Seventeen

624 81 78
                                    

"JİMİİİİNNNNN"

Tete'nin çığırmasıyla oturduğum yerde hopladım. Avazı çıktığı kadar bağırıyordu alt kattan. Hemen çalışma masamdan fırlayıp aşağıya koştum ne olduğunu anlamak için. Merdivenlerden ikişer ikişer atlarken kötü bir şey olmaması için dua ediyordum. Babam ellerini beline koymuş merdiven dibinde bekliyordu. Bir elinde duran terliği ve sinirli bakışlarını fark edince adımlarımı durdurup durumu algılamaya çalıştım. Bakışlarım Tete'nin arkasında duran Joon babamı bulunca neden suç işlemiş çocuk gibi durduğunu merak etmiştim.

Tae babamın haline bakılırsa ya ben ya da Daddy'm bir suç işlemiştik ama şu an korkudan aklım başka taraflarıma kaçtığı için ne yaptığımızı düşünemiyordum.

"Halledebiliriz Tete. Lütfen elindeki silahı sakince yere bırak."

İki elimi de teslim olur gibi havaya kaldırıp bir merdiven daha inip biraz daha yaklaştım babama.

"Siz ne zamandan beri benim arkamdan iş çevirir oldunuz ha?"

Terlikli elini bana doğru kaldırınca ürkmedim desem yalan olur. Bugüne kadar tek fiskesini yememiştim ama bazen o terlikle kalçama nişan alıp  tam isabet ettirebiliyordu. Tete'nin kırk dört numara terliğinin ikimize de acıması olmazdı.

Joon babam içine kaçmış gibi sesiyle "Gerçekten istemeden oldu oğlum." deyince hala ne yaptığımızı anlayamamıştım.

Tete, babama dönüp dediğine inanamamış gibi bakarken söylendi. "Demek bir de yanlışlıkla söyledin. Ağzından kaçırmasan sonsuza kadar baba oğul benden gizleyecektiniz öyle mi?"

Onların karşılıklı tartışmasını fırsat bilip yanlarından sıyrılıp geniş salonumuzdaki koltukların arasına kaçtım. Burası kaçmak için daha elverişli duruyordu.

" Gel buraya nereye kaçıyorsun? "

Tae babamın dikkatinden kaçamamıştım ne yazık ki. O terliğiyle peşimde koşarken ben de koltuklar ve sehpa arasında mekik dokuyordum. "Ya vallahi ben masumum. Ne yaptığımı bile bilmiyorum."

"Ne yaptığını bilmiyorsun öyle mi? Gel buraya göstereceğim ben sana ne yaptığını." Terliğini fırlattığında yere eğildiğimden televizyonu sıyırıp geçmişti. "Taehyung dur televizyonu kıracaksın." Joon babamın cümlesiyle Tete'yi belinden yakalaması bir oldu. Ben de doğrulup rahat bir nefes aldım. "Koşturup durma ve terliğimi bana geri getir."

Bir yandan kuyruğumu kıstırmış kedi gibi babamın terliğini alıyordum bir yandan da itiraz ediyordum. "Baba hem kovalıyorsun hem koşuyorum diye kızıyorsun."

Tete, babamın kollarından sıyrılıp sakince koltuğa oturunca terliğini götürüp ayağının dibine bıraktım. "Sus cevap verme bana."

Şimdi ikimiz de süt dökmüş kedi gibi önünde dikilip ellerimizi önümüzde birleştirmiştik. O da bacak bacak üstüne atıp kollarını iki yana açıp yayılmıştı. "Cezanızı sonra düşüneceğim şimdi oturup bana oğlumun ilk hoşlantısını anlatıyorsunuz." Şaşkınlıkla kafamı kaldırdım. "Oğlum ilk kez birinden hoşlanıyor ve benim bundan haberim yok. En değerli varlıklarım bu mühim aytıntıyı benden gizlemiş."

Joon babama bir "Gerçekten mi?" bakışı atıp Tete'nin yanına oturdum. "Baba söyleyecektim gerçekten." Babam kollarını önünde bağlayıp trip moduna geçti hemen. Kafasını da diğer tarafa çevirmişti ki Joon babam da diğer tarafına yerleşti koltukta. Şimdi ikimizin ortasında oturuyordu. "Neden en son ben öğreniyorum bu önemli detayı?"

Kucağımda birleştirdiğim ellerime bakarak yanıtladım. "Çünkü henüz hoşlandığım kişinin bile bundan haberi yok."

Babam nihayet trip modundan çıkıp meraklı moduna geçti. "Ne demek haberi yok? Benim oğlum platonik mi şimdi? Kimmiş o oğlumun hislerine karşılık vermeyen dangalak? Söyle hemen poposuna bir iğne çakayım."

Rainbow / JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin