Korkak. Kapıda durmuş gitme demesini bekleyen adama karşı hunharca korkak. Bulanık görüşü, sisli bir havanın esiri olan zihni. Ne yapacağını bilmiyordu. Söylemek istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Ürkek bir şekilde genzini temizledi. Pas tutmuş gibiydi genzi. Karşısındaki adam umutla gözlerine baktı.
Yapabilir miydi gerçekten? Ona gitme diyecek kadar cesaretli miydi? Ah, hayır. Korkaktı. Umudu gözlerinde kırılan adam ise esefle başını salladı.
Yaptığı onca fedakarlığa karşı genç kadının ilk adımı atmasını istiyordu, delice. Bu sefer o uğraşsın istiyordu, gerçekten istiyordu. Nafile. İkisi de bekledi umutsuzca. Birini sırtını döndü diğerine, diğeri kalbini. Adım atmaktan aciz iki kişi. Korkak, korkaklar.
