senin annen, benim annem.

272 42 8
                                    

Ohm, Nanon ile aralarında ki bu kıskançlığın sebebini anlayamıyordu. aynı şekilde Nanon'da öyle, evet kıskanıyordu ama nedenini bir türlü anlamıyor ya da anlamakta istemiyordu.

"hadi oğlum hamur kızarttım, bir koşu apartmana dağıt gel."

Nanon ödevlerin başından kalktı, son haftalarda bir sürü proje ödevi verilmişti. hepsini halletmek zordu ama en iyi şekilde yapmaya çalışıyordu. annesinin elinde ki dolu tepsiyi aldı ve apartmanda tanıdığı çoğunluğu yaşlı olan insanlara hamur dağıttı. tam adımını eve atacaktı ki, annesi elinde ki poşet ile önünü kesti.

"bir de şu çöpleri at be oğlum, sana zahmet."

annesine gülümsedi ve elinde ki çöp poşetini aldı. merdivenlerden inerken babasının neden annesini terk ettiğini düşündü, annesi çok güzel, tatlı ve anlayışlı bir kadındı. ama babası, onun hakkında neredeyse hiç bir şey bilmek istemiyordu. apartmanın kapısını açmasıyla çarptığı bedenle elinde ki çöp poşeti yere düşmüş, içindekiler yerlere saçılmıştı. iç çekip yere eğilirken çarptığı kişiye baktı.

"iyi misin? özür dilerim, yardım edeyim."
Ohm, 'ne işi var bunun burda?' diye düşündü. onu görmeye mi gelmişti yoksa, öyleyse tabi ki de hemen onunla konuşmayacaktı. içindeki ses ona biraz trip atmanın sorun olmayacağını söylüyordu. çöpleri yüzünü buruşturup poşete atarken yalandan bir sinirle ayağı kalktı Nanon.

"özür mü? senin yüzünden ellerimi bu pis çöplere sürmek zorunda kaldım Ohm."

"tamam, tamam. ben toplarım hepsini, sürme sen ellerini."

Nanon yüzünde ki gülümsemeye engel olamazken, Ohm yüzü düşmüş bir şekilde çöpleri poşete atıyordu.

"cidden, salaksın." dedi kafasını sallayarak Nanon, Ohm'un yanına eğilip çöpleri topladı ve kapının hemen önünde olan çöp kutusuna attı.

"hey, büyüğüm ben senden büyük. saygılı ol bana karşı." pis ellerini birbirine çarparken konuştu Ohm, Nanon bileğinden apartmana çekti onu. madem onu görmeye gelmişti ( o öyle düşünüyordu.) ellerini yıkayıp birazcık da, odasında oturabilirdi.

"anne, arkadaşım geldi odamdayız!"
Nanon Ohm'u hızlı hızlı çekiştirirken, Ohm mutfağın kapısından Nanon'un annesine el salladı.

"hoşgeldin oğlum." annesi hemen koşmuştu yanlarına. Nanon elini ensesine atıp ikisine baktı.

"üstünde ki ceket de pek yakışmış oğlum, Nanon' a da alalım böyle şeyler." dedi annesi Ohm'un üstündekileri incelerken.

"bende bir sürü var annecim, veririm Nanon'a siz merak etmeyin." Ohm'un gülümseyerek söylediği cümle Nanon'u utandırsa da annesi de Ohm gibi gülüyordu. ellerini Ohm'un saçlarına attı kısa boylu kadın.

"ne tatlı şeysin sen, Nanon'a ödevlerinde de yardımcı olursun tamam mı oğlum?"

"tabi annecim, hemen hallederiz biz." sırıtarak Nanon'a döndüğünde, Ohm'u tekrar çekiştirdi Nanon.

"artık ödevlerimizi yapalım anne biz." Nanon odaya girerlerken son kez seslendi annesine.

beyzbol topları - ohmnanonWhere stories live. Discover now