4. YALAN ÜSTADI

359 50 141
                                    

Merhaba gençler, bir konuya açıklık getirelim ki en baştan, ne siz yorulun ne de ben.

Bakın ben sürekli bu konuyu açmak istemiyorum, sürekli bölümlerin başına oy oy oy demek de istemiyorum ama lütfen, ve lütfen okuyorsanız şu yıldıza basın ya. Zor değil bunu yapmak.

Samimiyetsiz geliyor çünkü sürekli oy istemek ama vermiyorsunuz, ben emeğimin karşılığını alamıyorum. E zaten bu platformda değer görmek çok zor, biliyorsunuz kolay olmadığını. O halde neden yazdıklarını okuduğunuz bir insana destek çıkmıyorsunuz?

Teşekkür ederim anlayışınız için. İyi okumalar dilerim.


4. YALAN ÜSTADI


SZA, Low



Ben Safir Laçin. Yeniden ve tekrardan bugün bir kez daha kendimle tanıştım.

Çünkü herkesin bana yabancı kaldığı dünyada kendimin en iyi arkadaşı bendim.

Bu zamana kadar onlarca iğrenç söylem yayılmıştı hakkımda, gerek okulda gerek çevremde. Hiçbirine dönüp yalan deme zahmetine bile girmemiştim ama Doru'dan böyle bir şey duymak şoka girmeme neden olmuştu.

Ben tek başına büyüyen bir çocuktum, babamın toplantı odasına girdiğim zaman bana küçük bir çocuğun neler yapması gerektiğinden bahsetmezdi. Büyük bir insanın neler yapması gerektiğinden bahsederdi.

Beni olgun biri olmaya zorlamıştı, bu olgunluk küçükken üzerimde eğrelti duruyordu ama büyüdükçe o olgunluk bana dönüşmüştü. Babamın söylediği her şeyi kendi istediğim şekilde yoğurmuş ve kendime yeni bir karakter oluşturmuştum.

Kafamdaki tüm her şey gözlerimin koltukta oturan Doru'ya kayması ile sonlandı. Doru Asil Valeri benim başlangıcım ve bitişimdi, artık bunu daha iyi anlayabiliyordum.

"Bir şey söylemeyecek misin?" dedim nefesimi vererek, bir cevap arıyordum.

Titrettiği dizini durdurdu, yere odaklanan gözleri havalandı ve beni buldu. "Ne duymak istiyorsun?" dedi soğuk bir sesle, sanki az önce o sözleri hiç duymamış gibi.

"Dalga mı geçiyorsun?" diye sordum kaşlarımı çatarak. "Ben boşuna mı konuşuyorum ya?"

Gözlerini kapattı, ellerini havaya kaldırdı. O da sinirliydi ama kendini durmaya zorluyordu. "Sus Safir." dedi gözlerini açıp duvara dikerken. "Duymak istemiyorum, sus."

Alayla güldüm.

Pekala, Doru. Senin anladığın dilden konuşalım o halde.

Ona doğru yürümeye başladım ağır ağır, önüne geçerek tam karşısında durduğumda koltukta otururken bana baktı, ellerini iki yanına indirmişti. "Sana benim için özürlerin hiçbir şey ifade etmediğini söylemiştim," hafifçe eğildim üzerine doğru, dizimi iki bacağının arasından koltuğa yasladığımda Doru tek kaşını kaldırdı sorgularcasına. "Sen bir gün benden özür dileyeceksin," işaret parmağımı kaldırdım ve göğsüne tuttum. "Ama ben seni affetmeyeceğim."

Doru'nun kara gözleri gözlerime tutunduğunda elini kaldırdı ve işaret parmağımı tuttu, elimi ittirdi. "Özür dileyecek kişi ben değilim, sensin."

PETROVAWhere stories live. Discover now