🦅ŞIMARIK🦋

112K 4.5K 971
                                    

ECEM AKAR...


•Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı •unutmayın lütfen.


~İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri~

YAZAR
🦅💋🦋

"Anneanne yetmez mi bunlar yoruldum"
Yıldız hanım elindeki elbiseyi yerine bırakarak torununa döndü,
Soğuktan kızaran burnu,pembeleşmiş yanaklarını görünce daha fazla uzatmadan başını salladı,
"Tamam kızım gidelim,bende yoruldum zaten" diyerek torununa ilerledi.

Ecem elindeki onlarca poşeti zar zor taşırken ilk kez topuklu botunu giydiği için sinirliydi,
Topuklu botu ayağına vurmaya başlamıştı.

Arabalarına doğru ilerlerken üstündeki yabancı gözlerden ve dedikodulardan sıkılmıştı,
Dört gündür Rize'deydi huzurlu olmasa da kafasını dağıtmıştı ve sakin günler geçiriyordu.

Derin ile iletişimi kesmişti telefonu geldiği günden beri kapalıydı,
Biraz dinlenmek istiyordu oraya taşındığı bir kaç günde bile yıpranmıştı.

Karton poşetleri arabanın arka koltuğuna yerleştirerek kendisi şöför koltuğuna yerleşti,
Geldiği ilk gün gözünde canlanan anılar onu zorlasa da yavaş yavaş yaraları kabuk bağlamaya başlamıştı tekrar.

"Otuzuna geldin kızım yok mu bir oğlan?" Ecem Anneannesine bakarak gülümsedi iki gün anca dayanmıştı zaten konuyu açmamak için.

Ecem önüne dönerken yüzünde silik bir gülümseme oluştu,
"Bende ki uğursuzlukla zaten anca öyle birini bulurum" sitemli sesi kısık çıksa da Yıldız hanım duymuştu isyanını.

Torununa bakıp derin bir iç çekti,
"Uğursuz falan değilsin kızım,unut o insanları çıkar aklından eskileri" diyerek destek olmak istedi fakat daha çok köstek oldu Ecem için.

Direksiyonu saran ince parmakları sıklaşırken gözünün önüne gelen görüntüler ile nefesi sekteye uğramıştı,
'Uğursuz pislik,keşke doğmasaydın!'
Gözlerini saliselik kapatıp açarak sildi onları aklından,
"Unut demekle olmuyor Anneanne,ben her aynaya baktığımda yaralarım ile yüzleşirken olanları aklımdan çıkarmamı isteyemezsin"

Yıldız hanım mahçup bir ifade ile önüne dönüp başını eğdi,
Konuşmanın ardından başka bir konu açılmamış yolculuk sessizce geçmişti.

Ecem giydiği kalın beyaz kazak ve lacivert kot pantolonu altına giydiği beyaz sporları ile hava almaya çıkmıştı,
Havası bazılarını çarpan Rize bazılarını sakinleştiriyordu.

Günlerdir yağmurlu olan hava bu gün kara bulutlara yerini bırakmıştı,hafif çişelese de düne nazaran daha iyiydi.

Bu gün beşinci günüydü yarın akşam İstanbul'a otobüs bileti almıştı.

Abisi Ceyhun bu gün şirkete geç gideceğini dışarıda kahvaltı yapmak istediğini söylemişti,
Fakat Ecem hala ona tavırlıydı affetmeye de niyeti yoktu,
Bu yüzden red ederek kahvaltıdan sonra dışarı çıkmıştı.

Akan nehrin sesi kulaklarına dolarken huzurlu bir nefes çekti içine,
Adımları köprüye doğru ilerledi,
Kulağındaki kulaklıkta çalmaya başlayan şarkıya kısık sesiyle eşlik etmeye başladı.
Yarası olan şehir şimdi yarasını sarıyordu,olabilir miydi böyle bir şey.

Köprüye çıkarak başını kaldırdı,
Amacı dereye bakmaktı fakat köprünün diğer ucunda duran heybetli bedenin sahibi ile göz göze gelmişti.

MAHALLE 1.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin