10.BÖLÜM

2.1K 85 70
                                    

Selamlar! Ben geldiim.

Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?

Uzun bir aradan sonra kavuştuk. Bu uzun araya da uzun bir bölüm yakışırdı.

Keyifli okumalar diliyorum. 

Satır arası sohbetlerinde görüşürüz ❤


10. BÖLÜM

"Vedalar; gözüyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz."

-Hz. Mevlana


Pazar...

ALİN ÇELİK

"Annem, güzel kızım kalk haydi." Perdelerimi, acımadan ağzına kadar açmıştı. "Of anne ya! Bir Pazar'ımız var." Pikeyi üzerimden çekti. "Dün pikniğe gidiyoruz deyince gözlerin parlıyordu ama." Kıkırdadım. Kıkırtım minik kahkahaya dönüştü. "Allah akıl fikir versin. Ayıl, sonra da abini kaldır. Hadi!"


FLASHBACK

Ata'ya bakış atıp arabadan beraber indik. Arabamın olmadığı bu zamanlarda adeta şoförüm olmuştu. Annemler konseyi kurmuş masanın etrafında konuşma halindeydiler. Topuklu ayakkabılarımın sesi ve arkamdan Ata'nın botlarının sesi karışmıştı. Resmi kıyafetle almıştı beni bürodan. Malum biliyorsunuz arabam yok. İşime de geliyor tabi. Kolumda cübbem asılıydı. Annemler bize dönünce hayretle baktılar. Her defasında bu açıklamayı yaptırıyorlardı ya pes. "Ana yine mi söyleyelim aynı şeyleri? Şöyle bakmaktan vaz mı geçseniz?"

"Hoş geldiniz oğlum. Unutuyorum Alin'in arabası olmadığını." Ata içeriye geçince bende ellerimi gösterdim. "Ben bir ellerimi yıkayayım."

"Tabi kızım. Temiz havlu çıkartmıştım banyoya." Ayakkabılarımı çıkartıp kenara koydum. "Tamam Zeynep Sultan." Çantamı portmantonun yanına koydum. Saçlarımı geriye atıp merdivenlerden çıktım. Ata ortalarda yoktu. Banyonun kapısı da açık olunca içeri girdim. Ellerimi yıkayıp kağıt havluyla kuruladım. Havluyla kurulayınca sanki içinde elimin kiri kalıyormuş gibi hissediyordum.

Banyodan çıkıp koridordan geçiyordum ki Ata'nın odasının kapısı açıldı. Belime dolanan ellerle odaya çekilmem bir oldu. "Ata?" Kapıya yasladı. "Yavrum?" Her geçen gün biraz daha birbirimize yaklaşıyorduk. Alışıyorduk. "Bir duyan olacak." Omuz silkti. Üzerini çıkarmış, eşofmanlarıyla kalmıştı. Üzerime eğilince daha da kapıya yaslandım. "Ata, sevgilim vallahi merak edecekler."

Başını boynuma gömüp usulca öptü. Dizlerimin bağı kopunca kapıdaki ellerinden biri belimi sıkıca sardı. "Şişşt sakin." Ufak ufak öpücükler konduruyordu. "Sakin mi?" Başı boynumda olduğu için boğuk bir hı hı çıktı. Elimi omzuna koyup sıktım. Ama ayaklarım hala düzelmemişti. "Bir bakmışsın bir gün bu odada karım olarak duruyorsun." Ah! Ahhh! Kalbiiim! "Olurum."

"Bir bakmışsın burada hep kaçamaklar yapıyoruz." Elim, ensesine gitti. "Muhallebi gibi oldu ayaklarım sus artık." Kıkırdayarak boynumdan başını çekince bakışları direk gözlerime değdi. "Bayılıyorum şu hallerine. Kendini bana karşı hiç esirgemiyorsun. Neysen o'sun."

"Ben sana karşı hep öyleydim ki." Yanağıma doğru eğilirken "Ben anlamamıştım zaten" deyip öptü. Ayrılınca dayanamayıp bende yanağından öptüm. "Ah ulan! Ah!" Kıkırdadım.

İki Cephe ArasındaWhere stories live. Discover now