Kabul Bölüm 5

377 13 0
                                    

Kediyi kucağımdan bıraktım, ve banyoya doğru ilerledim. Bir yandan da acaba Kartal benden ne isteyecek ? yani Asıl konu neydi merak ediyordum. Banyoya vardığımda elimi yüzümü yıkayıp biraz kendime geldim. Banyodan çıkıp tekrar odama döndüğümde yatağımı topladım. Ve saate baktım. Saat 10:40 'tı, normalde daha erken kalkardım fakat dün çok yorulduğum için bugün bu saatte kalmayı normal buldum. Ve kediyi de alıp aşağıya indim. Tasmasında Büyük harflerle 'KARTAL' yazan kediyi koltuğun üzerine bıraktım ve dolaptan ona bir şeyler bulmaya gittim. Onun için bir süt ve biraz da salam verdim. Ne yapayım evde onun için çok güzel şeyler yoktu. Çünkü ben 'bir gün evime bir kedi bırakılırsa ben o kediye mama olarak ne vereceğim ?' diye hiç düşünmemiştim. Benim hatam. Kedi yemeğini yerken bende kendime kahvaltı hazırladım. Bu sefer düzgün şeyler hazırlamıştım...

Saate baktığımda saat çoktan 13.00 olmuştu. Bir dakika ben kartal ile saat kaçta anlaşmıştım? 3 olması lazımdı. Bende daha koskocaman 2 saat var deyip biraz dışarıya çıktım. Kapının önünde mahallede 7/24 dedikodu yapan kadınlar gibi oturmuştum. Gözlerimi kapatıp derin nefesler aldım, önemliydi sonuçta. Sonra aklıma gelen fikirle gözlerimi açıp, ayağa kalkıp hızlıca eve girdim. Dün Kartal'ın beni aradığı numara hala bende olmalı. Belki de Kartal'ı arayıp biraz konuşmalıyım. Kartal'a karşı düzgün davranayım, sakin olayım diyorum ama olmuyor. Hayatımda ilk kez ,, ilk defa onun yüzünden bir davayı kaybettiğim aklıma geldikçe çıldırıyorum. Ama dediğim gibi sakin kalmaya çalışıyorum. Telefonumu biraz evde arayıp sonunda bulduktan sonra en son arananlara girdiğimde bir numara gördüm. Bu onun numarası olmalıydı. Onu aradım. Çaldı, çaldı, çaldı ama en sonunda açtı.

"Feride: Alo, Kartal bir şey sormak istiyorum.

Kartal" ne diyeceksin yine ?

" Feride: Saat 3'te bana gelmemi söylediğin yerin hala konumunu atmadın da onun için aramıştım. Ben nereye geleceğim acaba?

"Kartal: a unutmuşum bekle atıyorum.

dedi. Kapatacağını anlayınca kendi kendime 'bu sefer olmaz' deyip ondan hızlı davranıp ben onun yüzüne kapattım. Hah birazda o görsün insanın yüzüne telefon kapatılınca nasıl oluyormuş. Gerçi onun pek umurunda olacağını sanmıyorum ama neyse. Biraz bekledim ve 1-2 dakika sonra telefona gelen bildirimle tekrar telefonumu aldım ve attığı adrese baktım. Daha önce buraya gitmiştim. Küçük ama tatlı ayrıca çok fazla kişinin de tercih etmediği bir yerdi. Bir kafeydi. O odunun bu şekilde yerleri bileceğini ben bilmiyordum. Tüm bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp hazırlanmaya başlamıştım. SAÇ AYRI BİR DERT KIYAFET AYRI BİR DERT. Tüm bunlara her gün dertleniyordum. Sıkıcı olmasa bari...

