9.BÖLÜM

25 2 0
                                    

(Gece'nin anlatımıyla)

Sabah baş ağrısıyla uyandım. Gece uyuyamadığım için uyku hapı içmiştim. Bu nedenle de öğlen uyanmıştım. İlk kez bu kadar uyumuştum. Telefonumu elime aldığım sırada Kaan'ın yedi defa aradığını ve mesaj attığını gördüm.
Kaan: Günaydın.
Kaan: Hala uyuyor musun?
Kaan: Sen bu kadar uyumazdın.
Kaan:Gece neden cevap vermiyorsun?
Kaan: Bir sorun mu var?
Kaan: Gece korkmaya başlıyorum.
Telaşlanmıştı. Deniz on kere aramıştı. Önce Kaan'a mesaj attım.
Gece: Sakin ol.
Gece: Yeni uyandım.
Gece: Gece uyuyamayınca uyku hapı içmiştim.
Gece: Uyanamadım bu yüzden.
Gece: Korkuttuysam özür dilerim.
Hemen cevap verdi.
Kaan: Oh valla çok korktum.
Kaan: Kızım sen manyak mısın? Uyku hapı içmek ne demek ya. Ne kadar korktum haberin varmı?
Bu kadar endişelendiğinin tahmin etmemiştim.
Gece: Tamam ya özür dilerim.
Kaan:Kusura bakma fazla yükseldim.
Gece: Önemli değil de benim Deniz'i aramam lazım sonra konuşuruz.
Kaan: Tamam, görüşürüz
Whatsaptan çıkıp Deniz'i aradım. Hemen açtı.
-Nerdesin sen gerizekalı. Neden açmıyorsun telefonumu, ne kadar korktum senin haberin var mı?
-Deniz bir sakin olur musun? Geç uyuyamadım bende uyku hapı içtim. Uyuya kalmışım.
-Başlatma uykuna! Manyak ödüm koptu lan. Kaan'ı aradım çocuk korktu lan bir şey oldu diye. Ara bari çocuğu.
-Ben konuştum onunla haberi var merak etme.
-Eğer bir daha telefonlarımı açmassan oraya gelir o telefonu kulağına yapıştırırım.
-Tamam tamam. Merak etme bir daha olmaz.
-İyi aferin.
Deyip telefonu kapattı. Telefonu kenara koyup yataktan kalktım. Bugün hafta sonu olduğu için üstüme rahat bir kazak ve eşortman giyip aşağı indim. Kendime bir şeyler hazırlayıp yedikten sonra avluya çıkıp havuzun başındaki salıncağa oturdum. Cebimde bir seyin titremesi sonucu telfonumu elime aldım. Whatsaptan bildirim gelmişti.

*Berke sizi BİZİM TAYFA grubuna ekledi*

Berke:Selam:)
Burak: Berke bu grup nereden çıktı.
Berke: Ne var ya sadece okulda görüşüyoruz.
Kaan: Berke daha dün Gece'nin evinde toplandık.
Berke: Olsun.
Deniz: Hadi siz neyse bizi neden ekledin.
Oğuz: Hadi siz neyse derken?
Deniz: Yani siz erkek erkeğe konuşurdunuz bizi neden eklediniz?
Kaan: Siz de bizim arkadaşımızsınız. Kız, erkek ayrımcılığı yapılmaz burada.
Aybike: Ya bence güzel oldu bu grup işi. Hem okul dışında da konuşabiliriz.
Berfin: Ha sırf konuşmak için başka bir nedeni yok yani.
Aybike: Evet, ne nedeni olabilir?
Berfin: Belki de birileri içindir;)
Aybike:Berfiiinn!
Berfin: Tamam ya demedim bir şey.
Berke: Lan ben Gece'yi gruba almayı unuttum mu acaba hiç mesaj atmıyor.
Kaan:Almışsınya mal.
Berke: Ha almışım lan. Hooo Gece burdaysan ;) bu işareti gönder.
Gece: ;)
Kaan: Neden mesaj atmıyorsun.
Gece: Sizi izliyorum.
Deniz: Bazıları uyku hapının etkisinde çıkamamış.
Gece:😒
Burak: Ne hapı lan? Bir şey olduda bizden mi saklıyorsunuz?
Kaan: Gece hanımı uyku tutmamış. Oda uyku hapı içmiş. Saat 12.00'da uyandığı için arkadaş biz de ona ulaşamadık. Ödümüzü kopardı.
Gece: Ne var azıcık uyuduysam.
Kaan: Azıcık?
Gece: Of tamam be. Hem bana karışmayın. Hayatımda ilk kez rahat bir uyku çektim. Burnumdan getirdiniz.
Deniz: İlla uyuyacaksan normal uyu. Hap içme.
Gece: Öf sizde be.
Berke: Gitmeyin benim kardeşimin üstüne lan. Uyumuş kız. Deniz neysede sana ne oluyor Kaan hayırdır;)
Kaan: ...
Burak: Oooo
Berfin: Neler oluyor burada... bir de şu hayal gerçek olsa, olsa.
Aybike: Bu iki inatla zor.
Gece: Kapatın konuyu.
Kaan: Bencede.
Berke: Bir espri yapim mi, keyfimiz yerine gelsin.
Gece: Sen espri yapma, hayattan soğuyorum.
Berke: Niye öyle diyorsunuz hanımefendi? Alındım, gücendim.
Gece:Alınma alınma, şaka yaptım.
Burak: Grupta shiplediğim kişiler:
1-Kaan♡Gece
2-Oğuz♡Deniz(Zaten sevgilisiniz, çok yakışıyorsunuz, Allah nazarlardan saklasın.
3-Berke♡Aybike
Gece: Buraaak.
Burak: Ne var ya?
Berfin: Ben sap kaldım.
Burak: Senle kimseyi eşleştirmem.
Gece: Ooo
Kaan: Ooo
Oğuz: Ooo
Deniz: Ooo
Berfin: ...
Gece: Neyse size doyum olmaz ben kaçar.
Kaan: Bende.
Telefonu kapatıp kucağıma koyup biraz salıncakta oturdum. Hava soğuktu ama ben üşümüyordum. Daha fazla dayanamayıp çektimi alıp dolaşmaya çıktım. Hava buz gibiydi ama evde oturmaktansa bu soğukta dururum daha iyi. Biraz dışarda dolaştım. Biraz sahile indim. Sahilde yürürken birine çarptım. Baktığımda çarptığım kişinin benim yaşlarımda bir kız olduğunu gördüm. Gözü mosmordu ve dudağı kanıyordu. Aynı zamanda da kaşı yarılmıştı. Kız bana çarpıp durunca kolumdan tutup konuştu.
-Nolur yardım et, öldürecek beni. Yalvarırım yardım et.
Kafamı çevirdiğimde kızın arkasımdan koşan adamı gördüm. Eli havada bağırarak bize doğru geliyordu.
-Gel lan buraya Allah'ın belası!!
Adam yanımıza geldiği sırada kızı kolundan tutup arkama çektim.
-Sen kimsin lan ha!?
Diyip kıza vurmaya kalktığı sırada elini havada tuttum. Bütün gücümü kullanarak sıkıyordum. Beş parmağımın izi kolunda çıkmıştı. Sertçe bıraktım. Adam arkaya doğru savruldu. Daha sonra geri bana dönüp bağırmaya başladı.
-Sen ne karışıyorsun lan!? Her şeye burnunu sokma kırmıyım bir taraflarını!
Vurmak için kaldırdığı eli havada tuttum. Çevirip beline dayadım. Ensesinden tuttum ve yere eğilip başını suya soktum. Elimden kurtulmaya çalışırken konuşmaya başladım.
-Bana bak lan, bir daha bir kadına el kaldıracak mısın? Sana diyorum. Aaa ama pardon kafan suyun içindeydi değil mi?
Kafasını sudan çıkartıp kelimelerimi bastırarak sordum.
-Şimdi cevap ver lan! Bir daha bir kadına el kaldıracak mısın?
-Bırak lan beni karışma bu işe.
Kafasını suya sokup kıza döndüm. Yerde oturmuş korkuyla bana bakıyordu.
-Şimdi sıra sende cebimdeki telefonu al ve polisi ara.
Kız korkarak yanıma geldi. Cebimden telefonu alıp polisi aradı. Telefonu kapattıktan sonra kapatıp geri cebime koydu. Adamın kafasını sertçe çekip yere doğru ittirdim. Adam yere düşünce belimden silah çıkartıp adama doğrulttum. Kız korkuyla çığlık attı. Korkuyla yerden kalkıp yanıma geldi.
-Yalvarırım indir o silahı bak polis gelicek sen suçlu olacaksın. Ne olur bırak.
Polis siren seslerini duyunca silahı belime geri sakladım. Polisler gelip adamı arabaya  bindirdi. Ben yerde korkuyla titreyen kızı sakinleştirmeye çalışırke polislerden biri yanımıza geldi.
-İfadenizi almamız için ikinizinde karakola gelmesi lazım.
Başımı sallayıp yerden yalktım. Elimi uzatıp kızın yerden kalkmasına yardım ettim. Polis arabasına bindik. Karakola gelince polis kapıyı açıp bizi indirdi. Buraya ikinci kez geldiğim için pek bir farklılık hissetmemiştim. Kıza döndüğümde korkuyla bana bakıyordu. Sakin ol dercesine başımı salladım. Polislerle beraber içeri girdik. Önce benim ifademi aldılar. Sıra diğer kıza gelmişti. Polislerden biri koluna dokunduğu sırada korkuyla geri çekildi.
