Nineteen

674 81 45
                                    

Yatağımın üzerine yayılmış, karşımdaki çalışma masamın sandalyesine geniş sırtını yaslamış ders çalışan Jungkook'u izliyordum. Arkası bana dönük olduğu için onu seyrettiğimi görmüyordu ve beni ders çalışıyorum sanıyordu büyük ihtimalle.

Sınav haftamız olduğundan derslerimiz yoktu. Biz de birlikte ders çalışma sözümüzü yerine getiriyorduk birkaç gündür. Önce kütüphanede başlamıştık. Sonra onların kafesinde, terasında, bizim evde. Bugün de odama yayılmıştık.

"Gelebilir miyim?"

Tae babam kapıdan kafasını sokmuş odama girmek için izin istiyordu. Yatakta doğrulup bağdaş kurarak oturdum. Jungkook da bize önünü dönmüştü. Babam elindeki tepsiyle odaya girip tepsiyi yatağıma bıraktı.

"Size biraz atıştırmalık hazırladım. Tatlı keyfinizi yerine getirir ve de kahve uykunuzu açar."

"Ellerine sağlık hyung. Çok güzel görünüyorlar."

Jungkook'un sözlerine "O zaman buraya otur ve birlikte yiyin. Ben sizi bölmeyeyim devam edin." diyerek karşılık verdi ve gitmeye hazırlanırken elini tutup yatağa doğru çektim babamı. Hala ayakta dururken oturduğum yerden iki kolumu beline sarıp arkasında birleştirip kafamı da karnına gömdüm. "Teşekkür ederim Tete. Beynim uyuşmaya başlamıştı."

Babam da ellerini saçlarıma çıkarıp başımın iki yanından masaj yapar gibi ovaladı. "Yatmadan önce başına masaj yağı ile masaj yaparım tamam mı? Biraz daha dayan." Bakışlarını ikimizin arasında dolandırıp devam etti. "Acıkırsanız da bırakıp aşağıya gelin." Ardından saçlarıma bir öpücük bırakıp kollarımdan çıktı. Odadan çıkmadan Jungkook'un da saçını karıştırdı.

Önümdeki cupcakelerden birine uzanıp ağzıma attım. Üstlerindeki renkli kremalar çok şeker duruyordu. Birini ağzıma sığdırma çabam ve kocaman lokmayı çiğnemeye çalışmam karşımdaki bedenin hoş gülümsemesini bana sunmasını sağladı.

Babam tatlı sevgimi çocukluğumdan beri iyi bellemişti. Müsait olup da evde olduğu zamanlar bana bolca atıştırmalık hazırlardı. Sağlıklı beslenme kurallarını benim istek ve zaaflarım söz konusu olduğunda pek umursamazdı çünkü yavru köpek bakışlarıma dayanamıyordu.

Jungkook kahve kupalarından birine uzanıp yudumlamasının ardından "Hyungların yemek yapabildiğini bilmiyordum." derken dudaklarımı izliyordu. Sanırım krema bulaştırmıştım ama yemek yerken böyle şeylere takıldığım söylenemezdi. O yüzden lokmamı yuttuktan sonra utanma belirtisi göstermeden diğer kupaya uzandım.

"Dur ağzını batırdın koca bebek."

Arkasındaki masanın üzerinde duran peçeteliğe uzanıp bir tane aldıktan sonra bana uzattı.

"Dudaklarını sil, bardağı da batıracaksın."

Gözlerimi devirip uzattığı peçeteyle ağzımı temizledim. "Oldu mu? Birazdan tekrar yiyeceğim ve yine bulaşacak. Neden kendimi yoruyorum ki?"

Mızmızlanmama gülerken ben kahvemden birkaç yudum aldım. O da minik keklerden birini alıp bana tezat olarak zarifçe ısırıklamıştı.

"Babamlar benim için çokça fedakarlık yaptı. Tae babamın her yeni gün yeni tarifler deneme çabası da bu fedakarlıklardan biri. Evde kaldığı zamanlarda sipariş vermemize izin vermez." Sesimi kısıp cümlemi devam ettirdim. "Joon babam bu konuda biraz beceriksiz ama aramızda kalsın." Karşımdaki bedenden kıkırdama sesleri gelirken devam ettim. "Bu yüzden yemek faslı hep ona kalıyor. Zaten büyükannemler de gün içinde yaptıkları her şeyi buraya taşırlar."

"Peki sen? Yemek yapabiliyor musun?"

Yüzümü asıp dudağımı büzdüm önce. Sonra aklıma dünyayı kurtaran yemek becerim gelmiş gibi heyecanla "Ramen yapabiliyorum ve pilavın suyunu ayarlayabiliyorum." diye şakıdım.

Rainbow / JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin