1-PİLOT

3.4K 128 183
                                    

"Hey~ Biraz aceleci mi davranıyorsun sanki?" Karşındaki, iş adamının uzun boylu, karizmatik oğlu seni oteldeki suit odasına doğru çekiştirirken flörtöz bir tavırla konuştun.

"Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum aslında~" Seni kolundan tutup odanın içine resmen fırlatmış, kapıyı kilitleyip üstüne yürüyordu.

"Yavaş ol koca çocuk, gece uzun nasıl olsa. Önce bir şeyler içip biraz rahatlamak bence çok daha iyi olurdu~" Her kelimende sana ve özellikle dudaklarına biraz daha yaklaşıyordu. Sen onun kollarından sıyrılıp suit odadaki bar kısmına yürüdün.

Kaminari: Y/n! Beni duyuyor musun?

Elini yavaşça kulağına götürüp o minicik kulaklığın üstüne iki kez vurdun. Bu, konuşamadığın anlarda "sizi duyuyorum" demekti.

"Duyuyor Sensei" "O zaman söyle ona daha fazla uzatmasın şu işi" Sensei arkadan ekip arkadaşına komut verirken sen zaten hepsini duymuştun bile.

Kaminari: Y/n, Sensei oyalanmamanı söylüyor.

"Anladık anladık" yatağın üstünde yayılarak oturmuş seni bekleyen genç adamın duyamayacağı şekilde mırıldandın. Kaminari seni her türlü duyardı nasıl olsa.

Sen o sırada hazırladığın içecekleri almış, yatakta seni bekleyen ve bayağı "zor durumda" olan adamın yanına adımlıyordun. Yatağın önüne geldiğinde olduğu yerde doğruldu. Sen elindeki bardağı ona uzatırken o bardakla beraber elini tutmuş ve seni yanına çekmişti.

"Bu kokteyl bana özel, tadına bak ve fikrini söyle" gözlerini bir an bile gözlerinden ayırmıyordun. O da senden ayırmıyordu. Daha doğrusu ayıramıyordu.

Yavaş yavaş elindeki içeceği yudumlarken onu izliyordun. Bardağı alıp kenardaki komodinin üzerine koyduktan sonra aceleyle sana döndü. Seni kollarından tutup yatağa hızla bırakınca ağzından ufak bir çığlık kaçtı.

"Çığlıklarını biraz sonraya sakla güzellik" hızlıca üzerindeki yerini aldığında boynuna gömülmüştü hemen.

Bir yandan dudaklarını boynunda hızlıca hereket ettirirken diğer yandan da kısacık elbisenin açıkta bıraktığı bacaklarında elini gezdiriyordu. Onun inlemeleri, senin ise sahteden hızlanan nefesinin sıklığı artarken sadece bekliyordun.

"Gerçekten başımı döndürüyorsun." yaklaşıp dudaklarına hızlı küçük öpücükler bırakıyordu. "Nefes kesicisin" yavaşça eteğini bacaklarından yukarı doğru sıyırmaya başlamıştı. Anın gerginliği ile dudaklarının arasından ufacık bir inleme kaçırdığında kulaklığının diğer ucundan olup biten her şeyi duyan ekibini telaşlandırmıştın tabi.

Kaminari: Y/n! neler oluyor?

Sensei: Y/n! Ne yaptığını sanıyorsun?! O aptal neden hala ayık!?

Sensei kulaklığın diğer tarafından seni azarlarken sen de neden hala üzerinde seni yiyip bitirmeye çalışan bu adamın bayılmadığını merak ediyordun ki...

"y/n... b-ben" "sonunda" sözünü tamamlayamadan üzerine yığılmıştı. "Bayıldı bayıldı merak etmeyin."

Kaminari: Alacaklarını al ve çabuk çık oradan. Birazdan onu aramaya başlarlar zaten.

"Tamam beş dakikaya araçta olurum" Alman gereken o küçük hafıza kartını alıp, dağılan saçını başını da toparlayıp hızla otel odasından çıkmıştın.

Sonunda Van tipi aracınıza ulaştığında kendini hızlıca içeri attın.

"Sonunda teşrif edebildin" gülerek seninle alay eden Kaminari'nin sesi kulaklarına dolduğunda yanından geçerken omzuna bir yumruk indirmeyi es geçmedin. "Sanki keyfimizden geç geldik" sitemle konuştun.

"Pek de bir keyfindenmiş gibi duruyordu" Bu sefer konuşan Midoriya'ydı. "Maydanoza da bakın hele. Pek bir cesaret gelmiş sana" O an gerçekten şaşırmıştın, Midoriya'nın utanıp çekinmeden böyle bir şeyi sana söyleyebilmesi biraz da mutlu etmişti seni. Onu iyi eğitmişim diye geçirdin içinden.

"İnledin resmen Y/n ve Sensei duydu maalesef" O sırada Aracın ön kısmına geçmiş bekleyen Sensei hafifçe başını sizden yöne çevirip sana dehşet verici bir bakış atmıştı.

"O, o manada bir inleme değildi, gerilmiştim. Bayılmak bilmedi. Amma da dirençliymiş. Kaç tur giderdi acaba?" En son cümleni kendi kendine düşünüyormuş gibi kursan da diğerlerinin kahkaha atmasına ve Sensei'in de sana tekrardan ölümcül bakışlar atmasına engel olamamıştın.

"Y/n!" ön taraftan sana seslenen Grup liderine döndün. "Evet." "Alman gerekeni aldın mı?" Evet aldım" Aracın arka kısmından öne doğru yürürken yanından geçtiğin arkadaşlarına hafifçe eğildin ve sensei'in duymayacağı şekilde "az daha şu minicik şey için tam anlamıyla beni becerecekti azgın herif" dedin. Diğerleri gülerken Uraraka, dediğin şey ile bayağı utanmış görünüyordu.

Sensei'in yanına oturdun ve elindeki küçücük belleği ona uzattın. "Aferin"

"Ne demek, her zaman. Ama rica ederim şu ilaçların dozunu falan arttıralım. Yoksa bir gün bu kulaklıkların ardında daha fazlasına şahit olacaksınız. Ama sizin için sorun yoksa, inanın benim için hiiçç sorun yok Sensei" sırıtarak kurduğun son cümlen tabi ki onu sinirlendirse de sana asla gerçek manada kızamıyordu.

|

|

Bir sonraki bölüm kitabın tanıtımı ve içeriği hakkında bilgi bölümü olacak. Yeni kitap hayırlı uğurlu olsun.

KAPKAÇ - Bakugou x y/n  (Mafia AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin