38. Bölüm: Geçmişin İzinden Gözyaşlarına

3.2K 309 17
                                    

 İyi okumalar...

...

 İki genç beraber küçük adımlarla, her yeri aydınlık olan evde salona doğru yürüyorlardı. Rüzgar, kucağında sıkı sıkı tuttuğu kan lekelerine bulanmış montla bakışlarını yerde tutarak yürüyordu. Hemen yanındaki genç de küçük adımlara ayak uydurarak ilerlerken siyah kazağının kollarını sıyırıyordu. Ara ara ise başı yere eğik olan omegasına bakışlar gönderiyor, zarar görmediğine şükürler ediyordu. 

 İkisi de hala içlerindeki korkuyu korurken, şimdi de utangaçlığın getirdiği bir sessizliğe bürünmüşlerdi. Rüzgar, ev sahibi olduğunu hatırlayıp hemen boğazını temizleyerek dikkatini çekmeye çalıştı; yanındaki bedenin zaten tüm dikkatinin üzerinde olduğundan habersiz.

 ''Benim kıyafetlerim olmaz sana ama Mete-''

 ''Yok Rüzgar, hiç girmeyelim o risklere. Beni kıyafetleriyle beraber yakar Mete görürse.''

 Rüzgar haklı olduğuna karar verip başıyla onaylarken Atlas yanındaki bedene dönerek konuşmaya devam etti. ''Gerek yok ayrıca iyiyim ben böyle. Burada beklerim zaten, kafana takmana gerek yok.''

 ''Olmaz öyle, misafirimsin sonuçta. İlerideki odayı hazırlayayım sana.''

 ''Bu halde hiçbir şey hazırlamana izin veremem, uyumayacağım zaten. Salonda beklerim.''

 Atlas daha sonra dağınık duran salonu inceledi gülümseyerek. Rüzgar da itiraz edecek gücü kendinde bulamayınca başıyla onayladı sadece. Daha sonra kucağındaki montu bir koluna alarak diğer eliyle sırasıyla mutfak ve lavaboyu işaret etti. Atlas da anladığını gösterecek şekilde mırıldanıp geniş koltuklardan birine kendini bıraktı. 

 ''Ben odamdayım, o zaman,'' diye kısık çıkan sesiyle konuştu Rüzgar. 

 Atlas hemen başıyla onaylayıp gülümseyerek iyi geceler diledikten sonra salonda yalnız kaldı. Kapı kapanana kadar öylece omegasını izleyip daha sonra tekrar salona döndü. Tüm evi saran çikolata kokusunu iyice içine çekti. Bugün aldıklarından çok daha farklıydı bu koku. Korku dolu düşüncelerinden saniyeler içinde sıyrılırken yüzüne başka bir ifade yerleşti. Yüzü sinirle gerilmeye başladı. 

 Kimdi o? diye düşündü hemen. Gördüğü adamı pek hatırlamıyordu. Sadece rahatsız edici feromonlarından alfa olduğunu anlamıştı ama Rüzgar'la ne gibi bir işi olabilirdi ki. Tüm sürüyü harekete geçirmiş, omegasını çok korkutmuştu. Öyle ki Rüzgar'ın nasıl olduğuna bile bakmadan sadece adamı uzaklaştırmayı hedeflemişlerdi. 

 O an ve şimdi bile sadece o adamı yok etmek istiyordu. Tüm uzuvlarını vücudundan ayırmak, damarlarındaki tüm kanı akıtmak istiyordu. Beynini canlı tutarken kaslarını saran her bir deriyi yavaş yavaş süzmek, çıplak bıraktığı bedenin tüm kemiklerini acele etmeden kırmak istiyordu. Bu sırada tüm tıbbi bilgilerini kullanarak adamın canlı kalmasını sağlamak, acının her bir evresini doyasıya hissetmesini istiyordu.

 Gözlerini yumup ellerini hırsla yumruk yapmış, tırnakları avuç içlerini parçalarken çeşitli senaryoları hayal ediyordu Atlas. Saatlerdir öylece durduktan sonra açık olan duyuları farklı bir sesi algıladı. Anında gözlerini açıp başını koltuğun üzerinden arkaya çevirdi.

 Gözleri güzel yeşillerle buluşunca ise sert ifadesini yumuşatıp aklındaki senaryolardan uzaklaştı. Dudağının kenarı da hafifçe havalanmıştı. ''Bir sorun mu var?'' diye sordu yumuşacık bir sesle.

 Rüzgar çekinerek birkaç adım daha yanına doğru ilerledi. Parmaklarıyla oynarken ''Uyuyamadım,'' diye mırıldandı. Yakınındaki bir tekli koltuğa oturdu daha sonra. 

METANOIA - BLحيث تعيش القصص. اكتشف الآن