trip no1

336 49 22
                                    

nanoninlove:
geçen haftaki maçı kazanmışsınız,
söylemedin.
(İletildi 09:30)
iki üç gündür gelmiyormuşsun.
iyi misin?
(İletildi 09:31)
P'Ohm, endişelenmeye başlıyorum.
bu kadar sessiz kalmazsın,
umarım uyuyorsundur ve internetin kapalıdır.
(İletildi 09:33)

Nanon, sıranın altından oynadığı telefonu çantasına attı ve ön sırasında oturan Ohm'un sınıf arkadaşlarını dürttü. Ohm hakkında bilgi almak istiyordu, her ne kadar çok yakın olmasalarda o da onu arkadaşıydı.
evet, Ohm'u kırdığının farkındaydı. ama bir hafta geçmişti bu kadar alıngan mıydı? gerçi, 'bana böyle yapılsa,' diye düşündü Nanon. 'bende alınırdım'

"Nanon, ne oldu? neden dürttün?"

Nanon elini ensesine attı ve kısık sesle konuştu.
"şey, P'Ohm'u hiç göremiyorum. o iyi mi?"

arkadaşı gülümsedi, yaka kartında Korn yazan çocuk sürekli Ohm'un yanında olduğu için Nanon ona sormuştu.

"beyzbol antrenmanları onu çok yordu, bir de spor yapıyor ya. halsizmiş, evde yatıyor ayı."
dedi Korn gülümseyerek.

"peki, evinin adresini verir misin?.."


Korn adresi vermiş, Nanon ise okul çıkışında bisikleti ile Ohm'un evine gidiyordu. nedensizce kendini Ohm yokken tuhaf hissetmişti, bir haftadır mesajlarına da cevap vermiyordu. mini bir markete girip, sıcak bir çorba ve iki poşet bitki çayı aldı Nanon. Binanın içine girdiğinde, 'umarım tek yaşıyordur' diye düşündü, çünkü annesinden utandırdı. Kapının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı ve kapıyı çaldı.

"merhaba, kime bakmıştın oğlum?"
kapıyı kısa, tatlı orta yaşlı bir kadın açtığında Ohm'un annesi olduğunu anlamıştı Nanon.

"şey, P'Ohm'a bakmıştım."
elindeki poşeti kaldırıp gülümsedi Nanon, hemen belirginleşmişti gamzeleri. kadında Nanon gibi gülümsedi ve onu içeri davet etti.

"Ohm biraz hasta oğlum, sende onun için geldin sanırım. ah ah, Ohm'un böyle tatlı, düzgün arkadaşları olur muymuş?"
dedi şirin kadın kıkırdarken, Nanon'da utanarak başını eğmişti.

"anne! kimmiş- Nanon, ne işin var senin burda?"
Ohm odasından çıkmış, eğri büğrü Nanon'un karşısında dikiliyordu. Nanon'u gördüğüne şaşırmış gibiydi, annesi koluna vurdu.

"Ohm! arkadaşın seni merak etmiş, bak neler almış sana. hadi geçin odana, camı açın havalansın oda!"

Nanon orta yaşlı kadına gülümsedi ve odasına giren Ohm'un peşinden ilerledi. ikiside oraya girdiğinde, Ohm kapıyı kapadı ve camı açtı. sonra Ohm kendini yatağa attı, Nanon ise çalışma masasının önünde duran sandalyeyi Ohm'un yakınına çekip oturdu.

" bir dahakine hasta olduğunda bana da haber ver."
poşetin içinde olan hazır çorbayı çıkardı, kağıdını açtı ve plastik kaşığı karton kaseye koydu.

"çorba falan istemiyorum, senin de buraya gelmene gerek yoktu."
Ohm eline telefonunu aldığında Nanon hızlıca elinden çekti.

"Nanon!"

"P'Ohm, özür dilerim. maçına gelmediğim için böyle sinirlisin biliyorum.. ama cidden senin için Korn nasılsa, o da öyle bir arkadaşım."

"Korn ile tanıştın mı?"
Ohm şaşırmış bir şekilde Nanon'a döndü.

"hmhm.. çok şirin biri, evini de ondan istedim."

Ohm bir şey söylemeden ağzını açtı, gözleri çorbadaydı.

"abartma Ohm, kendin içebilirsin."
elinde ki karton kaseyi uzattı Nanon, ama Ohm'un almaya hiç niyeti yoktu.

"eğer çorbayı içirirsem trip atmayı keser misin?"

beyzbol topları - ohmnanonWhere stories live. Discover now