Bölüm 55 | Kara Haber

14.5K 1.3K 323
                                    

Bölüm şarkısı;
Dedublüman - Sakladığın Bir Şeyler Var

🕊

"Ayrılalım."

Tek bir kelime duymak istemişti. Tek bir kelime söylemiştim. Ağzımdan firar eden o soğuk kelimeyle birlikte şaşkınlıkla yüzüme baktı. Doğru duyup duymadığını sorguluyordu muhtemelen. Dudakları kıvrılır gibi oldu, sonra birbirine bastırdı, daha sonra tekrar araladı. Hepsi bir saniye içinde yaşandı.

"Ne yapalım?" dedi, kaşlarını anlamak adına çatarak.

Gözlerimi ondan kaçırdım. Tekrar etmek benim için çok zordu. Bir şey demeden gözyaşımı elimin tersiyle sildim, o sırada yüzüme dokundurduğum elimi tutup yeniden ona bakmamı sağladı.

"Tek bir kelime ettin, konuşsana."

"Tek bir kelime istememiş miydin?" dedim. Gözleri, gözlerimde sabırsızca oyalandı. "Duydun. Ayrılalım. Ayrılmak istiyorum ben."

Artık net bir şekilde duyduğunda gözlerini kırpıştırdı, elini elimden çekti.

"Şaka yapıyorsun şu an." Hiç şaka yapıyormuş gibi bakmadım. Bu daha çok gerilmesine sebep oldu. "Sen..." Hayal kırıklığı da eklendi. "Sen ciddisin."

Soluk verdim. Hâlâ doğrudan gözlerine bakamıyordum, sürekli kaçırıyordum. Bir an önce buradan kaçıp gitmek istiyordum. Yağız'la daha fazla konuştukça onu kırmaktan korkuyordum. Her şey onun iyiliği içindi. Benim gibi bir kadınla evlenmek istemezdi. Yine benim gibi bir kadını ailesinin yanına yaklaştırmazdı.

Ayrılmak isteyen ben olduğum için iki gün üzülür, üçüncü gün unuturdu. Haberi olmadan kendi başıma acı çekmek istiyordum. Bir kez daha yaralamamam gerekiyordu.

"Neden?" dedi. Daha sonra ayaklandı. Bakışlarım yüzüne tırmandı. "Ne oldu? Ne oldu da ayrılmak istiyorsun?" Sert sesi, küçük iğneler batırdı kalbime. "Konuşsana Meva! Az önce ayrılalım diyen sen değil miydin? Neden susuyorsun şimdi?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp ağlamamak için kendimi zor tuttum. Onu, ayrılalım dediğimde bile bu hale getirmiştim.

"Kafayı yiyeceğim ya! Bak yüzüme!" Parmaklarımı avuç içime doğru kıvırıp sıktım. "Biz iyiydik! Biz çok fazla iyiydik! Daha dün, kötü halde olmana rağmen, beni sevdiğini söylemedin mi sen? Şimdi ne oluyor Meva?"

Derin bir nefes alıp vererek yeniden yüzüne baktım.

"Bugün ayrılmak istiyorum."

"Hadi ya!" dedi, histerik bir şekilde gülerek. "Bugün istiyorsun, peki yarın? Peki sonraki gün?" Tahmin ettiğimden de fazlaydı tepkisi. Onu öfkelendirmiştim. Sinirden ellerinin titrediğine şahit oluyordum.

"Bak..." Sakinleşmeye çalıştığını görüyordum. Az önceki ses tonuna göre biraz daha düşük tutmaya çalışıyordu. "Yanlış bir şey mi yaptım? Bilmeden sana zarar mı verdim?" deyip önümde diz çöktüğünde daha fazla tutamadığım hıçkırık, dudaklarımdan firar etti.

"Hayır..."

"O zaman neden böyle söyledin? Hadi söyle güzelim." Akıttığım gözyaşlarımı hızla sildi. "Fetih amca gelmişti. O mu istemedi? Karşı mı çıktı? Yoksa onlara mı yanlış bir şey yapmışım?" Yağız, suçu kendinde aradıkça hıçkırıklarım artıyordu. Kafamı iki yana sallayarak onu reddettiğimde, "Ya sabır..." dedi. Ellerimi hışımla bıraktı, tekrar ayaklandı.

MEVAWhere stories live. Discover now