28. Bölüm: Metanoia

3.4K 314 130
                                    

 İyi okumalar!

...

 Metanoia değişim demektir. 

 Ama basit bir değişim değil; ruhun, düşüncelerin, kalbin kökten değişimidir. Geri dönüşü olmayan değişiklikler...

 Herkesin kalbinde, düşüncelerinde değiştirmek istediği, pişman olduğu, kendini rahatsız eden olgular bulunur. Bazıları küçük şeyler olabildiği gibi bazıları bir cana bile mal olabilecek şeyler olabilir. Bazen de kişiliği rahatsız edecek düzeye gelir kendisini. Farkındadır çünkü, hem çevresine hem de kendine zarar veriyordur. Değiştirmek ya da değiştirmeye karar vermek kolay değildir. Çünkü seneleri bu şekilde geçmiş, alışkanlıkları bu şekilde gelişmiştir.

 Bazen bir şey olur, değişmek ister insan. Zor olduğunu bile bile değiştirmeyi ister. Tek yönlü olmayabilir bu değişim her zaman. Kötü kalpler iyiyi; iyi düşünceler ise kötüleri arzulayabilir. Tüm hayatı neşe dolu olan biri, yaşadıklarıyla beraber artık hayatı istemeyebilir. Bazen bir şey yaşamasına gerek kalmaz. Yaşantılar hayatında değil, düşüncelerinde olur. Ama karar vermiştir artık, eski neşesini kabul etmez. Karamsarlığa, hiçliğe bırakır kendini.

 Bazen ise karanlık kalplere bir ışık düşer. Hayatın monotonluğuna terstir bu ışık. Kişiyi rahatsız eder çünkü alışık değildir. İyi veya kötü olması fark etmez bu ışığın. Kişinin düzenini, alışkanlıklarını bozmuştur bir kere, istenmez hayatında. Onu yok etmek, tekrar karanlığa dönmek için uğraşır önce kişi. Bir süre böyle devam eder ama yok etmek için bile olsa düşüncelerinde bolca yer vermiştir o ışığa. Gün geçtikçe ona da alışır, yeni bir alışkanlık edinir. Daha sonra fark eder ki, o ışığı monotonluğundan daha çok ister. Öyleki, bırakır tüm karanlığı ve ışığa yönelir sadece. Sadece ona sahip olmak, hayatını aydınlatmasını ister.

 Yeni bir hayat ister ve değişimi kabullenir.

 Geri dönüşü düşünmeden, değişime bırakır kendini. 

 Atlas, aynanın karşısına geçmiş kendi içinde kararlaştırdığı değişimleri tekrar gözden geçiriyordu. Bu sefer çelişkiler yoktu. Kararını çok net vermişti. Yaptığı her şeyin farkındaydı ama vazgeçmeyecekti. Ne pahasına olursa olsun, ruh eşinin güvenini kazanacaktı. 

 Kendini hemen affetmeyeceğini biliyordu. Bir yandan affetmesin de istiyordu zaten. O kendini asla affetmeyecekti çünkü. Buna rağmen bir başkasının affetmesini beklemeyi de doğru bulmuyordu. Ama her şeye rağmen istiyordu.

 Çok istiyordu.

 En azından yanımda dursun, bakışları kendilerinkine değdiğinde ürkmesin istiyordu.

 Aylardır ilk defa odasını havalandırmak üzere açtığı pencereden içeri esen rüzgar kendini huzurlu hissettiriyordu. Ruh eşine dair her şey, kendini iyi hissettiriyordu. İsmini paylaştığı bu esinti yüzünü güldürüyordu.

 Koyu renklerin hakim olduğu oda bugün sabah toplanarak içinde yaşanabilecek kıvama gelmişti. Yerlerdeki çöpler uzaklaştırılmış, içerideki kötü koku dışarı çıkartılmıştı. Şimdi tüm oda kendi feromonlarıyla yeniden kaplanmış, buram buram vanilya kokuyordu.

 Duştan yeni çıkıp altına siyah bir kot pantolon geçirmişti. Dolaptan çıkardığı kıyafetleri üzerine giymeden önce bedenini kaplayan yaraları inceledi. İyileşmeye başladıklarını görünce ise yüzü düştü. Alfa olduğu için çok hızlı iyileşiyordu. Günler öncesinde sağlam kemikleri sayılıyken şimdiye kaynaşmış olmaları, canını yakmıyor olmaları sinirlerini bozuyordu. Çünkü omegasının ufak bir kırığı bile hala iyileşememişti.

METANOIA - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin