43. BÖLÜM - PLAN.

9.4K 990 702
                                    

Selamlar! Belki farkındasınızdır bir haftadır yoktum. Bunun nedenini açıkcası ben de bilmiyorum çünkü gerçekten iki haftadır kendimi aşırı enerjisiz ve kötü hissediyordum. Kılımı kıpırdatmaya dahi mecalim yok gibiydi, öyle bir isteksizlik vardı içimde.

Bu yüzden de bölümü uzun süre yazamadım, elim gitmedi, ne yazacağımı bilemedim, yazdım ama devam ettiremedim derken bugüne kadar sarktı.

Sizi beklettiğim için üzgünüm ama gerçekten elimde değildi hissettiklerim. Neyse sizi bölümle baş başa bırakayım.

Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum💙

🐺

"Selamun Aleyküm," diyerek girdiğim bahçedeki herkes doğal olarak bana malak bakışlar atınca, "Selam!" diye neşeyle şakıdım.

"AAA," dedi içlerinden bir kadın. "Sen şu deli kız olmalısın? Söyledikleri gibi kırmızı saçlı ve son derece güzelsin. Adın neydi... Iıı şey, Bağla?"

Yok bağlama aq, valla ağlayacağım artık!

"Çağla," dedim bastıra bastıra. "Ç ile."

Yunus Günçe... Sen bu kitabın görünmeyen kahramanısın. İzindeyim!

Ardından havayla saçlarımı omuzlarımdan aşağı saldım. "Demek güzelliğim dillerden dillere yayılıyor ha!"

Aynı kız bir kahkaha atarak samimiyetle bana sarıldı. "Güzelliğin, deliliğin ve aynı zamanda da şu egon..." dedi gülerek benden ayrılırken.

Samimiyetine ben de güldüm ve o da dahil olmak üzere bahçedeki herkesle teker teker tanışmaya başladım.  Şuan Drew ile Hazel'ın evindeydik. Ev ağzına kadar doluydu ve bir o kadar da Rose ile Brendon'un evinde de insan vardı.

Şuan Ateş elementi, su elementi, büyücüler, vampirler, ejderhalar, deniz kızları ve erkekleri komple akraba düğününe gelir gibi gelmişlerdi valla helal olsun. Deniz kızları falan her ne kadar yanımızda olmasalarda şuan Fejian'ın serin sularında pusuya yatmış bekliyorlardı.

Kitsuneler yarın sabah burada olacaklardı. Dün konuştuğum Artemis'ten aldığım bilgilere göre de bütün Tanrılarla bu gece yola çıkacaklardı, sanırım onlarda sabaha karşı burada olurlardı.

Gerçi Artemis'e açık açık, "Tanıdığın bütün Tanrıları topla gel," demiştim. Sanki okul çıkışına ayan abla topluyormuş gibi bir istekti ama amacım neticede Yunan Tanrıları varsa, Mısır, Hint ve Türk Tanrıları'nın da var olduğuna inanmamdı. Hepsini çağırsındı işte. Gelen gelirdi, gelmeyen de kendi bilirdi karrrdeş.

Bu arada öğrendiğimize göre Hava ve Toprak elementalleri düşman tarafta yer alacaklardı. Her ne kadar Ateş ile Su element Kralları onları engellemek isteseler de bunu başaramamışlar. Ateş elementi Kralı Carl, Hava ve Toprak elementlerinin Sisler'in yaptıkları güçlü bir büyü sonrasında onların müttefiki olduklarını düşünüyor. Çünkü yola çıkmadan bir gün önceye kadar bizim yanımızda yer alma konusunda kesinlermiş.

Valla beni germez, hain haindir. İndiririm evelallah.

"Arkadaşın da çok güzelmiş Boris," dedi büyücü bir kadın çok sevgili nişanlım beyefendiadamerkeğe, beni göstererek.

Kıza direkt mikrop görmüş Safiye bakışı attığım sırada Boris'in elimi saran elini hissettim. "Arkadaşım değil," dedi soğuk ve mesafeli bir sesle. "Nişanlım."

Tutun kollarımdan düşerim şimdi.

Kadın irkilerek bana baktı. "Öyle mi?" dedi sahici bir şaşırmayla. "Kusura bakmayın bilmiyordum. Çok yakışıyorsunuz." diyerek bana elini uzattı.

PABUCUMUN MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin