10

9K 948 430
                                    


onceki bolumun devamidir

-

Rüya içinde rüya görüp görmediğimi düşürken "Almayacak mısın içeri?" diyen ve cevap beklemeden içeri giren Jisung'la düşüncelerim yarım kalmıştı.

"Ne işin var burada?" Sorumu sorarken bir yandan da ayakkabılarını çıkaran çocuğa anlamazca bakıyordum. Daha karga bile bokunu yememişti ulan! Ne işi vardı bu saatte evimde?

Ayakkabılarını kenara koyup kafasını bana çevirdi ve eliyle saçını geriye attıktan sonra sorduğum soruyu duymazdan gelerek "Kahve var mı?" diye sordu.

"Var ama sana yok."

Jisung bu dediğime göz devirdikten sonra bana bakmadan önden ilerlemiş, mutfağa girmişti. Masanın üzerine elindeki poşeti bırakırken, ki poşeti yeni görüyordum, konuşmaya başlamıştı.

"Hiç misafirperver değilsin. Geçen geldiğimde de söylemiş miydim ben sana bunu?"

"Hayır." Ben de mutfağa girip tezgaha kalçamı yasladım ve sanki kendi evindeymişcesine masaya kahvaltılıkları çıkaran Jisung'a baktım. Bir yanım hâlâ rüyada olduğumu söylüyordu.

"Öyle bakacağına kahve yap. Arkandaki o makine boşuna mı var?" Buzdolabının kapağını kapattıktan sonra önümde dururken benim boyumun ondan bir tık daha uzun olduğunu fark ettim. Yine yüz yüzeydik ve anlamadığım bir şekilde yine yakınımda duruyordu.

"Ne bakıyorsun amına koyayım öyle dövecekmiş gibi? Tamam yapma kahve falan." Gülerek söylediği şeylerden sonra gözlerim dudaklarına inerken kalbimin neden bu kadar hızladığına anlam veremiyordum. Bir gelmiş bana dövecek gibi bakma diyordu. Ulan şurada iki güldü diye kalbim depar atıyor, adamın dediğine bak.

Hani ben bu rüyayı unutacaktım? Nereden çıkmıştı şimdi bu?

Kolumdan dürtülmemle kendime gelirken "Ne var?" diye sordum. "Hazırlıyorsun işte sen. Yardım etmemi istiyorsan bir dahakine gelmeden önce haber verirsin."

"Bir dahaki de olacak yani?" Jisung yüzündeki sırıtışla kahve hazırlarken yan gözle de bana bakıyordu.

"Olmaması tercihim." Kalçamı tezgahtan ayırıp masanın kenarındaki sandalyeyi çekip oturdum. Jisung da birkaç dakika sonra elinde iki kupayla beraber gelip yanıma oturmuştu.

Bir şey demeden önümdeki kahveden bir yudum alırken yanımda beni umusamadan yemeğe başlamış çocuğa baktım. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu bilmiyorum ama sanırım yapısı böyleydi. Herkesle kolayca anlaşabilen, arkadaş grubunda herkes tarafından sevip sayılan o arkadaş Jisung olmalıydı.

"Neye kaldırdın hayırdır?" Jisung yemeğine ara vermeden bana bakarak konuşmuştu. Yüzünde ise yarım bir sırıtış vardı. Düşüncelerimden bir haberdi tabii kendisi.

Sorusunu anlamadığım için "Neye mi kaldırdım?" diye sordum. Bir yandan da kahvemi içiyordum.

Gözleriyle alt tarafımı gösterirken benimde bakışlarım oraya kaymıştı. Ama keşke kaymasaydı. Oturduğum için tişörtüm yukarı çıkmış hâlâ yarı uyanık duran sertliğimi gözler önüne sermişti.

"Amına koyayım ben onu tamamen unutmuştum ya." diye mırıldanmamla Jisung kahkaha atarken benimle böyle eğlenmesine yüzümü buruşturdum.

"Utanma lan utanma. Güzel bir gece geçirmişsin anlaşılan."

Acaba kendisi yüzünden bu halde olduğumu bilse yine eğlenir miydi? Büyük ihtimalle evet...

"Siktir git ya." Ayağa kalkıp hâlâ iştahla yemeğini yiyen Jisung'a göz devirdim. "Ben duş alacağım. Sende karnını doyurduktan sonra defolup gidiyorsun. Çıktığımda görmeyeceğim burada."

Jisung'un bakışları bana dönerken ağzını tıka basa doldurduğu için yanakları iki taraftan da şişmiş, küçük bir çocuk gibi gözükmesine sebep olmuştu.

"Tamam sen git işini hallet. Çıktıktan sonra beraber okula gidicez."

Ağzı dolu bir şekilde konuştuğu için dediklerini zar zor anlamıştım.

"Ne okulundan bahsediyosun?"

Kahvesinden bir yudum alıp tamamen bana döndü ve "İkimizin okuduğu okul tabii ki, başka okul mu var lan? Bugün beraber gideceğiz. Canım öyle istiyor." diye sıraladı cümlelerini. Nedenini anlamadığım için ve daha fazla karşısında o şekilde durmamak adına başımı sallayıp mutfaktan çıktım.

İşimi hallettikten sonra bu okula beraber gitme mevzusunu sorgulayabilirdim ama şimdi olmazdı. Daha fazla rezil olmak istemiyordum. Ne kadar o bu durumdan bir haber olsa da ben öyle değildim.

Banyoya girmeden önce duyduğum "Koluna kuvvet!" desteğiyle de gülmeden edemedim. Bu çocuk harbiden deliydi yoksa bu davranışlarının başka bir açıklaması olamazdı.








-

sozumde durdum attim hemen eheheh

so let's love | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin