Koruma mı ? Bölüm 6

328 11 0
                                    

Kafeden ayrılır ayrılmaz Hukuk bürosuna gittim. Kahverengi, beyaz ve siyah renklerle döşenmiş bu yer ne zaman gelsem beni mutlu ediyordu. Yine mutluydum tabi ama tekrardan Duygu ile karşılaşacak ve hatta sadece karşılaşmakla da kalmayıp aynı dava üzerinde kapışacaktık. Bu beni biraz geriyordu. Odamın bulunduğu kısma doğru ilerleyecekken birisi kolumdan tutup beni durdurdu. Bu kişi Semra'ydı, Semra Savcılık sınavına girip ucundan dönen ama bizim için Savcı olan birisiydi. Pek muhabbetimiz olmazdı. Yani daha önce olmadı acaba ne diyecekti ? Semra bana dönüp" Duygu geliyormuş!" deyince o kızı orada dövesim geldi. Ayrıca kalbimde hızlanmadı değil. Duygu'nun geleceğini ben zaten biliyordum, ama başka birinden duymak beni iyice strese sokuyordu. Derin nefes alıp kıza sakince biraz baktım ve şöyle dedim" Biliyorum, hatta aynı davaya bakacağız." Bunu bilerek dedim. Bu kız biraz dedikoducudur. Ona söylenen şey genelde hiç anlaşılmadan Bürodaki herkese yayılır. Bende zaten bunu için , yani bunu istediğim için dedim. Kız (Semra) bunu duyunca gözleri fal taşı gibi büyüdü. Ne yani olamaz mı kardeşim ? Ve hemen ağzından şu kelimeler döküldü.

Semra: İnanamıyorum ama kaybedeceğin kesin. Ben olsam davadan direkt çekilirdim. Kazanamazdım. Sende kazanamazsın, uğraştığına değmez yani.

Feride(ben): Kazanamayacağım kesin mi ? Ben kazanacağım diyorsam KAZANIRIM.

Semra: Çok yükseliyorsun. Bahsettiğimiz kişi Duygu Dünya-

Feride: Dünya da 1. Peki ben kaçıncıyım sonuncu mu ? 

Semra: Hayır sende 2.sin ama-

Feride(ben): Aması falan yok. Kazanacağım ve sende göreceksin. HERKES GÖRECEK SEMRA HERKES

deyip sinirle oradan ayrıldım. Şu büroya sakin, huzurlu , rahat bir şekilde gelmişken ne diye sinirlerimi bozuyordu ki bu kız ? Duygu da duygu . O kız birinciyse bende ikinciyim. Sonuncu değil herhalde. Ya ben sonuncu olsam bile bu kızı yenerim hırsımdan. Duygunun taktiklerini az da olsa biliyorum. O kız genelde dava esnasında düşünmez. Bulduğu kanıtları ve önceden hazırladığı konuşmayı ezberleyip öyle çıkar hakimin karşısına. Ben ise farklı. Kanıtlarımı bulur ve hazırlıksız konuşma yaparım. O an orada ne konuşacağım hiç belli olmaz. Denilen her kelimeye karşı bende cümlelerimi değiştirebilirim. Bu şekilde kazandığım bir çok dava zaten oldu. Aslında pek dert ve sıkıntı, etmeyeceğim ama sürekli hatırlatıp duruyorlar. Odama geldiğimde bu düşüncelerden kurtulup odamın kapısını açtım. Ve sonra içeriye girip geri kapattım. Biraz fazla ses çıkmıştı. Ayrıca bu KAPI GICIRDIYORDU. Bugün gireceğim bir dava olduğu için elimdeki dosyaları son bir kez daha okuyup, bir kahve içtim. Daha donrasında ise Mahkeme odasına girip davayı kazandım. Zaten kolay bir davaydı. Kazandıktan sonra bugün daha fazla davam olmadığı için eve gitmeye karar verdim. Hukuk Bürosundan çıktım. Eve gidecekken karşıma çıkan 3 kişi ile gidemedim. Anlamsızca suratlarına bakarken endişeli değildim...Çünkü burada bana hiç bir şey yapamazlardı. Burada bir sürü avukat , hakim, savcı hadi onları geç polis bile vardı. Bu yüzden rahat rahat şunu söyledim." Ne oluyor, HAYIRDIRR" dediğimde benim bile kendime gülesim geldi. Ama ciddi kalmam lazımdı.

x:  Biz Feride hanıma bakmıştık

"Benim zaten"

x2: O zaman buyurun bizimle gelin  

"Neden? Siz kimsiniz ?"

x3: Kartal beyin adamlarıyız, anlamış olmalısınız

" HEE Anladım da saat- saat 7 neden gelmemi istiyor?"

x2: onu bizde bilmiyoruz sadece gelmeniz gerek.

Fazla uzatmadan binmek istedim. Ne diyeceğini bende bilmiyorum ama neyse. Arabaya bindim ve araba zaten toplam 20 dakika içinde tam olarak vardı. Arabadan indiğimde karşımıza çok lüks olmayan ama yinede kendine göre bir havası olan bir ev çıktı. Çok güzeldi yani bana göre en azından. Onun yani Kartal'ın evini daha önce hiç görmemiştim. Gerçi nereden görecektim ki hadi neyse. Eve girdiğimizde içi daha da güzeldi. Çok hoş ve iyi döşenmişti. Sonunda merdivenlerden inen iyi ve ciddi giyinmiş bir adet Kartal gördüm. Saçları doğal ve kıvırcıktı ama biraz. Biz ona dalgalı da diyebiliriz. Neyse betimleme yapmayı çok sevmem. Konumuza dönelim. Daha doğrusu ne olduğunu bilmediğim konumuz...

" Kartal, bir şey soracağım biz neden sürekli görüşüyoruz.? Daha bu sabah görüşmedik mi biz? Hayır yani ne söyleyeceğini de bilmiyorum ki gerçekten ne söyleyeceksin ?__-

Kartala baktığımda ağzını açıp konuşmaya başladı. " Söyleyeceklerim senle ilgili. Benim yüzümden senin peşine de adamlar düştü. O adamı savunacağın öğrenilince birde avukatlıkta başarılı olduğun öğrenilince engellemek için peşine düştüler. Seni korumam lazım" pauh oah puh beni koruması lazımmış. Ben kendimi koruyamıyor muyum ? ha

Feride:(BEN): Ben zaten kendimi koruyabiliyorum. Bunu sende biliyorsun Kartal, o yüzden hiç böyle şeylere gerek yok.

Kartal: Bu o şekilde değil Feride. Adamlarda silah var yani kesin olacaktır. Hepsi dövüşte usta. Gidecekleri her yere 15-20kişi gidiyorlar. Yapamazsın

Feride: Yapar-

Kartal: Yapamazsın dediysem yapamazsın Feride. Seni korumama izin ver. Anlaşalım Ben seni koruyayım sende benim için o adamı hapse attır. He Ne Dersin ?

Dayanamayıp kabul ettim. Yapacak başka bir şey yok...

" Tamam kabul ama sen beni nasıl koruyacaksın?"

İşte bir şeyler daha anlattı bana bu şekilde. Fazla uzatmak istemediğim için kısa kesiyorum. Başıma 1-2 koruma dikecekmiş. Daha fazla dikecekti normalde de ben itiraz ettim daha fazlası gerçekten fazla olurdu. Dava bitip kapanana kadar yanımda duracaklarmış. Bu arada dava günü 2 gün sonra. Yani yarın değil fakat ondan sonraki gün olacak... Bu davaya iyi hazırlanmam gerekiyordu yoksa yandık demek. Kartal'ı falan boş verdim. Ben Duyguya yenilmek istemiyordum. Onunla uğraşamam. O kadar hava attım şimdi kaybetmek olmazdı. Her şeyi oturup konuştuktan sonra beni aldıkları gibi tekrar evime bıraktılar. Daha önce hiç bir erkek tarafından eve bırakılmamıştım. Güzel oluyormuş bu böyle. Neyse fazla uzatmayalım eve girdiğimde üstünde 'I love You' yazan anahtarlarımı sehpanın üzerine bıraktım. Hemen Mutfağa gidip bir bardak su aldım. Ve direkt kafama diktim. Daha sonrasında ise mutfaktan çıkıp banyo bölümüne gittim. Ellerimi yıkadım ve üstümü değiştirdim. Daha sonrası ise klasik işte. Sabah Yaptığım yemeği ısıtıp yedim. Mikrodalga fırın buralarda gerçekten çok işe yarıyordu. Yemeğimi de afiyetle yedikten sonra uykuma daldım. Ama aklım hala Kartal'ın söylediklerindeydi. Gerçekten başımda büyük bir bela varmıydı ?


Eveetttt arkadaşlar bugünlük bölümümüz bu kadardı. Normalde bölümü bugün atmayacaktım ama atmak ve yazmak istedimmm. Umarım bugünkü bölümümü de beğenirsiniz. Gecenin saat birinde başladım(1:02 gibi ) Gecenin ikisinde bitirdim(1:59). Ve evet şu an (02:00) oldu. Neyse sizleri seviyorum umarım bu bölümü de beğenirsiniz.

avukatımWhere stories live. Discover now