-İstemiyorum. Girmem ben oraya. Bırakın beni.
Birden bağırmaya başladı. Etraftaki erkek polisler onu sakinlestirmeye çalışırken o, ona yaklaşan erkek polislerden kaçıyordu. Bu herif ona ne yaptıysa erkeklerden korkuyordu. Daha fazla dayanamayıp konuştum.
-Ya yeter! Görmüyor musunuz? Kız korkuyo sizden. Hiçbir erkek bu kıza yaklaşmasın, polis olsa bile. Korkuyor.
Kızın yanına gidip sarıldım. Titreyerek yere çöktü. Bende onunla beraber yere oturdum.
-Tamam sakil ol, kimse sana bir şey yapmayacak. Ben burdayken kimse sana bir şey yapamaz. Korkma tamam mı?
-Öldürecek beni.
Korkuyla başını göğsüme yaslayıp ağlamaya başladı. Büyük ihtimalle benden bir yaş küçüktü. Etraftaki polisler bize bakarken aralarından bir erkek polis yanımıza geleceği sırada ona doğru dönüp uyarıcı bir bakış attım. Baş komiser konuşmaya başladı.
-Kızın sorgusuna sende gir. Yalnız hissetmesin. Hem seninle konuşur belki bilgi alabiliriz.
Komisere dönüp konuştum.
-Benim girmem sorun olmaz mı?
-Merak etme biz hallederiz.
Yavaşça yerden kalkıp kızıda yerden kaldım. Polisler bizi sorgu odasına götürdü. Kızı yavaşça sandalyeye oturtup bende yanındaki sandalyeye oturdum. Elini tutarak sakinleştirmeye çalıştım. Ve sordum.
-Adın ne senin?
Etraftaki polislere bakıp başını öne eğdi.
-Defne...
-Defne kaç yaşındasın?
-16.
-Aramızda bir yaş fark var. Korkmana gerek yok. Bak burdaki polislerin hepsi sana yardım etmeye çalışıyor. Şimdi sorularıma cevap ver ki  sana yardımcı olabilelim. Bu adam kim?
Bir süre sessiz kaldı. Korkuyordu. Korkudan elleri titriyordu. Kısa bir sessizliğin ardından konuştu.
-Üvey babam, yurttan aldı beni. Her gün dövüyor. Bu gün... dokunmaya kalktı. Bende kendimi korumak için dizimle karnına vurdum. Kapı açıktı, koştum. Sahile kadar koştum. Ordada senle çarpıştım.
Kan beynime sıçradı resmen. Kıza dokunmaya kalkmıştı. Şu hayatta tahammül edemediğim şeylerden biriydi. Sandalyeden kalktım. Ben kalkımca oda kalktı. Kendime çekip sarıldım.
-Ağla, ağla rahatla biraz istediğini söyle.
Bunu dememle ağlamaya başladı. Bağırarak ağlıyordu. Ne kadar içim acısada içini döküp rahatlaması lazımdı. Yoksa ömür boyu içinde kalacaktı.
-Bıktım artık ya bıktım. Her gün aynı şeyi yapıyor. Dövüyor vuruyor bıktım artık, bıktım.
Bir süre öyle durduk. Yavşça benden ayrıldı. Ve konuşmaya basladı.
-Seninle yalnız konuşabilir miyiz?
Polislere dönüp konuşmaya başladım.
-Yalnız kalma şansımiz var mı?
-Normalde böyle bir şeye izin vermem, ama bu seferlik bir şey demeyeceğim. Biz gidiyoruz. Kameraları da kapattırıcam. Rahat rahat konuşabilirsiniz.
-Çok teşekkür ederiz.
-Asıl ben teşekkür ederim. Senin yaptığını herkes yapmaz. Zor durumdaki bir kıza bu kadar sahip çıkman çok güzel bir davranış. Eminim ailen de senle gurur duyar.
Bir şey diyemedim. Desem ne değişecek. Kimsenin bana acımasını ya da üzülmesini istemiyorum. Polisler çıkınca Defne beni kolumdan tutup sandalyeye oturttu. Kendiside karşıma oturdu. Kısık sesle konuşmaya başladı.
-Bak bu söylediklerimi hiçbir polis duymayacak. Tamam mı?
-Ne demek istiyorsun hiçbir şey anlamıyorum.
-Adamin beni götürdüğü evde bir kız daha vardı.
Ben şok olmuş bir şekilde ona bakarken o konuşmaya devam etti.
-Kıza da bu zamana kadar şiddet uygulamış. Adamları hala kızı o evde tutuyorlar. Polisler öğrenirse kızı öldürecekler. Yalvarırım polislere söyleme lütfen. Bak o kız benden de küçük 14 yaşında. Sarı saçlı mavi gözlü bir kız. Lütfen onu ordan kurtar
-Ama-
-Bak o küçücük kız üç yıldır bu adamın elinde. Gözümün önünde demir sopa ile vurdu kıza lütfen yalvarırım. Polislere söylersen öldürürler.
O kıza yapılanları duydukça gözlerim doluyordu. Defne haklıydı. Eğer herhangi bir polis duyarsa 14 yaşındaki bir kızın hayatına mâl olur. Başka çarem olmadığın için başımı sallayıp konuştum.
-Tamam hiç bir polisin haberi olmayacak. Bak benim arkadaşlarım var. Onlarla beraber kurtaracağız onu sen sakin ol tamam mı?
Boynuma sarıldı.
-Teşekkür ederim. Çok teşekkürler bana yardım ettiğin için, sağol.
Gülümseyip başımı salladım. Sorgu odasından beraber çıktık. Kadın polis bana dönüp konuştu.
-Defne bana birkaç belge için lazım. Sen burda bekle lütfen.
Başımı salladım. Defne, kadın polis ile beraber koridorun sonuna gidip bir odaya girdi. Baş komiser bana dönüp konuştu.
-Senin adın ne?
-Gece.
-Kaç yaşındasın?
-17.
-Yaşın çokta büyük değil gel aileni arayalım.
Bir süre konuşmadım. Baş komiser yanıma gelip elini omzuma koydu ve yumuşak bir sesle konuştu.
-Ailen hayatta.
-Hayatta, ama benim değil.
Komiser anlamaz bir şekilde bana baktı. Tekrar konuşmaya başladım.
-Babam iş için yurt dışına gitti. Annemde kocası ve oğluyla yeni evinde. Boşandılar.
Polislerin hiçbiri konuşmadı. Acıdıklarına eminim. Ama kanıtlayamam. Cebimden telefonumu çıkarttım. Bir sürü mesaj ve cevapsız arama vardı.