Siyah ama fazla daraltmayan bir kazak

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Siyah ama fazla daraltmayan bir kazak. Altına ise kadife bir pantolon. Kombin ime fazla renk katamıyordum maalesef. Kemerin rengi ve boynumdaki kolye dışındaki her şeyim siyaktı. Ama bence yine de hepsi hoş duruyordu. Bileğime bir bileklik takmayı düşünmüş ama mor renk olduğu için vazgeçmiştim. Kombini mi bozuyordu. Ama bir görseniz bilekliği yakıyor yani. Evet neyse. Üstümü bu şekilde hallettikten sonra elime Krem rengi çantamı alıp içine bir şişe su ve bugün olan davamın dosyalarını koydum. Biraz da para. Az para koydum çünkü genelde kart kullanıyordum. Çantamı da alıp sonunda evden çıktım. Evden çıkıp Kartal'ın attığı konuma doğru yürümeye başladım. Bir de ne göreyim karşımda ? Size de bahsetmiştim ya hani şu geçen gün KARTAL yüzünden kaybettiğim dava. İşte o davanın yakınlarından olan kişi yine geldi. Of ne istiyordu bu adam benden. Davayı kaybetmiş olabilirim. Ama bu bir son değildi ki. Fazla uzatıyordu . Evet bu konu hakkında bende sinirliyim ama maalesef elimden bir şey gelmiyor.

Adam Tam karşıma geçti ve şöyle dedi" seninle düzgünce konuşmak istiyorum. O davayı neden kaybettin ? Bilerek mi yaptın bize karşı bir garezin mi var?" dedi. Garezin ? garezin mi demişti o. Hah ya benim onlara karşı ne garezim olacak acaba, ben sadece o gün bazı talihsiz sebepler sonucu kaybetmiştim o davayı. Nasıl böyle bir şey düşünür anlamadım gerçekten. Kolumdaki saate baktığımda 14.50 olmuştu bile çoktan. 10 Dakikada nasıl yetişebilirim. Birde bu adamı atlatmak var  of gerçekten OF. Sakince derin nefes alıp adam baktım ve bende şöyle dedim.

Feride: Beyefendi benim size karşı nasıl bir garezim olabilir ?, ben sadece o gün bazı aksilikler yaşadım. Ama sadece onunla alakalı da değil bu konu. Ben dava ile ilgili elimden gelen her şeyi yaptım. Konuşmamı da en iyi şekilde yaptım. Fakat bazen olmuyor. 

Dedim. Bence gayet sakin ve düzgün konuşmuştum. Sinirle bir anıma denk gelseydi bu kadar güzel konuşamazdım. Ya ben ne bileyim bazen her şey istediğimiz gibi olmuyor. Bende  o davayı kazanmak isterdim ama olmadı. Adamda bir şeyler söyleyip gitti. Ne dediğini çok takmadığım ve dinlemediğim için ne dediğini bilmiyorum açıkçası. Ve o malum an yeniden yaşandı. SAATE tekrar baktım. Bu sefer 3 olmuş hatta 5 dakikada geçmişti. Bu sefer yoluma yürüyerek değil koşarak gittim. Vardığımda sinirle oturan Kartalı görmem uzun sürmedi. Hemen yanına gidip sandalyeyi çekip oturdum. Başını kaldırıp bana baktı ve" nerede kaldın ?" dedi.

Feride: Nerede kalacağım canım sirkte fil oynatıyordum.

Kartal: Feride benimle dalga geçme. Dinleyeceksen anlatacağım eğer dinlemek istemiyorsan da burada değil belki ama başka yerde dinlettiririm.

Feride: Dinlemek için geldim zaten Kartal. Ne konuda yardım istiyorsan söyle . Edeceğim bir konuysa ederim zaten.

Kartal: Edeceğim bir konu feride edeceğin. Anlatıyorum o zaman iyi dinle beni. Ben mafya olduğum için çok düşmanım var. Bundan toplam 2 sene önce falan benim düşmanım olan ve benimle sürekli uğraşan bir adam mahkemelik olmuş. O da benim gibi bir mafya normalde yakalanmıyordu. O aranan bir mafyaydı ama 2 sene önce aranan bir mafya olduğu için unutulmuştu. Onun yerini ve adresini bilen tek bendim. Ve onu şikayet ettiğimde ise benim peşimi bırakmayıp adamlarımı öldürmüş. Ama öldürdüğüne dair bir kanıt yok. Son 2 senedir mafyalık yaptığına dair bir kanıtta yok ve eğer hapse girmezse benimle daha çok uğraşacak.

Böyle baya bir konuşmuştu. Hepsini de dinlemiştim hem de sıkılmadan. Dinledikten sonra biraz düşündüm adamın hapse girmesi çok basitti sadece bir iki kanıtıma bakıyordu. Bende bunu Kartal'a söyledim.

Feride: Kartal, adamın hapse girmesi sadece birkaç tane kanıta bakar. Çünkü önceden zaten arana bir mafyaymış. Yanlış mı ?

Haklıydım. Birkaç tane kanıt bulmak vardı sadece ondada Kartal yardım eder zaten diye düşünmüştüm. Fakat Kartal'ın diyeceği son cümleyi duyana kadar, sürmüştü bu düşüncem.

Kartal: Adamın tuttuğu avukatın adı Duygu'ymuş. 

Duygu mu ? Kartal'ın ağzından çıkan isim Duygu olamaz. Duygu kim diye sorarsanız Duygu da benim düşmanım. Aslında rakibim de denilebilir. Ben dünyanın en iyi avukatları listesinde 2.yim. Peki 1. kişi kim biliyor musunuz ? DUYGU. Başka kim olabilir. Benim Duygu'yi geçip birinciliği aldığım kısa bir zaman vardı. İşte o zaman içinde bir birimize karşı çok pis kin besledik. Aslında o daha çok. Girdiğim her davanın karşı avukatı Kerim oluyordu. Sanki bilerek düzenliyormuş, ayarlıyormuş gibi. Ve çoğunu da o kazanıyordu. Yalan yok, o yurtdışına gitmişti. Bu yüzden onunla pek bir bağım kalmamıştı. Ama şimdi tekrar gelmiş ve Kartal'ın benim bakmamı istediği bir davanın karşı taraftaki Avukatı oluyordu. İnanılmaz gerçekten. Şansıma bakın. Kartal'a bu durumu anlattım, hatta baya fazla anlattım anlamadığını düşünerek. O ise en sonunda bıkkınlıkla bana bakıp" Anladım Feride tamam mı ? Anladım. Galiba bu pes ettiğin anlamına geliyor ha ?" demesi ile yüzüne anlamsızca ama içimde anlamadığım bir sinir besleyerek baktım ona. Ben ve pes etmek ha kitabımızda yok bir kere. Duygu ha Duygu.

Feride: Hayır tabii ki de pes etmiyorum. Ben bakacağım davaya ayrıca kazanacağız merak etme sen. 

Kartal: iyi o zaman bu güzel haberi de aldığıma göre gideyim artık. Deyip ayağa kalktı. Tam gidecekken kulağıma eğilim şöyle dedi " Kedime iyi bak" vay alçak. Demek sendin ama ben zaten Senin olduğundan emindim ki biliyordum yani. Neyse zaten benim bir şey dememe izin vermeden çıkıp gitti. Bende çantamı alıp kafeden ayrıldım.

Merhaba gençler, bugünlük bölümümüz bu kadar. Baya uzun yazdığımı düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz. Şimdiden 1238 kelime oldu.

Sizce feride zekası ve konuşması ile Duyguyu yenebilecek mi ?

Sizce Duygu nasıl bir kız ?

Veya Feride yıllar sonra Duyguyu görünce Ne yapacak ?

Not: Bölümün başındaki fotoğraflara beğeneceğinizi düşündüğüm kıyafetleri koyuyorum. Bir amacı yok.

avukatımWhere stories live. Discover now