70. Bölüm: Bir Hayalim Var-FİNAL

3.7K 237 130
                                    

Ve o bölümdeyiz...

İyi okumalar!

...

8 ay sonra...

Hayatın neler getireceğini bilemiyordunuz.

Ya da neler getirmek istediğini.

Bazıları hallerinden memnun bir hayata gelip hayal kurma gereği bile duymazken bazıları sonraki hayatlarını beklemeden, kendi cehennemlerine doğarlardı. Her saniyeleri keşkelerle geçerken bir süre sonra gerçeklikten kopup sadece hayal dünyalarında yaşarlardı.

İki genç de kendi kurdukları hayal dünyalarında yaşamışlardı yıllarca.

Hayatının ilk dört senesi sevgiyle geçerken belki de Rüzgar da hayal kurma ihtiyacı duymayacaktı. Ama annesiyle beraber her şeyini de kaybetmiş gibi hissediyordu. Üstüne bir de omega olduğunu öğrenince adeta cehennemine bir adım atmıştı. Attırtmışlardı.

Sadece omega olduğu için defalarca saldırıya uğramıştı. Her günü zorbalıklarla, tacizlerle geçmeye başlamıştı. Babası tarafından tecavüze uğramıştı. Bunlara rağmen olduğu kişiden nefret etmemeyi öğrenmeye çalışmıştı. Ancak daha sonra bunları öğrenebileceği tek kişiyi de kaybetmişti.

Her ne kadar yeni sürüsüyle yeniden hayata dönmüş olsa da cehenneminden kurtulamamıştı. Sadece alevlerin arasında kendini gülümseten çiçekler açmıştı. Her ne kadar asi tavırlarla güçlü görünmeye çalışsa da içten içe kendinden nefret ediyordu.

Güzel olmaktan nefret ediyordu.

Ve hayalini kurmuştu. Ruh eşiyle kendini, hayatı sevmeyi öğrenecekti. Ancak karşılaştığı ilk an heyecandan nefes alamazken daha sonra reddedilmişti. Ve nefes almayı kendisi istememişti. Tarif edemediği bir acı, içinde yer ederken yetmezmiş gibi bir de nefesi gerçekten kesilmişti. Hem de ruh eşi tarafından.

Ruh eşi kendini öldürmek istemişti.

Rüzgar, şimdi delicesine aşık da olsa hala alfasını affetmemişti. Ama duygularına bir şans vermeyi tercih etmişti. Verdiği ufacık şansla ise cehenneminden kurtulmuştu. Gerçek mutluluğu hissetmişti.

Atlas da sürüsünü gururlandıracak güçlü bir alfa olarak doğmuştu. Derslerinde, savunma-dövüş eğitimlerinde, önüne gelen her işte en iyisi olmuştu. Bir eylemin tanımı neyse aynı şekilde yapardı. Neyi istediğinin bir önemi yoktu. Zaten istemek aklına da gelmezdi.

Hayatında sadece doğrular ve yanlışlar vardı. Yapılması gerekenler, olması gerekenler veya yasaklar vardı ama hiçbir zaman duygular yoktu. Ne kendisine ne de bir başkasına karşı hiçbir duygu beslemezdi.

Ailesine saygı duyardı elbette çünkü ait olduğu sürüden farklı olarak sadece hayvani iç güdüleriyle hareket etmezlerdi. Duyguları ön planda olmasa da zekalarını kullanırlardı. Oğullarına da insani duyguları öğretmek istemişlerdi ancak bir duygunun tanımı kitaplarda yazıldığı kadar değildi. Seni üzen olayı görmeden, hissetmeden üzülemezdin ya da sevdiğin karşında değilse sevgi nedir bilemezdin.

Ve bir gün ilk defa bir duyguyla tanışmıştı Atlas. Henüz beş yaşındayken üç kişilik ailelerine birisi daha eklenmişti. Yetimhanede büyümüş bir çocuğu evlat edinmişti ailesi. Karşısındaki oda artık boş değildi. Kardeşlik duygusunu Polen'le tatmış ve hayal kurmayı öğrenmişti.

Kurduğu ilk ve tek hayal ise ruh eşini bulmaktı. Kitaplarda yazıldığı gibiyse eğer ruh eşi olacak kişiyle yaşamdan zevk almayı öğrenecekti. Sadece sürüsü için yaşamayacaktı. Verilen görevler hayattaki tek amacı olmayacaktı.

METANOIA - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin