11 - "Ayık"

497 17 15
                                    

"İZMİR'İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAAARR! İZMİR'İN DAĞLARINDA HARİKA GÜZEL ÇİÇEKLER AÇAAR!"

Meriç parmaklarını burun kemerine yasladı. "Allah'ım sen sabır ver."

"ALTIN GÜMÜŞ SIRMALAR SAÇAAR! ALTIIN GÜMÜŞ SIRMALAR SAÇAARR!"

Murat bey derin bir soluk aldı. "Neden..."

"BOZULMUŞŞ DÜŞŞŞŞMANLAR YEEEELL GİBİ KAÇAAARR!"

Behçet bey garip garip baktı. "O iyi mi?"

Mırıldandım. "Galiba... Öyle?"

"YAŞŞŞŞA MUSTAFA KEMAL PAŞA YAŞAAAAA!"

"Efendim..." diye araya girdi garson, telaşlıydı. "Lütfen biraz sessi-"

"MUSTAFA KEMAL PAŞAA!" diye bağırdı Aslı garsonun yüzüne doğru. "SEN ÇOK YAŞAA!"

"ÜSKÜDARAAA GİDEERRR İKEENNN-!!" diye ondan hemen sonra devam etti Simge. Büyüyen gözlerimiz ona çevrildi. "ALDI DAA BİR DOLUUU!"

"Yağmur," diye böldü Behçet bey onu.

(Y.N: efendim kurban olduğum?)

"Ne fark eder?" dedi Simge ona boş boş bakarak. "ÜSKÜDARA GİDER İKE-"

"Sarhoş değilsin," dedi Behçet bey aynı şekil boş boş bakarak. "Niye olayı çıkartıyorsun?"

"Ama eğlenceli," diye omuz salladı çocuk gibi Simge. Parlak bakışlarını ona sessiz olmasını rica eden garsonun yakasını silkeleyen Aslı'ya çevirdi. "Baksana, keşke ben de şarapla sarhoş olabilsem. Üstelik sesi de güzel."

"Senin sesin-"

"Sus."

"Aslı," dedi Meriç ayağa kalkarak. "Sus gözünü seveyim! Millete rezik olduk."

"Meriiiç," dedi Aslı bayık gözleriyle elinde şarap kadehini kaldırarak. "Seninle bir gün rakı balık yapalım. Dert dinlenir, tavsiye verilir, gerekirse öpücük atılır."

"Ne diyorsun kızım ya?" dedi Meriç homurdanarak. Aslı'nın yanına gidip elindeki kadehi aldı. "Sana bir kahve söyleyelim."

Behçet bey de Meriç'in dediğiyle garsona işaret yaptığında, garson bey hızla kahve getirmeye gitti. İki litrelik falan yapmalıydı.

"İyiyim ben," dedi Aslı bir an düz düz insanlara bakarak. "Ben sarhoş olmam."

"Ben de," dedim sırıtarak kolamdan bir yudum alarak.

İki yudumda bayılırım.

"Ya sen çocuksun," dedi bir anda coşup bana eğilerek. "Minicik, tontiş bir şeysin, içemezsin zaten, yaşın tutmuyor."

Tebessüm ettim. "Yirmi iki yaşında çocuk mu olur?"

"Sus ya, ikidir o! Ne yirmi ikisi! Kandırmışlar seni!" dedi abudik gubudik yaparken. "Bebek gibi ya! Çok kıskanıyorum ben bunu Simge!"

Simge de iki saat içerisinde hemen samimi olduğu Aslı'nın kolunu sıvazladı. "İndirme kuyruğunu! Halledeceğiz bu sivilceleri!"

"Ya halledemezsek?" dedi ağlak bir tonda Aslı. Omuzları düştü. "Şu bebek dediğim çocuğa bak ya, bebek gibi cidden. Eminim sadece elini yüzünü yıkıyordur."

"Aşk olsun," dedim dudak bükerken. "Ben hep maske yaparım."

"Hangisi ya o?!" dedi Simge isyan edercesine. "Eminim kullanmışımdır! Şanslısın işte! Kabul et!"

"Özür dilerim..."

"Özür diliyor bir de ya..." dedi Meriç homurdanarak. Kendi yerine, yanıma geçip oturttu. Ufuk bu sohbete gülmekle yetiniyordu. "Sen de iç kahve. Benden gizli içmedin, değil mi içki falan?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 14, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

NEFESSİZ: KALANLARWhere stories live. Discover now