*BİZİM TAYFA grubundan bildiriminiz var*

Kaan: Gençler Gece ile konuşan var mı?
Berke: Yok kanka. Bir şey mi oldu?
Kaan: Oğlum arıyorum açmıyor.
Deniz: Ya bir sakin ol, ben ararım şimdi.
Berfin: Gençler, en son konuşmamızdan sonra whatsapa girmemiş.
Kaan: Ne demek girmemiş.
Burak: Oğlum bir şey olmuş olmasın.
Kaan: Saçma sapan konuşma lan.
Aybike: Nerde lan bu kız.
Oğuz: Gençler ben şüphelenmeye başladım. Başına bir şey gelmiş olmasın. Bu kadın ortaya çıktığından beri sürekli dalgındı.
Deniz: Ya kesin bir şey oldu.
Berke: Ya bir sakin olun. Siz Gece'yi tanımıyor musunuz. Sizce o kıza kim ne yapabilir?
Aybike: Berke haklı sakin olun. Bekleyin ben Emir'e mesaj atacağım. Belki o görmüştür.
Kaan: Emir kim lan!?
Berke: Aybike, Emir kim?
Deniz: Ya bir sakin olun. Sinirlenmeyin hemen.Gece'nin kardeşi.
Kaan: Lan Gece'nin kardeşi yok ki.
Berfin: Ya cidden konu bu mu? Kız ortada yok.
 
Belli ki korkmuşlar. Emir konusunun açılması canımı sıkmıştı. Mesaj yerinden çıkıp Kaan'ı aradım. Telefonu kulağıma götürüp polislerden biraz uzaklaştım. Bir kaç defa aradım ama açmamıştı. Bu defa da Deniz'i aradım. İlk çalışta açtı.
-Alo kanka sen nerdesin, kafayı yedim burda. Ya insan bir haber verir. Hiç mi düşünmüyorsun kızım sen beni?
-Ya bir sakin ol. Karakoldayım ben. Merak etmişsiniz. Arayayım dedim.
-Ne karakolu kızım ne diyorsun sen hangi karakoldasın?
-Daha önceden düştüğüm karakoldayım. Telefonda anlatılacak bir şey değil. Gelebilir misin?
-Tamam kanka geliyorum.
Telefonu kapatıp cebime koydum. Yaklaşık bir yarım saat sonra kapıdan içeri giren bizimkileri gördüm. Kaan gelmemişti. Kızlar koşarak yanıma gelip sarıldılar.
-Ya çok merak ettik seni. Ne işin var burda?
Berfin'in bu cümlesinin üzerine dalga geçerek cevap verdim.
-Hiç ya, öyle evde oturuyordum. Canım sıkıldı dışarı çıktım. Baktım hayatımda hiç heyecan yok yanımdan geçen adamın böbreğine bıçağı soktum. Dedim birazda içerde yatayım. Salak ya, ne işin var diyo bir de.
Aybike ve Deniz gülerken gözüm Oğuz'a takıldı. Çok dalgın görünüyordu. Deniz gülmeyi bırakmış Oğuz'a bakıyordu. Aybike bana dönüp konuşmaya başladı.
-Artık bize neden burda olduğunu anlatacak mısın?
Başımdan geçen her şeyi onlara anlattım. Erkekler beni dinlerken bir yandan adama küfür ediyorlardı.
-Tüm bunlar bir yana dursun. Bizim şuan daha büyük bir problemimiz var.
Oğuz merakla sordu.
-Neymiş o.
Tam konuşacağım sırada üniformalı bir polisin bizi dinlediğini fark ettim. Sessizce konuştum.
-Şurdan çıkalım, anlatırım, burası uygun değil.
Hepsi tamam anlamında başını salladı. Bu sırada polisler o adamı getiriyordu. Defne'ye yaptıkları aklıma gelince sinirimi dafa fazla bastıramayıp bağırdım.
-Allahın belası! Utanmadın mı lan ha!? Kızın yaşındakı birine o gözle bakmaya utanmadın mı? Keşke kafanı o suya soktuğumda çıkarmasaydım da geberip gitseydin.
Ben bunları söylerken adamın üstüne atlamıştım. Oğuz beni tutuyordu. Bense bağırmaya devam ediyorum.
-Allahın belası! Şerefsiz!!
Oğuz en sonunda kollarını belime sarıp kucağına aldı ve adamdan uzaklaştırdı.
-Oğuz bırak beni.
-Sakinleşene kadar bırakmıyorum.
Derin bir nefes aldım. Polisler adamı götürdü. Sonunda sakinleşmiştim. Oğuz beni yere indirdi. Duvara yumruk atıcaktım ki Oğuz elini duvar ve elimin arasına koydu. Çok sert vurmuştum. Elimi direk duvardan çektim. Oğuz ben vurunca tepki vermemişti ama ali kızarmıştı. Nedense Kaan varken bir şey demiyordu. Ama Kaan yokken bana sahip çıkıyordu. Abilik yapıyordu.
-Sakın bir daha öyle bir şeye kalkışma. Kendine zarar vereceksin.
-Acıdı mı?
-Elin o kadar da ağır değil. Alışkınım zaten.
Bir süre sonra Defne bir polis ile beraber yanımıza geldi. Bana sarıldı.
-Her şey için teşekkür ederim. Yurda geri gidecekmişim. Sana dediğimi unutma olur mu?
Başımı salladım. Bu sefer ben ona sarıldım. Biz ayrılınca Defne polislerle beraber yurda gitti. Akşam olduğu için bizde evlere dağılmaya karar verdik. Bizimkilere küçük kızdan daha bahsetmemiştim. Oğuz beni eve bıraktı. Saat daha erken olmasına rağmen yorgun olduğum için direk odama çıktım. Üstümu değiştirip yatağıma girdim. Tam o sırada telefonum titredi. Elime aldığımda mesaj geldiğini fark ettim.
Kaan: Yanına gelemedim. Kusura bakma. Ceren'in ağrısı vardı. Uyuyana kadar yanında bekledim.
Gece: Sorun değil. İyi mi şuan.
Kaan: İyi merak etme.
Gece: İyi geceler.
Kaan: İyi geceler.
Telefonu kenara koyup uyudum.

Evet bu bölümde böyleydi. Umarım beğenmişsinizdir. Oy verip yorum yapmayı unutmayın sonraki bölümde görüşürüz<♡

GECE'NİN KARANLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin