evet, sevgililer.

149 13 8
                                    

 Ohm ve Nanon'un arası düzelse de Fiat hala Nanon'un yüzüne bakmıyordu. Nanon birkaç kere konuşmaya çalışmıştı ama hep bir bahane ile geçiştirilmişti. Ohm da yardım etmeye çalışmıştı ama Fiat onu da başından savmak için bahaneler bulmayı ihmal etmemişti. Ohm, sevgilisinin bu hallerine çok üzülse de elinden bir şey gelmiyordu. Nanon da Ohm'un sadece okula odaklanmasını istiyordu, onun dertlerine değil. 

"Bak emin misin, okul çıkışı tekrar yanına gidebilirim-" 

"İstemiyorum dedim Ohm, bırak işte çocuğu konuşmak istemiyor benimle." Oturduğu bankta biraz daha yanaştı Ohm sevgilisine. Nanon'un saçlarını okşayarak emin bir şekilde konuştu.

"Sana kendi ayakları ile gelecek, o senin en yakınındı." Nanon çalan zil ile ayaklandı, Fiat ile olan arkadaşlık ilişkileri hakkında endişeliydi. O Fiat'ı çok seviyordu belki ama, Fiat ondan soğumuş olabilirdi. En azından Nanon öyle düşünüyordu. Bu konuyu kapatıp biraz daha sohbet ederek sınıflarına gittiler. 

Ohm ve Nanon'un ilişkileri ise bir aydır çok güzel devam ediyordu. İlişkilerinden okulda ki çoğu kişinin haberi vardı, Ohm sayesinde. Nanon ilişkilerini yasak aşk olarak görüyor ve insanlara söz etmeye çekiniyordu. Ohm ise tam tersi, bu ilişkinin gayet normal olduğunu düşünüyor ve herkese ilişkilerinden söz emek istiyordu.

Okul çıkışı geldiğinde, Ohm Nanon ile vakit geçirmek istediğini söylemiş, biraz dışarıda takılmayı teklif etmişti. Nanon da çok istese de, bugün arkadaşı Wai arka sokaklarına taşınıyordu. Hem Wai'ye hem de ailesine yardıma geleceği hakkında söz vermişti. Ohm ne kadar bozulsa da belli etmeden sadece yardıma ihtiyacınız olursa beni arayın diyebilmişti. Sevgili oldukları bu bir ayda, Ohm'un Nanon'a karşıı olan hisleri daha da kuvvetlenmişti. Nanon olmadan yaşayamam kafasındaydı neredeyse. Nanon ise daha sakin tutmaya çalışıyordu hislerini, bir anda Ohm'a kapılmak onu çok ama çok etkilerdi bunu farkındaydı. Ama onunda hisleri az denemezdi, sonuçta Nanon Ohm'u beş dakika göremeyince özleyen bir çocuktu. 

İkisi vedalaştıktan sonra, Ohm'un günü Korn ile bilgisayar oyunları oynamakla geçmişti. Telefonunu da her saniye kontrol etmeyi unutmamıştı ama hiç bir mesaj ya da hiç bir arama almamıştı. Nanon ise okuldan sonra kalan tüm saatlarini ev eşyası taşımak, yerleştirmek ile uğraşarak harcamıştı. Saat gece yarısına yaklaştığında Nanon'un ailesi hem oğullarını almak hem de Wai'nin ailesi ile görüşmeye gelmişlerdi. Wai ve Nanon'un aileleri küçüklüklerinden beri çok iyi anlaşırdı. Sonunda eve geldiklerinde Nanon sevgilisine mesaj atabilecekti, onun neşesi ve aynı zamanda yorgunluğu ile kendini yatağa attı. Ohm'a birkaç mesaj atsa da, geri dönüş alamamıştı. Mesajlardan birkaçı iletilmiş, birkaçı ise hala tek tık gözüküyordu. Nanon, aklına kötü şeyler getirmeden önce derin bir nefes vererek başını yastığa yasladı. Belki telefonunun şarjı bitmiştir diye düşünerek, telefonunu hemen başında ki masaya bıraktı. Uyumaya çalışsa da, hala aklı Ohm'daydı. Ve bu uyumasını oldukça zorlaştırıyordu. Yatakta bir sağa bir sola dönüp durduktan birkaç dakika sonra zorda olsa uykuya dalabilmişti. 

Ohm'un mesajlara cevap verememesinin, hatta görememesinin sebebi babasının telefonunu almasıydı. 


beyzbol topları - ohmnanonWhere stories live. Discover now