#Bölüm 7#

1.9K 173 142
                                    

Selam dostlar! Ben geldim, en sevdiğiniz yazarımız geldi😎 HSİWBPDBWİZBŞAHDL
Bir sürü ödevimiz varken sizin için yb hazırladık ayol hxçsbdşsjls
Evett @sehriburdur bebeimle size yazdık bu bölümüü!

Valla o olmasa bu kadar erken bölüm gelemezdi. Lütfen bebeime teşekkür edinn. Bu arada artık neredeyse her bölümü birlikte yazacağızz💅💖

İYİ OKUMALAARR!😽💖

***

Karşıma sunulan görüntüyle vücudumu hareket ettiremedim. Gözlerim Hürkan'da takılı kalmıştı. Bayılmıştı gözlerimin önünde, vücudumdaki adrenalin her yerimi sararken, dizlerimin üstüne çöktüm ve Hürkan'ın kafasını dizlerime koydum. Saçlarını elimle geriye taradım. Sesimin tonunu düz tutamamıştım, fakat en sonunda "Birini çağırın!" diye bağırmayı başardım.

Gözlerim Hürkan'ın baygın bedeninde takılı kalmışken, kolumda bir el hissettim. Yavaş yavaş düşüncelerimden kurtulup gerçekliğe döndüğümde kafamı kaldırdım ve beni endişeli gözlerle süzen peltek çocuğa baktım. Beni yavaşça tutup ayağa kaldırdı, başımın döndüğünü hissetsem de aldırmadım. Ali ve Mert bana sorular sorarken, dolu gözlerimle onları izliyordum sadece.

Gözlerimi zar zor arka tarafa çevirdiğimde Hürkan'ın olmadığını daha yeni farkettim. Titreyen dudaklarımın arasından kelimelerin dökülmesi ne kadar zor olsa da, biraz konuşabilmiştim sanırım.

"Hürkan nerde?" diyebilmiştim sadece. Sesimin çaresizliği çok bârizdi. Ali yüzüne küçük bir gülümseme takındı.

"Revire götürdüler, merak etme ciddi bir şey yoktur." dedi Ali. Ama onu dinlemek yerine, ikisinin arasından sıyrılıp gitmeye çalıştım, fakat nafile. Beni engelleyen, bileğimden tutan bir el vardı. Arkamı döndüğümde onun Mert olduğunu gördüm.

"Hayrola? Nereye böyle?" diye sordu sitem dolu bir sesle. Gözlerimle onu süzdüm ve sadece "Yanına." dedim, sesim pek çıkmasa da anlaşılmıştı. Ali kaşlarını çattı ve bana doğru yaklaştı.
"Aklını falan kaçırdın sanırım Emre? Daha yeni kendine geldin zaten. Sonra gidersin, Hürkan kaçmıyor ya!"

Başımı hayır anlamında salladım. O sırada Mert'in şefkat dolu sesi kulağıma doluştu.
"Gel lavaboda yüzünü yıkayalım, kendine gel istersen. Hm?"

Sadece başımla onayladım ve lavabonun yolunu tuttuk. İkisi de bir koluma girmiş, yavaş adımlarla ilerliyorduk. Yavaş yavaş lavabonun içine girdiğimde Ali vakit kaybetmeden musluğu açmıştı. Hafif titreyen ellerimi açtım ve avuçlarıma su doldurup yüzüme çarptım. Bunu birkaç kere daha yaptım ve suyu kapattım. Panik atağım olduğu için böyle şeylerde çok heyecanlanıyordum. Şimdi daha sakin hissetsem de, içimdeki korku hâlâ küçülmemişti.

Gözlerimi Mert'in yüzüne çevirdim. "Peki ya şimdi gidebilir miyim?" Bana olan bakışlarından açıklama yapma gereği duydum.

"Gözümün önünde bayıldığı için bu kadar merak ediyorum. Çünkü çok kötü görünüyordu." dedim.

Ali, "Aynen, ben de öyle düşünüyordum zaten." dedi imalı bir sesle. Dediğine göz devirdim.

Mert bana bakıp "Tamam, ama dikkatli ol ve çok kalma." dedi. Kafamı bir çocuk edasıyla tamam anlamında salladım. O sırada Ali'ye dönüp küçük bir gülümseme sundum, o da bana gülümsedi be lavaboyu hızlı adımlarla terkettim.

Sanki Hürkan elimden kaçıyormuşçasına hızlı giderken, beynimdeki sorular beni esir almaya başlamıştı. Neden onu bu kadar merak etmiştim? Aslında kim olsa merak ederdi değil mi? Sonuçta gözümün önünde bayıldı... gibi sorular ile kendi kendimi yerken bir an sinirle kafama vurdum. Derin bir nefes verip yoluma devam edecekken, geldiğimi anlamıştım. Tabii, geldiğim an kapı da açılmıştı.

İçeriden çıkan hemşire beni görünce gülümsedi.
"Hürkan adlı gencin yakınısınız sanırım?"
Başımla onayladım. O sırada hemşire konuşmaya devam etti.
"Serum taktık, dinleniyor. Dilerseniz içeriye girip görebilirsiniz." dedi.

Hafifçe gülümseyip kadına teşekkür ettim, kadın bir şey demeden gitti ve yalnız kaldım. Derin bir nefes alıp verdim ve kapıyı açıp içeri girdim. Açıkçası içeride Ömer ve Kaan'ın olmamasına şaşırmıştım. Belki benden önce gelmişlerdi. Çok kafama takmadım ve içeri girip Hürkan'ın kendine gelmesini beklemeye başladım.

Dakikalar dakikaları kovaladı, burada beklemekten başka çarem yoktu. Çünkü uyanınca yanında birilerini görmesi onu daha iyi hissettirirdi. Ama o kişi ben mi olmalıydım, tartışılırdı.

Gözlerim yerdeki desenlere kaymışken, küçük, acı dolu bir inilti duydum. Gözlerimi hemen Hürkan'ın bedenine çevirdim. Yüzünü buruşturmuş, kaşlarını çatmıştı. Vücudunun ağrıdığını anlamıştım. Gözlerini hafifçe araladı ve etrafını yokladı.

Gözüne anca iliştiğimde, hareket etmeye çalıştı ama beceremedi. Bu sefer de konuşmaya çalıştı, en azından bunu başarmıştı. Sesine hasret kalacağım aklımdan bile gelmemişti.
"Ne işin var burada?" dedi yorgun sesiyle.

Göz ucuyla ona baktım. Dirseğimi bacağıma dayadım ve elimi çenemin altına koydum.

"Gelmese miydim?" dedim bıkkın bir ses tonuyla.

Hürkan başını hayır anlamında salladı.
"O anlamda değil. Kaan ve Ömer nerede?"

"Bilmiyorum ki." dedim.

"Hiç gelmediler mi?.." çok kısık bir sesle söylemişti ama duymuştum.

"Tamam." dedi sadece, sonra sustu. Aramızda küçük bir sessizlik oluşmuşken, birden Hürkan'ın kıkırdamasını duydum. Ardından da alay dolu sesini.

"Nasıl geçirdik size ama?" dedi. Sinirle ofladım ve sinirli bir ses tonundansa sakin bir şekilde konuşmaya çalıştım.

"Bayılmasaydın biz almıştık." dedim sadece. Hürkan yine dalga geçer gibi gülümsedi ve "Bu yine de kazandığımız gerçeğini değiştirmez." dedi.

Bu sefer kendimi tutmayıp, sinirli olduğumu belli eden bir ses tonuyla cevap verdim. "Hasta hasta gelmeseydin maç yarıda kesilmezdi, aptal."

Bunu dediğim anda Hürkan gözlerini devirdi ve "Ayrıca maç neredeyse bitmişti, o dakikadan sonra almanız imkansızdı." dedi, bende sadece gözlerimi dveirmekle yetintim ve yine etrafta bir sessizlik oldu. Sessizliğin sonsuza dek süreceğini sanarken, kulağıma bir ses doluştu. "Teşekkür ederim, Emre."

Tek kaşımı kaldırıp Hürkan'a baktım. "Ne için?" dedim sadece.

Hürkan yutkundu ve kısık sesle "Başımda beklediğin için." dedi. Ben de bıyık altından gülümsedim ve "Önemli değil." dedim.

Ardından, kapının açılması tüm atmosferi bozmuştu. Hemşire bir tepsi getirmişti, Hürkan ise o tepsiye yüzünü buruşturarak baktı. Hemşire tepsiyi koydu ve "tekrar geçmiş olsun." diyerek odayı terk etti. Ben Hürkan'a, Hürkan ise tepsiye bakarken birkaç dakikayı çöp etmiştik bile.

***

Wuhuu, nasıl buldunuz bölümü? Hoşunuza gitmiştir umarım.
sehriburdur da yakında
Saniyeflix Oneshot kitap yayınlayacak, ona da bakmayı unutmazsınız artık. Hadi öptüm, kendinize iyi bakın bebiklerimm
😽💖

Zihnimin Kuytuları || MengolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin