♧ KASADAKİ FOTOĞRAF MAKİNESİ | BÖLÜM ●22●

45K 2.4K 1.7K
                                    

Hellö 💦


Genç kadın, adamın kollarında, bedenindeki tufanın ilacını bulmak için yer aradı ama Mirza, kendisini öyle bir öpüyordu ki her bulduğunu sandığı kapı yeni bir kapı daha ortaya çıkmasına neden oluyordu.

Alt dudağını dudaklarının arasına alıp emerken adamın tadını, doyasıya içine çekmek istiyordu. Onunsa elleri, saçlarından beline, vücudunun her yerinde hâkimiyetini sararcasına dolanırken daha az önce atışmalarından sonra yine böyle bir halde olduklarına aklı bir türlü ermiyordu. Garip olan da buydu ya, yaptıkları kavgadan sonrasında aralarındaki birleşme aklını başından almasına neden oluyordu.

Tam da o sırada hareket etmeye başlayan asansör ikisinin de duraksamasına neden olurken bir anda kapıların açılmasına dair çıkan uyarı sesiyle hızlıca birbirlerinden uzaklaştılar. Tam da o sırada Mirza'nın asistanı, şaşkın bir şekilde ikiliye bakıyordu. Muhtemelen aşağı kata inmeyi düşünüyordu ama beklediği görüntü kesinlikle kendileri değildi. Demre, saçlarını düzelttikten sonra tatlı bir şekilde gülümsedi ve "Günaydın Güliz." dedi ve yanındaki adama baktı. Adam hâlâ, az önceki öpücüğün etkisinde kalmış olmalıydı ki kaşlarını çatmış bir şekilde sessizce sekreterine bakıyordu.

Güliz ise karşısında gördüğü kadının, ev hâliyle olduğuna şaşırmıştı. Hatta bir an beyaz saçlarını görmese, onun Demre Remizade olduğunu anlayamayacaktı. Gözleri ayaklarına kaydığında ise ayakkabılarının da olmadığı dikkatini çekmişti. Onun şaşkınlığıyla asansörde dikilmeye devam eden patronuna ve kadına bakmaya devam ederken patronu nihayet konuşabilmiş ve kendisine gelmişti.

"Günaydın. 5 dakika sonra toplantı." dedi ve Demre'nin beline elini yerleştirip biraz güç uygulayarak asansörden çıkmasına neden oldu. Genç kadın hâlâ şirketten gitmeye kararlıydı ama Mirza çaktırmadan onu iteklerken bu pek de mümkün değildi.

''Aslında ben eve gideyim. Bak senin de bir sürü işin var." demesine kalmadan Mirza ona cevap vermişti.

"Şansını fazla zorlama." dedikten hemen sonra hâlâkendilerine olduğu yerde şaşkınlıkla bakan sekreterine döndü.

"Demre için kıyafet ayakkabı falan ayarla. Bütün kişisel ihtiyaçları karşılasın." demesiyle Demre olduğu yerde durdu ve aklına gelen şeytani planı da dile getirdi.

"Kuaför ve manikür pedikürcü de getir lütfen." dediğinde şaşkın şaşkın kendisine bakan adama dönüp ve kocaman gülümsedikten hemen sonra açıkladı. "Sinirden biraz tırnaklarımı kırdım. Saçlarımda süpürge gibi oldu. Ne bekliyorsun? Burada kahve makinesiyle falan mı şekillendireyim? Ha dersen ki eve git kendi işini hallet..." demesine kalmadan Mirza onu yeniden kendi odasına doğru götürmeye koyuldu.

"Tamam, kuaför ve diğerlerini de söyle işte. Bize bir de kahvaltı hazırlat. Toplantıdan sonra yiyeceğiz." demesiyle birlikte odasına girdiler ve kapıyı kilitleyen Mirza, sonunda Demre'yi bırakabilmişti.

Genç kız, adamın bu kadar temkinli davranmasına bozulmuştu çünkü kapıdan bir şekilde kaçabileceğini düşünmüştü. Şimdi de öylece olduğu yerde kalakalmıştı iyi mi. Neyse, en azından odanın manzarası güzeldi.

Boydan camların önündeki üçlü koltuğa kendisini bıraktı ve yatar pozisyona gelip gökyüzüne bakmaya başladı. Teras katında olan ofis, neredeyse tamamen camla kaplanmıştı ve bu Demre'nin hoşuna gitmişti. En azından dağ evinden iyidir dedi ve telefonunu çıkarıp son haberleri gözden geçirmeye başladı. Kendisi ile ilgili haber yoktu. Mirza ve okul problemi de , ensest yaşayan bir ünlü haberiyle ötelenmişti.

BEYAZ (+18)Where stories live. Discover now