10.Bölüm

5.3K 281 30
                                    


Sesin geldiği yere doğru kafamı çevirdim. Karşımda gördüğüm kişiyle birlikte ağzım açık kaldı.

"Hamza." Diye mırıldandım. Elindeki küçük çantasını yere bırakıp bana doğru koşar adım gelmeye başladı. Bende ona doğru koşup boynuna atladım.

Ne kadar sarıldığımızı bilmiyorum. Affanın yanımıza gelip öksürmesiyle kendime geldim ve hemen Hamzadan ayrıldım. Affan bir bana bir Hamzaya bakıp, "biz gidelim isterseniz yüzbaşım." Dedi. Bu lafı bir tık kinayeli bir tıkta gerçek manada olarak anlaşılabilirdi. Ve Hamza bunu ilk manada anladı.

"Bencede gidin siz." Dedi Affana doğru bakarak. Affan kocaman gülümsedi. Bu gülümsemenin öfkeli bir gülümseme olduğu gayet açıktı. Hamzanın bakışları onu rahatsız etmiş ortalık gerilmişti. Hamza Affanı görmezden gelip time hitap ederek konuştu.

"Asenamı alıyorum, taburun yolunu tek başınıza bulabilirsiniz değil mi?"

Bunu söylemesiyle Hamzaya doğru hızlıca döndüm. O ise bana hiç bakmayarak time doğru hala sertçe bakıyordu.
Affan sinirle soluyup, "merak etme biz yolumuzu buluruz." Dedi. Sonra bana bakıp, " İçeri geçiyoruz Tuna, izninle." Dedi. Yüzbaşım dememesi ve Tunayı bastırması gayet sinirli olduğunu gösteriyordu. Time ve Affana dönüp, " eğitime kadar gidin dinlenin, yanınıza geleceğim." Dedim. Timin içeri doğru yürümesiyle bende Hamzaya doğru döndüm. Hamza da çocuklara dönüp "güle güle"diye seslendi.

Hamzanın seslenişinden sonra Affan adımlarını durdurup öylece kaldı. Affanın durmasıyla timde durmuştu. Affan hızla Hamzaya doğru döndü ve üzerimize doğru yürümeye başladı. Önümüze gelip bir adım mesafede durdu ve Hamzanın omuzuna elini koyup, "bu arada, Asenansız gezme ortalıkta, kurt seni kapmasın." Dedi ve göz kırptı.

"Affan." Diye sitem ettim. Çünkü bu lafı Hamza hariç herkes anlamıştı. Timinde hoşuna gitmişti ki gülmeye başladılar. Onlara bir bakış attım ve seslerini kestiler. Affanda beni görmezden gelerek binaya doğru yürümeye başladı. Timde peşinden gitmişti.

Hamzaya dönüp, "neden zorluyorsun ya." Dedim.

"Bana o herifleri koruma Tuna."

"Hamza."

"Sana çok kızgınım o yüzden konuşma Tuna."

"Onlar benim timim, lütfen bir daha karşılaşırsanız saygılı ol."

"Tuna senin timin benim, anladın mı beni. Geri tayin isteyeceksin. Nasıl yaparsın bunu ya. Nasıl bana haber vermeden buraya gelirsin."

"Hamza bunları konuşuruz birazdan."

"Birazı yok hemen şimdi." Diye sesini yükseltmesiyle tamam anlamında başımı salladım. Yerden çantasını alıp az önce timin eğitim yaptığı boş alana doğru yürümeye başladım o da peşimden geldi. Gidip en kenarıdaki banka oturdum.

"Anlat."

"Anlatacak bir şey yok ki."

"Kızım bak beni delirtme."

"Hamza ya sakin ol az."

"Ne sakini Tuna, ben 15 gündür senin izinden dönmeni bekliyorum. Neymiş efendim yeni komutan vermişler bize. Neden vermişler çünkü Tuna timinin komutanı Tuna, tayin isteyip gitmiş ve ben bun-.." derin bir nefes aldı ve devam etti. "Ben bunu yeni öğrendim."

Diyecek tek bir lafım yoktu. Sessiz kalmam onu daha da çıldırtıyordu ki ayağa fırlayıp bağırdı.

"Neden ya neden."

"Sessiz ol. Askeriyedeyiz."

"Tuna!"

"Hamza tamam anlatacağım sus azcık, ulan rezil olacağım millete."

YÜZBAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin