25

8.7K 647 599
                                    

*onceki bolumu atlamayin*

tum two feet sarkilarini bu bolume adiyorum🙏🏼

-

"Yav kumral serserim bir rahat dur. Düşeceksin bak harbiden."

Jisung kolunu omzuna attığı ve kendi kolunu da beline sardığı adamı tutmak için cebelleşiyordu resmen. Mekandan çıkıp taksiye binene kadar, hatta taksiden inene kadar her şey iyiydi. Şimdi ise bıraksa daha doğru düzgün yürümediği yol da tavşan gibi hoplayarak eve gidicekti.

"E düşersem tutarsın sende." Minho'nun ağzını yayarak konuşması her seferinde sırıtmasına sebep oluyordu. Sürekli ciddi ve ters yapan adamı bu halde görmek ister istemez hoşuna gitmişti.

"Tutuyorum zaten ama bu yine de saçma sapan hareketler yapanı gerektirmez. Tavşan mısın yavrum sen?"

"Evet."

Jisung zorla tuttuğu adamı önüne geldikleri apartmanın duvarına yasladı. Kapının şifresini girip açıktan sonra geri dönüp yarı uyuklar bir şekilde duran sevgilisinin beline tekrardan kolunu sarıp kapının önüne getirdi ve kapıyı açıp içeri geçirdi.

Onların girmesiyle katın ışığı yanarken Jisung bakışlarını Minho'ya çevirip "Şimdi merdivenlerden çıkıcaz Minho, tamam mı?" dedi. Ama konuştuğu kişi şu an onu umursamıyor apartmanı inceliyordu.

"Apartmanınızda neden ayna var? Çok saçma."

"Hayır, değil."

Jisung sıkı sıkıya tuttuğu sarhoş adamla beraber adımlarını merdivenlere yöneltti.

"Niye asansör yok bu sikik apartmanda?"

"Var ama bozulmuştu dün akşam. Yaptırmamışlar hâlâ."

İlk katı çıkana kadar her şey iyiydi çünkü sonrasında Minho yorulduğu için apartmanda asansör olmamasına sövüp durmuştu.

"Asansörü kim tamir etmediyse onu götten ya."

Jisung onun dediklerine gülerken güç bela vardıkları evinin önüne gelip şifresini girdi. Açılan kapıdan ilk önce kendisi sonrası Minho girerken ayakkabılarını çıkardı. Merdiven çıkmak Minho'yu kendine getirmiş olmalıydı ki şimdi biraz daha düzgün yürüyebiliyordu.

Jisung kendisini beklemeden rahatça salona girip koltuğa oturan adama baktı. Işıkların yanmamasına rağmen evde perde takılı olmadığı için içerisi aydınlıktı.

Minho bacaklarını açarak oturduğu yerde iyice yayılırken gülerek "Ee, biz şimdi sana mı geçtik?" diye sordu.

Jisung da onun bu haline ve sorusuna gülüp "Evet." dedi. "Ama hayalimde sarhoş bir Minho'yla geçmek yoktu tabii."

Ayakta dikilmekten vazgeçip adımlarını salonla birleşik olan mutfağa çevirdi. Minho'nun ayılması için ona kahve yapacaktı. Başka çaresi yoktu.

"Ben sarhoş değilim ki. Sana öyle gelmiş."

Dolaptan kahve kutusunu çıkarırken kafasını geriye döndürüp koltukta oturan sevgilisine baktı. "Emin misin? Mesajlaşırken ve yoldayken tam bir sarhoştun çünkü."

Minho elbette sarhoş olduğunu biliyordu. Hâlâ daha kendine gelmiş değildi fakat, "Seni görünce ayıldım ki." demekten de alıkoymadı kendini. Karşılığında ise bir kahkaha duymuştu. Bu onun da gülümsemesine sebep oldu.

Jisung'un mutfakta bir şeyler hazırladığını anladığında oflayıp "Ya yavrum bırak şunları da gel yanıma." dedi. Sarhoş olmasının bir yan etkisi de temas seven birine dönüşmesiydi. Barda otururlarken Jisung'un okşamadığı yeri kalmamıştı. Kendine engel de olamıyordu.

so let's love | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin