7. BÖLÜM

5 2 0
                                    




Nefes alamıyor ve git gide de güçsüzleştiğimi hissediyordum. Kalbim sıkışıyor gözlerim karanlık görüyordu. Elimi kalbime koydum. Annem başımda kollarımdan tutarken doktorların beni sedyeye yatırdığını hissettim. Kollarıma giren iğneler sakinleşmem içindi sanırım.

(Ufuk'tan)

Kalan paranın yarısını daha aldıktan sonra hızla patronun yanına gittim. Mehmet çektiği paraları verdi önce daha sonra ben de çeki uzattım.

Ailemin yerini öğrendikten sonra yatacaktım o bıçak altına. Mehmet elleri cebinde beklerken bende öğreneceğim gerçeğin heyecanı ile bekliyordum.

Patron paralara bakmaya başladı yanındaki adamlara sayması için uzattı.

"Demek o kız için yatacaksın o bıçak altına. Değer mi be Ufuk?" dediğinde gözlerimi devirdim. Eğer seviyorsam değerdi. Kimse kararlarıma karışamazdı.

"Söyle artık ailemin yerini uzatma bence paranı da aldın." Ruhsuzca güldü. "Zavallısın Ufuk. cidden söyleyeceğimi mi sanıyorsun. Unut oğlum anne baba diye birisi yok senin için olmayacak da. Bence yapacağın her şeyi iki defa düşün derim."

Kan beynime sıçramıştı. "Ne diyorsun sen şerefsiz aldın paranı söyle yerlerini." Ellerinde parayla gelen adam, "Patron bu paralar sahte."

Gözlerim büyümüştü. Daha çekteki paralar çekilmemişti ama diğerleri. Mehmet'e döndüm. "Yapmadım de ne olur yapmadım de sağ çıkalım buradan."

"Yaptım gerçek paraları sahte para ile değiştirdim. Senin yapamadığını yaptım. O kız seni seviyor onlardan ayrılmayacaksın o ameliyattan sonra ama ben tek kalacağım yaptım Ufuk."

Duyduklarıma inanamıyordum. Nasıl yapmıştı? Ben onu kardeşim bilmiştim. "Ölümüz çıkacak lan o kız orada beni bekliyor neden yaptın lan neden?" Patron birden ayağa kalktı suratıma geçirdiği sert yumruk ile arkaya doğru sendeledim.

Elis ağlıyordu. Ben dayak yiyordum. Mehmet birden yerdeki silahı aldı. Patron arkasına geçti elindeki silahı bana doğru kaldırdı. Ayakta duracak halim yoktu. Kaşım, dudağım patlamıştı. Acıyordu. Ama hissettiğim hiç bir acı kalbimdekinden daha ağır değildi.

"Vur onu." Adamlar gitmiş Mehmet, patron ben ve bir adam vardı. Mehmet silahı bana doğrulttu. Tetiği çekti ama birden silahı patrona çevirdi kalbinden vurdu. Daha sonra yanındaki adama sıktı.

"Git Ufuk. O kızın sana ihtiyacı var git." Zar zor ayağa kalktım.

(Elis'ten)

Gelmedi.

Bekledim...

Bekledim...

Bekledim...

Her bekleyişimde ağladım ama gelmedi. Aşk bu muydu? Umut verip gitmek miydi?

Yavaş yavaş ölüyordum ama kimsenin haberi yoktu. Annemin babama yakarışları 'Aldı parayı kaçtı belliydi böyle olacağı.' kulaklarımda çınlıyordu. Gelmedi gelmeyecekti de. Doktorlar başımda dolandığını gördüğümde anlamıştım durumumun kritik olduğunu. herkesi duyuyor ama tepki veremiyordum.

O anda kapı açıldı. Ufuk yerde sürünerek odanın ortasına kadar geldi. Gözlerim onu zor görüyordu. Herkes şaşkın bir şekilde ona bakıyordu.

"Geldim Elis, geldim." kısık kısık konuşuyor, sesi az çıkıyordu. Bu halde onu ameliyata alamazlardı. Tekerlekli sandalye geldi ve Ufuk'u oturttular. Oturamıyordu bile nasıl gelmişti buraya kadar?

"Ufuk kim yaptı bunu sana?"

"Alın doktor bey ameliyata Elis yaşasın yeter ki."

Doktor kontrol etti. "Ufuk bey bu şekilde ameliyata girmeniz çok tehlikeli kırık ve çıkıklarınız var."

"Kağıt getirin." Masanın üzerinde duran kağıt ve kalemi Ufuk'a uzattılar. İmza attı.

"Eğer ölürsem bunu gösterin her şeye razıyım ama Elis yaşasın lütfen alın ameliyata." Herkes ona şaşkınca bakarken o zor nefes alıyordu. Ve bilincim yavaş yavaş kapandı.

(İki gün sonra)

Hastane odasının loş kokusu uyanmama sebep olmuştu. Uyandığımda odada kimse yoktu. Üzerimde hissettiğim uyuşukluk ve kasıklarımın üzerinde hissettiğim hafif acı. Ameliyat olmuştu, ama yaşamama sebep olan kişi yaşıyor muydu??

Ufuk hayatta mıydı?

Yavaşça doğruldum. Ayaklarımı yataktan uzatıp ayağa kalktım. Ağır adımlarla kapıya ulaştım. Babam kapıdaydı.

"Kızım neden kalktın?"

"Yaşıyor mu baba nerede o, Ufuk nerede?"

Babam başını öne eğdi. İlerden gelen doktora döndü bakışlarım. "Doktor bey Ufuk iyi mi? Nerede?"

Doktor da babam gibi sustu. "Durumu iyi değil sonuçları istediğimiz gibi gelmedi. Yaşamak için bir nedeni yok bu gün fişi çekeceğiz, biz çekmesek bile ölecek zaten."

Nasıl bu kadar rahat söylüyordu. Gözümden akan yaşlar su misali damlıyordu elime. "Nerede odası?"

Doktor ile ilerlemeye başladık. Camdan baktım ama yetmedi. Yasak olduğunu bile bile içeriye girdim. Kimse engele olmadı. Oturdum yatağın ucuna ellerini tuttum. Seviyordum onu belki itiraf etmemiştim ama ölemezdi. Beni yaşatmışken buna izin veremezdim.

"Ben geldim Ufuk. Uyan hadi. Ölme lütfen. Böyle olur mu aşk bu mu Ufuk? Aşk bu mu?"

Hem ağlıyor hem de yumruklarımı onun göğsüne vuruyordum. Aletten gelen sesler git gide azalıyor o ölüyordu.

"Ufuk ölme Ufuk aşk bu mu Ufuk ölme Ufuk." sesim gidiyordu. Sesler gelmez olmuştu. Başımı göğsüne koydum ağlıyor ve sayıyordum yine. Ve duyduğum ses.

"Bu... Aşk bu Elis."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 24, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ELZEMWhere stories live. Discover now