8 - "Yemek"

353 15 16
                                    

(medyadaki adam emir değil, sadece kıyafetler... Ve emirin üst bacağı zaten bundan bir tık daha ince, fotoda dar duruyor.)






"Ee yani?" dedim telefonu sol elime alıp, sağ elimle sıcak bardağımı kavrarken. "Sen ne yapacaksın bu durumda?"

"Ne bileyim anneciğim?" dedi annem dudak bükerek. Onun hemen yanında kızının saçlarını ören Zuhal teyzemi gördüm, o da beni gördüğünde annemi bölmemek adına öpücük atmakla yetindi. Ben de kocaman bir sırıtışla elimi salladım. "Galiba kabul edeceğim. Hem maaşı da daha yüksek, sana da yardım edebilirim."

"Anneciğim beni düşünmene gerek bile yok," dedim tatlıca homurdanarak. "İşe de alındım ya!"

"Ay evet Meriç söyledi!" diye araya girdi Zuhal teyzem dayanamayıp, heyecanlıydı. "Seni de tebrik ederim Emirciğim! Meriç ilk ve kesin olarak senin seçildiğini söyledi. Çok beğenmişler seni!"

Annem gururlu bakışlarıyla gülümsediğinde gözlerinin de dolduğunu fark ettim. "Teşekkür ederim Zuhal teyze ama çok söyleme, yoksa annem yine ağlayacak."

Zuhal teyzem şaşkınlıkla annemin ondan kaçırdığı yüzünü kendine çevirdi. "Ay deli misin nesin Eftal?!" dedi hararetle. "Niye ağlaklaştın yine?"

"Ay mutluluktan herhalde," dedi annem dudaklarını birbirine bastırırken. "Dedikleri yere baktım, eskiden de gitmiştik. Çok güzel bir yer!"

"KOCAMAN ODALARI VAR KOCAMAN!" diye haykırdı sevinçle Melis annesinin kucağına çıkıp koca suratını kameraya yaklaştırırken. Güldüm. "NE OLUR GELEYİM YA, MİMARIYLA KONUŞMAM LAZIM!"

"Lan LGS'ye bile üç senesi olan velede bak," Bir anda Meriç yanıma oturduğunda çıplak üstü ve elindeki meyve tabağıyla duraksayarak ona baktım. "Ne yapacaksın mimarını? İftihar belgesi mi vereceksin? Ne olduğunu biliyor musun?"

"Hani benim şimdiden takdir belgemin yanında dört kez aldığım belge mi?" dedi Melis sırıtarak. "Biliyorum tabii canım."

"Aferin," dedi Meriç ciddiyetle başını kaldırıp indirerek. "Herkese söyle bunu. Bırak millet iftihar belgelerimizi konuşsun."

"Ay nazar değmesin kuşuma!" dedi annem onun kucağından telefona uzanan Melis'in başına öpücük kondurarak.

"Nazar koyar mı bu cingöze?" dedi Meriç alayla. "Şuna bak Eftal teyze, okulda izin kağıdı çalıp millete satmış bir deli bu."

"Söyleyip durma şunu ya!" dedi Zuhal teyzem homurdanarak. "Kimse adını bilmiyor, herkes abisi kılıklı diyip duruyor. Bak bana yine geliyorlar."

"İşi bileninden öğrenmiş," dedim alay dolu bakışlarımı Meriç'e çevirerek. "Cıbıl cıbıl geziyor yine evde ya."

"Yap şovunu," dedi Melis abisine öpücükler gönderirken. "Meydan baklava görsün."

"Eridi lan öyle diye diye," dedi Meriç çattığı kaşlarıyla. Sinirle doğradığı portakal dilimini ağzıma itekledi. Öksürürken çırpınarak portakalı ısırdım. "Millet bakmıyor bana artık."

"Ben bakarım sana," diye öpücük gönderdim ağzımdakini çiğnerken.

"Siktir puşt,"

Annem ve Zuhal teyzem hiiii diye Meriç'e kızgın bakışlar gönderirken. "Errrrkek adam," dedi Melis hiç şaşırmadan. "Et küfürünü."

"Melis!"

"Melisciğim..."

"Biliyorsunuz ki feminist yanımı yok saymadan bu lafları ettim. Dolayısıyla bu bir ironiydi. İroni yaptığımı anlamaz insanlar değilsiniz siz."

NEFESSİZ: KALANLARWhere stories live. Discover now