıf arkadaşlarımı gösterdim.

''Sesleri çok çıkıyordu çay verince sustular hocam işte!'' Hoca derin nefes alıp, eliyle sıramı gösterdi. 

Homurdana homurdana sırama giderken Beyza'yı yerime çökmüş, uyurken gördüm.

Bu kızın hayatı bizim yüzümüzden kaymazsa adam değilim bak o kadar iddialıyım. Göz devirip, Enez'in yanına oturdum. 

Normalde bize uzak olan Enez kaçırılma olayından sonra daha da uzaklaşmıştı. 

''Enez siz aşiret misiniz?'' Enez birkaç günün ardından sonra benimle konuşmaya tenezzül etmiş olacak ki sesli bir şekilde nefes alarak bana döndü.

''Ne yapacaksın Aşkın?'' Omuzlarımı silkerek sıranın altında gördüğüm krakeri çıkardım.

''Hasmınız falan var mı? Ya da passat? Varsa bakim bir.'' Enez kafasını iki yana sallayarak, hocaya odaklandı.

Ay, çok meraklıydım sana sanki!

Kafamı çevirip, ben de tahtaya odaklandım. Çok umurumda sanki! 

Kafamı Enez'e çevirip, rahatsız etmemek için kendimle çaba verirken titreyen telefonumla telefonumu cebimden çıkardım.

Kuzeyab: 

- Bir saat sonra okulundan seni alacağım en fazla iki saat sürecek bir yemeğe gideceğiz.

Bölüm sonu

Aşk-ı Aşkın ✔️Tempat di mana cerita hidup. Terokai sekarang