Ayın Oğlu 3

341 42 3
                                    

Liya daha fazla konuşmadı. Minik bebeğin yemek yiyişini izlerken keyfi biraz yerine geldi. Karnı doyunca yüzüne biraz renk gelmişti. Arada liyaya bakıp utangaç gülümsemeler atıyordu. Badem sütünü bitirdiğinde karnında bir şişmanlık olmuştu. Liya bu görüntüden memnun oldu. Çocuk çok güzel yiyordu.

Liya sofrayı toplamaya başlayınca çocukta yardım etmek için tabakları toplamaya çalıştı. Liya hemen onu durdurdu.

"Hayır hayır sen sadece dinlen bir iş yapmana gerek yok"

Çocuğu kaldırıp tekrar yatağa oturttu. Dönüp sofrayı toplayıp bulaşıkları yıkadı. Çocuğun sırtına kendisine büyük gelen bir ceket astı. Sonra oltasını aldı ve çocuğa elini uzattı.

"Hadi gel biraz hava alalım"

Sesizce el ele görevinden kenarına gittiler. Minicik elleri elinin yarısını kaplamıyordu. Liya kararını verdi. Göletin yanında oturduktan bir süre sonra sessizliğini bozdu.

"Senden yapmanı istediğim bazı şeyler var umarım elinden geleni yaparsın. Ama önce sana bir isim vermemiz lazım çocuk diye seslenmek hiç hoş değil."

Çocuğun yüzü bir an karardı. Kötü birşeyler düşündüğü belliydi. Ama bir isim alacağını öğrendiğinde yüzünde bir sevinç belirdi.

"Albin ismine ne dersin"

"Albin"

"Evet ayın albino oğlu gibi. Geceleri aydınlatacak kadar ışık saçan bir güzelliğin var bence sana çok yakışır, beğendin mi?"

"Evet beğendim" aldığı övgüden yanakları kızarmıştı. Utangaç bir şekilde parmaklarıyla oynuyordu. Liya bu tatlı görüntüyle eridi.

"Öhöm öhöm Albin senden yapmanı istediğim şeye gelince, bundan sonra ders çalışmak zorundasın. Sana okuma yazmayı ve bildiğim şeylerin çoğunu öğreteceğim. Bu yüzden sıkı çalışmak zorunda kalacaksın. Annen olarak iyi bir eğitimin olaması gerektiğini düşünüyorum.Umarım buna hazırsındır."

Albinin gözleri daha da parladı. Liya gerçekten ay gibi göründüğünü düşündü.

"Okuma yazma mı öğreneceğim"

"Evet"

"Elimden gelenin en iyisini yapacağım"

Liya kararlı minik yüze bakınca gülümsedi. O an oltaya bir şey takıldı. Güzel büyük bir balık yakaladı. Sepetin içine attı. Albin kocaman gözlerle balığa bakıyordu.

"Hiç balık yedin mi"

"Hayır"

"Öğle yemeğimiz olacak çok besleyicidir ve elimizde çok fazla var"
Liya açıklama yaptı. Albin gözlerini balıktan hala alamıyordu.

"İstersen yakından bak" liya sepeti alıp albinin yanına koydu. Kıpırdayan balığa merakla bakıyordu. Kıpırdamayı bıraktığında dokunmaya cesareti oldu. Bir süre sonra sıkılıp etrafına bakmaya başladı. Ama yerinden hiç kalkmadı. Sepete ne zaman bir balık eklense dikkati tekrar sepete kayıyordu. Liya yeterli miktarda tuttuğunu düşününce ayağa kalktı. Onun kalktığını gören albinde ayaklandı. Hadi balıkları içeri bırakalım. Albin liyanın ona uzattığı elini tutup içeri geçti. Liya balıkları bırakıp tavuk ve tavşan yemi aldı.
Dışarı hayvanlarla ilgilenmek için çıkarken albin onu yavru ördek gibi takip ediyordu. Katırı yeşillik bir alana bağladı. Tavşan ve tavuklara yem atarken albinin onu kocaman gözlerle izlediğini gördü.

"Evet anne"

Ahhh bana anne dedi kalbim için gerçekten iyi değil
(♥_♥)
Albin liyayı taklit ederek hayvanları beslemeye başladı. Küçük tatlı bir aileye sahip olmanın huzurunu hissetti.

KLİŞELER KLİŞESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin