♧ KÜÇÜKLÜKTEN BERİ | BÖLÜM ●2● ♧

60.4K 3.6K 1.3K
                                    

Hellö 💦

Genç kız karşısındaki adamın sözlerinin ardından şaşkınlıkla dudakları aralanmış bir hâlde bakmadan edemedi. Tamam, zeki birisi olduğu dillere destandı ama kendisine bu kadar güzel laf yetiştirmesi ve bir de üstüne düşündürmesi ile tek kaşını kaldırmadan edemedi.

"Siz her zaman bu kadar yardımsever misinizdir?"

Genç adam yüzüne hızlıca bir gülümseme yerleştirdi ve içten bir şekilde konuştu. Kahretsin, ya muazzam rol yapıyordu ya da gerçekten bu adam deliydi.

"İnan bana yardımseverlik konusunda üzerime tanımam..."

Tabii... O geceki konuşmanın sonrasında yine şirkette de kendisine kocaman gülümseyen, rahatlıkla laf dalaşı yapabileceği bir adam falan bekliyordu. Sabahtan özene bözene hazırlanmış, staja şirkete gitmek için kendi arabasına binmişti. Telaşlıydı gelirken ama patronu ile çalışıyor olmanın getirdiği bir rahatlık vardı. Ne de olsa adamla iki gün öncesinde tanışmışlar ve kendisini özellikle çalışması için çağırmıştı.

Böyle düşünerek koca MQZ şirketine salına salına girmiş, adım attığı gibi farklı aurası ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Seviyordu gözlerin üzerinde olmasını. İnsanların kendisine odaklandığı o zaman diliminde topuklularının üzerinde hiç tökezlemeden bir kuğu gibi süzülmek, doğası gereği sanki kendisine lütfedilmiş bir yetenekti.

Tabi, dik başıyla girdiği bu şirketten akşamında yorgunluktan eğik başıyla çıkmıştı ya orası ayrı...

Geldiğinden beri, staj yapacak diye bütün ayak işlerine onu vermiş, üstüne üslük büyük patron, yani Mirza ile bir kere bile karşı karşıya gelmemişti. Şimdi ise oturmuş Hamra ile konuşuyordu.

"Bence adamı sinirlendirdin diye sana bunu yaptı. Ben ne zaman abini sinirlendirsem beni arşive yollar dururdu."

Saçlarını kafasının üzerinde dağınık topuz yapmış arkadaşına tip tip bakan Demre kahvesinden büyük bir yudum aldı ve dilini yakmasını umursamadan yuttu. Çok yorgundu ve kendisine gelmezse yarın kesinlikle o işe gidemeyecek ve ikinci günden kovulacaktı.

"Ya abim olsa tamam. Yapacaklarım belli. Gözüne gözükme, işini doğru yap. Bu kadar. Ama bu adamı göremedim bile. Bence MQZ, stajyerlere köle gözü ile bakan bir şirketten farksız."

"Sen öyle san."

"Hamra!" dedi genç kız mavi gözlerini kocaman açıp arkadaşına bakarak. "Azıcık yardımcı olur musun? Bardağın dolu tarafı olmazsa ne yapacağım ben yarın? Vallahi yakarım o şirketi."

"Sonra da abin seni yakar." diyen Hamra ise hiç ondan taraf olmadan portakal suyunu yudumladı.

"Hem, benim uykum var. Uyuyacağım. Yarın okulda erkenden dersim var." diyerek yanından kalkan arkadaşına ters ters bakan Demre, umursanmaması üzerine homurdanmadan edemedi.

"Sen kardeş değil kalleşsin."

"Bir daha bekleriz." diyen Hamra ise terliklerini sürüyerek merdivene doğru ilerlemişti bile.

Demre, yalnız olmanın getirdiği rahatsızlık psikolojisi ile telefonuna uzandı. Açıp son gelen mesajlara üstünkörü baktı ve hiçbirisi görüldü olmasın diye girmeden uygulamadan çıktı. Sonrasında Instagram'a girdi ve son gelen mesajlara yine tıklamadan baktı. Hiçbirisi ile konuşmaya mecali yoktu. Normalde olsa yazılan herhangi bir mesaja cevap verir, dışarı çıkar bir güzel günün yorgunluğunu ve stresini atmak için işe koyulurdu ama o kadar çok yorulmuştu ki topuklu ayakkabının ucunu bile görmek istemiyordu.

BEYAZ (+18)Where stories live. Discover now