#Bölüm 5#

1.9K 195 210
                                    

"Günaydın çocuklar."

"Günaydın Emre."

Sınıfa göz gezdirdim. Hürkan sınıfta yoktu.

"Hürkan nerde?"

"Hasta olmuş. Tam da maç günü hasta olmuş, şansa bak."

"Hasta mı olmuş? Neyi varmış ki?"

"Ne bileyim ben. Bende sınıftan öğrendim."

"Merak ettim, neyi var acaba?"

Mert anlamsız bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Ne var? Bugün maç var ya, çok hırs ettiği için gelir diyordum. Ee maç ne olucak?"

"Biz oynayacağız tabii ki. Hürkan'ın olup olmaması fark etmez."

"Acaba bizim yerimize başka takımlar oynasa olmaz mı?"

"Ya Emre ne istiyorsun? Bırak bizim de işimize gelir zaten, boşver."

"Tamam doğru, haklısın."

Bizimkilerle konuştuktan sonra Ömerlerin yanına gittim.

"Selam."

"Selam."

"Nabıyorsunuz?"

"Gördüğün gibi ödev yapıyoruz."

"Hürkan nasıl? Hasta olmuş sanırım. Neyi var?"

"Evet maalesef öyle oldu da tabii bu seni ne ilgilendirir. Mutlu olmuşsundur."

"Saçmalamayın ya, niye mutlu olayım? Vicdansız mıyım ben?"

"Basketbolda en iyi rakibiniz oyuna çıkamayacak. Ayrıca ondan hoşlanmadığını ikimizde biliyoruz."

Kaşlarımı çattım, "Sevmediğim bir insan olsa bile kötülüğünü istemem."

İkiside bana bir bakış attı, "Peki, şimdi gidebilisin."

"Neyi var diye sormuştum?"

"Hasta işte, rahatsızlandı. Bu kadar."

İç çekip yanlarından uzaklaştım.

"Emre ne konuştun onlarla?"

"Yok bir şey ya boşver."

Hocanın gelmesiyle herkes yerine oturdu.

***

"Hazır mıyız arkadaşlar?"

"Evet!" hepsi bir ağızdan onayladı.

"Bu maçı alacağız kaptan, hiç şüpheniz olmasın."

"Bende alacağımıza inanıyorum."

"Zaten Hürkan da yok. Bence rahatlıkla alırız."

"Neyse, ben salona doğru gidiyorum. Sizde biraz hızlı olun."

Kapıdan çıkıp lavaboya doğru ilerledim. İçeri girdiğimde Hürkanla karşılaştım. Yüzünü yıkıyordu.

"Hürkan?"

Bana döndü, "Emre?"

Bitkin gözüküyordu. Burnu tıkanık gibi, gözleri kızarık ve sulanmıştı.

"Senin ne işin var burda? Evde olman lazımdı."

"Maça geldim."

"Ne? Dalga mı geçiyorsun?"

"Hayır. Bu maça gelmeyeceğimi mi sandınız?"

"Çok kötü görünüyorsun. Bu halde maça çıkamazsın."

"Sana soracak halim yok. İyiyim ben."

"Gel bi ateşine bakayım." elimi alnına götürdüğümde eliyle ittirdi.

"İstemiyorum dedim ya, ateşim yok benim."

"Ateşin yoksa bu kadar diretmene gerek yok. Bırak bakayım işte."

"İlacımı içmem lazım benim, çekilir misin?"

"Bu halde maça çıkmana izin veremem."

"Senden izin alan olmadı Emre. Sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun? Beni hiç umursamazken, şimdi mi umursayacağın geldi? Şimdi önümden çekilirsen ilacını içmem lazım." beni ittirerek lavabodan çıktı. İç çektim ve biraz sonra da ben çıktım.

Spor salonuna giderken bizimkilerle karşılaştım. Ali yanıma yaklaşarak,     "Hürkan gelmiş."

"Evet biliyorum."

"Nerden biliyorsun?"

"Lavaboda karşılaştık."

"Hasta hasta maça mı çıkacakmış?"

"Ne bileyim ben Ali? Onun kararı. İsterse çıkar, istemezse çıkmaz."

"Tamam ne kızıyorsun ya."

"Seni kırdıysam özür dilerim. Maça çıkacağımız için biraz stres yaptım herhalde."

"Tamam, sorun yok bro."

Spor salonuna geldiğimizde, neredeyse bütün tribünlerin dolduğunu gördüm. Ponpon kızlar da gelmişti. Onlara ne gerek varsa artık...

Karşı takım geldiğinde gözüm Hürkan'ı aradı ama yoktu.

"Merak etmeyin geldim."

Hürkan koşturarak yanımıza geldi.
"Bensiz maça çıkacağınızı düşünmemiştiniz umarım."

"Hayır tabii ki kaptan. Seni bekliyorduk."

Bana bir bakış atıp, kaptan kolluğunu taktı. Sırıtarak, "Hadi bakalım, maç başlasın."

***

Helloo, ben geldiim! Nasılsın domuzcuklarıım🐷 xjaöbfşsbdçdbdş

Bu bölüm hiç uzun olmadı farkındayım. Bu seferlik çerezlik olsun bakalım. Sizi daha fazla bekletmek istemediğim için kısa yaptım. Şimdi yb yazmaya gidiyorum. Baayyys!🐷💓

Zihnimin Kuytuları || MengolaWhere stories live. Discover now