BÖLÜM 50

9.4K 258 41
                                    

OY VE YORUMLARINIZI UNUTMAYIN LÜTFEN. SİZİ SEVİYORUMMM İYİ OKUMALAR. 

Hızla içeri daldım. Çarşafı Maral'ın üzerinden çekip attım. "Bir daha dene!" diye bağırdım.

"Hastayı kaybettik beyefendi," dedi doktor."

"Dene dedim. Ne kaybedersin bir kere daha denesen. Hadi çabuk!"

"Ya sabır." Makineyi yeniden çalıştırdı ve Maral'ın göğsüne bastırdı. Kalbi çalışmadı.

"Bir daha!"

"Beyefendi_"

"Bir daha dedim."

Yine denedi, yine olmadı.

"Bir daha!"

"Bu son!" dedi doktor sinirle. "Yoksa sizi dışarı çıkartacağım." Makineyi ısıttı ve Maral'ın kalbine koydu. Düz çizgi bir anda dalgalandı. Doktor şaşkınlıkla ekrana bakarken derin bir oh çektim. 

"Teşekkür ederim."

Beni dışarı çıkarttılar. "Gördün mü Hale? Yaşıyor."

Hale bana sıkı sıkı sarıldı. "Teşekkür ederim Emir. Hayatını kurtardın onun. Teşekkür ederim."

Kalbi çok zayıftı ama çalışıyordu. Maral benim için hayatta kalmıştı, emindim. Uyanacaktı, bunu da başaracaktı. Onca şeyi başardıktan sonra bunu da başaracaktı.

ÜÇ HAFTA SONRA

"Neden uyanmıyorsun Maral?" Tuttuğum elini öptüm. "Neden hala uyuyorsun? Neredesin? Nereye kayboldun?" Elimi kalbine koydum. "İşte buradasın, yanımda. Uyan artık." Saçlarını okşadım, bitkin yüzünü sevdim. "Ben yanındayım, uyan artık."

Eli kıpırdadı. Şokla kafamı kaldırdım, parmakları oynuyordu. Çok geçmeden kaşları çatıldı, kurumuş dudakları diliyle ıslatıldı ve o güzel gözlerini açtı. Bal rengi gözleri ışıltısından hiçbir şey kaybetmemişti.

"Ne oluyor?" dedi yarım yamalak. 

"Maral, uyandın." 

Hale içeri daldı. "Uyandın Maral."

Gözlerini sonuna kadar açtı, korkuyla bize baktı. "İyi misin?" dedi Hale. "Bir tuhaf bakıyorsun. Canın mı acıyor?"

"Ne oldu bana?"

"Kaza geçirdin ya Maral, trafik kazası." Yanağını okşayacaktım ki kafasını çekti. Ona dokunmamı istemiyordu. 

"Uzak dur," dedi titreyen sesiyle. "Doktor nerede? Siz kimsiniz?"

"Ha siktir," dedi Hale. "Kızım benim işte en yakın arkadaşın Hale. Bu da Emir."

Bize o kadar boş bakıyordu ki. "Adımı hatırlamıyorum ki," dedi ağlamaya başlayarak. "Hiçbir şeyi hatırlamıyorum."

"Hale hemen doktoru çağır."

Koşarak çıktı ve doktorlarla geri döndü. "Maral hanım günaydın," dedi doktor.

"Hiçbir şey hatırlamıyorum," dedi ağlamaya devam ederek.

"Sakin olun." Cebinden bir kağıt kalem çıkarttı. "Buraya hastanede olduğunuzu yazar mısınız?"

Yazıp geri verdi. "Güzel yazma yetinizi kaybetmemişsiniz. Böyle durumlarda bazı travmalar meydana gelebilir. Hafıza kaybı beyin sarsıntısından kaynaklanıyor, bu sonucu zaten bekliyorduk."

"Bize niye söylemedin lan o zaman?" dedim sinirle.

"Sakin olun Emir bey. Geçici bir durum, zamanla hatırlayacak. O zamana kadar kendisine anılardan bahsedin. Fotoğraflar gösterin, yardımı dokunur."

SAPLANTILI AŞIK (+18)Where stories live. Discover now