Woohyun kollarını kaldırdı.Hiç tereddüt etmedi.Yapmak üzere olduğu şeyin ne olduğunu ikimizde bilmiyorduk ama şundan emindim.Beni öpmesini gerçekten çok istiyordum ama bir o kadar da korkuyordum.
''Ne yapıyorsun sen?''sorumu çok hızlı bir şekilde sormuş olmalıydım ki birden duraksadı ve gözlerime doğru baktı.
''Merak etme seni öpme niyetinde değilim.''dedikten sonra ne olduğunu anlamadığım bir şekilde kollarımı sertçe bıraktı ve tek kelime bile etmeden kapüşonunu kafasına geçirdiği gibi okulun çıkış kapısına doğru yürüdü ve gözden kayboldu.
Bu saatte nereye gidiyordu?Bugün giriş çıkışlar yasak değil miydi?
Woohyun'un ceza alacağını biliyordum bu yüzden ben de onun peşinden gitmeye karar verdim.
Dışarıya kasvetli bir hava hükmediyordu.Gerçekten korkutucu derecede kasvetli bir havaydı.
Hemen ileride ormanlık bir alanın olduğu yerde Woohyun biriyle konuşuyordu ve biraz daha net baktıktan sonra o kişinin Sunggyu olduğunu gördüm.Beni görmelerine engel olmak için büyük bir meşe ağacının arkasına saklandım.
Woohyun hararetli bir şekilde konuşurken Sunggyu'nun yanında birden kırmızı pelerinli bir kadın belirdi.O an yüreğim ağzıma gelmişti.
Bu da neyin nesiydi?
Pelerinli kadın Woohyun'un yanına yaklaştı ve sivrimsi dişlerini çıkararak Woohyun'un boynunda birkaç kez gezdirdi ama Woohyun tek bir el hamlesiyle kadını iterek yere yapıştırmayı başardı.
Bu lanet olası kadında kimdi?Woohyun'un onun yanında ne işi vardı?Ve dişlerini boynunda gezdirmek ne biçim bir fantaziydi?Kim olduğunu sanıyor bu kadın yoksa bir vampirmi hah.
Pelerinli kadın öyle bir kahkaha atmıştı ki gerçekten sinir bozucuydu ve o anda Woohyun'un yüz ifadesini göremesem de nasıl iğrendiğini düşünebiliyordum.
Sunggyu ortaya atılarak kadına bir şeyler fısıldadıktan sonra gitmesini emreder gibi bir el hareketi yaptı ve kadın Woohyun'a son bir bakış atarak oradan uzaklaştı.
Devamını izlemem gerekmiyordu artık.Woohyun ve Sunggyu'nun o aptalca kavgalarını izlemek istemiyordum.
O yüzden hemen yukarıya çıkarak odama çıktım ve bir bardak dolusu buzlu kolayı mideme indirdikten sonra baloda giyeceğim elbiseme bakmak üzere gardırobun yanına gittim.
Elbiseyi elime alarak tekrardan düşünmeye başladım ve bu sefer kararım kesindi.Baloya gidecektim.
Saatler ilerledikçe benim de heyecanım artmaya başlamıştı.Hayatımda ilk defa bir baloya katılacaktım.En önemlisi de aşık olduğum adam orada olacaktı ve ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu.
Saate baktığımda baloya tam 1 saat kaldığını gördüğümde bir anlık şok yaşadım,çünkü akşam baloya hazırlanmak için sabah erken kalkacağıma ve 5,6 saat boyunca hazırlanacağıma karar vermiştim.
Aslında bu benim için büyük bir olay değildi.Ben makyaj güzeli değildim doğal güzeldim yani makyaja,süslü takılara falan ihtiyacım yoktu.Ben kendim yeterim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ŞEHVETİ
Vampire*Sonsuza kadar yaşayabildiğinde ne için yaşarsın?* *Sonsuzluk şimdi başlıyor.* *Sadece bir vampir sonsuza kadar sevebilir.* *Cennetteydim;cehennemin ortasında bir cennet...*