Bölüm 33 | Kriz

27.1K 1.6K 706
                                    

"İyi ki geldin, Meva. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum." Dudaklarım, Emine'nin söyledikleriyle kıvrılırken elimi, elinin üstüne koydum.

"Biz belki çok yakın olamadık, kuzen gibi yaşayamadık; ama şimdi bunu telafi ettiğime sevindim." Emine'nin gözlerindeki minnettarlık daha çok arttı.

"Bu kadar başarılı olmana şaşırmıyorum, biliyor musun? Kadın halinle neler neler yaptın sen."

Alayla, "Buradakiler de aynı şeyi düşünse keşke." dedim.

"Bence dedem içten içe gurur duyuyor seninle." Bunu duymak bile şaşırtıcıydı. "Sadece erkek haliyle Celil'in bir işler başaramaması canını sıkıyor. Yoksa senin sayende soyadımız çok güzel başarılarla anılıyor."

Omuzlarımı silkerek elimi, elinin üstünden çektim. "Bence o pek böyle düşünmüyor. Yani bir gram bile hissetmedim bunu."

Dudakları hüzünle kıvrılırken iç çekti. "Bence öyle Meva. Dedem, bu yüzden Celil'i bile azarlamıştı. Belki de buna şahit olduğum için daha çok eminim." Emine'nin söylediklerine inanmak o kadar zordu ki. Yıllardır hiçbir şey hissedememiştim. Şimdi de pek kolay olmuyordu. "Annem gördü mü seni?"

Emine'nin sorusuyla tekrar gözlerine bakıp kafamı salladım. "Sarılıp koklaştık. Onun için hâlâ Zeynep'im."

"Herkes Meva derken inatla Zeynep demesine alıştım ben."

"Ben de." deyip gözlerimi kapıya çevirdim. Yağız, hâlâ bekliyor olmalıydı. Onu buradaki insanların yanında yalnız bırakmak iyi bir şey değildi. Emine'nin yatağından aşağıya ayaklarımı sarkıtarak karışık desenlerle işlenmiş kilime bastım. Bedenimi ayağa diktiğimde Emine'nin gözleri beni takip etmişti.

"Biraz daha kalsaydın."

"Buraya tek başıma gelmedim. Arkadaşım da benimle birlikte geldi." Yüzüme bakmayı sürdürdüğünde dudaklarımı ıslattım. "Annem ve babam dışında herkes korumam zannediyor. Sen de öyle bil, olur mu?"

Dudakları aralanırken o da ayaklarını yere sarkıttı.

"Erkek arkadaş mı getirdin?"

"Evet; ama biliyorsun buradakileri. O benim korumam. Tamam mı?"

Kafasını anlayışla sallayıp, "En iyisini yapmışsın." dedi. "Söylenip dururlardı." Emine, doğru yere parmak basarken odasının kapısı açıldığında ikimiz de o tarafa baktık. Kapı ağzından annem kafasını içeriye uzatmıştı.

"Kızlar?" Kapıyı tamamen aralayıp içeriye girdi. "Rahatsız etmedim değil mi?"

"Yok annem." deyip yanına vardım. Elimi omzuna attım. "Biraz sohbet ediyorduk." Annemin bakışları Emine'yle benim aramda burukça dolaşırken, "Yağız, dışarıda mı?" diye sordum.

"Baban delikanlıyı aldı. Sanırım tavla oynayacak." dedi yüzüne ufak bir gülümseme yerleştirip.

Kaşlarım havaya kalkarken, "Onları izlemem lazım." dedim.

Gözlerinde gizlenmiş merakı fark ettiğimde boğazını temizleyerek, "Biz de çıkalım, seninle biraz hasret gidereyim." dedi. Annemin sormak istediği sorular vardı belli ki. En başında da muhtemelen Yağız ile ilgili sorular vardı.

"Tamam." deyip Emine'ye veda ettim. Az önce girdiğim zaman mutsuz olan yüzü, şimdi aydınlanmıştı. Buna sebep olduğum için mutlu ayrıldım odadan.

"Emine iyi görünüyordu. Ne konuştunuz?"

"Hiç... Biraz yüzünü güldürmek istedim sadece." Yürürken gözleri kısıldı.

MEVAWhere stories live. Discover now