16.BÖLÜM

24 2 0
                                    

(Kaan'ın anlatımıyla)

Emir sınıftan çıkınca Gece peşinden gitmeye kalkıştı. Onu durdurup Emir'in peşinden gittim. Emir lavaboya girince bende peşinden girdim. Ben peşinden gelince bana dönüp tek bir şey söyledi.
-Git.
-Hayır hiçbir yere gitmiyorum. Seni bu halde tek bırakmam.
Tuvalettekiler bize tuhaf bir şekilde bakıyordu. Onlara dönüp sesimi yükselterek konuştum.
-Hepiniz dışarı çıkın, içerde kimse kalmasın! İçeri giren olursa çok fena olur.
Herkes çıktı. Atlas'ta tuvaletteydi. Atlas bizden küçüktü. O bize, biz ona hep yardım ederdik. Atlas çıkacakken konuştum.
-Atlas sen kapıyı kontrol et. Kimse girmesin. Olur mu abicim?
-Tamam Kaan abi.
Atlas dışarı çıkınca tekrar Emir'e döndüm. Emir'in gözlerinin dolu olduğunu fark ettim. Dokunsam ağlayacaktı. Neden böyle olduğunu biliyordum. Ablasını çok seviyordu ve annesinin ona yaşattıklarına kızıyordu. Ama annesi işte ne diyebilir ki.
-Neden hala burdasın ki? Gece'nin yanında olman gerekmiyor mu? Sonuçta onun sevgilisisin.
-Evet, Gece benim sevgilim. Ve onun kardeşi benim de kardeşim. Ayrıca ablan seni bana emanet etti. İster iste, ister isteme. Ama sen iyi olana kadar burdayım.
Sakin kalmaya çalışarak nefes verdi. Gözlerini kapattığı sırada gözünden bir damla yaş düştü. Onun için üzülmüyor değildim. Ablası ile annesi arasında kalıyordu. Yanına gidip elimi omzuna koydum.
-Emir, iyi misin?
Başını salladı. Ama öyle olmadığı belliydi. Sırtını duvara yaslayıp sakin kalmaya çalışarak gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. O sırada kapı açıldı. İçeri bir çocuk girdi. Emir sinirle çocuğa bakıyordu. Çocuk ise Emir'e küçümseyerek bakıyordu. Alaycı bir tavırla konuşmaya başladı.
-Ooo bakın burada kimler varmış. Noldu Emir'cik yine mi ağlıyorsun yoksa? Eskiden de severdin ağlamayı. Örneğin... aaa hatırladım. Sevgilin öldüğünde.
Emir sinirle çocuğa bakarken yumruğunu sıkıyordu. Ben ise şok olmuştum. Emir'in bir sevgilisi vardı ve ölmüşmüydü. Emir birden çocuğun üstüne atladı ve yumruklamaya başladı. Yanına gidip ayırmaya çalıştım ama başarısız oldum. Emir'in bu kadar güçlü olduğunu tahmin etmezdim. Çocuğun yüzü tanınmayacak haldeydi. Zorda olsa Emir'i çocuğun üstünden aldım. Emir çocuğa bağırmaya devam ediyordu.
-Bana bak lan! Bir daha bu konu hakkında tek kelime edersen ölümün beni elimden olur!
-Emir tamam. Sakin ol.
Çocuk zar zor yerden kalkıp Emir'e baktı. Ve sinirle konuşmaya başladı.
-Bu iş burada bitmedi oğlum. Seni bu okula geldiğine pişman edicem.
Daha fazla dayanamayıp çocuğa döndüm ve sinirle bağırdım.
-Yürü git lan, yoksa ben seni doğduğuna pişman ederim.
Çocuk ordan uzaklaşınca geri Emir'e döndüm. Hala yumruğunu sıkıyordu. Eli kıpkırmızıydı.
-Emir kimdi bu çocuk.
-Şerefsizin teki. Eskiden aynı okuldaydık. Sürekli kavga ederdik. En sonunda okuldan atıldık. Ve yine aynı okula düştük.
Bu sırada bizimkiler koşarak içeri girdi.
-Kaan koşun! Gece ve Deniz birbirine girdi. Gece, Deniz'i öldürecek.
Koşarak sınıfa gittik. Gece, Deniz'in boğazını sıkıyordu. Deniz kıpkırmızıydı. Koşarak yanlarina gidip Gece'yi geriye doğru çektim. Gece hala Deniz'e bağırıyordu.
-Bana bak lan! Benim kardeşime sadece ben kızabilirim. Eğer bir daha ağzından onun hakkında bir şey duyarsam seni gebertirim.
Cansu'ya dönüp tekrar yüksek sesle konuştu.
-Senin de gözlerini oyarım. Sağına değil tahtaya bakacaksın.
Resmen Emir'i kıskanıyor. Gözlerinden alev çıkıyordu. Bir anda durup üstünü düzeltti.
-Beden için yeterince ısındım. Hadi üstümüzü değiştirelim artık.
Kızlar soyunma odasına gidince bizde gittik. Üstümüzü değiştirip spor salonuna gittik. Gece gri eşortman ve siyah geniş tişört giymişti. Çok zayıftı. Normalde üstüne tam oturması gereken şeyler ona bol gelmişti. Geniş giyinmeyi sevdiği belliki üstündeki tişört benimkilerden geniş. Hocanın sesiyle irkildim.
-Dünya'dan Kaan'a sesleniyorum. Kaan, kafan nerde?
Bütün sınıf güldü. Bizim erkekler anırarak gülüyordu. Gece bana bakıp gülüyordu. Ne var bunda bu kadar gülecek? Sevgilimi izleyemez miyim? Oğuz elini omzuma atıp kulağıma fısıldadı.
-Kanka anladık yengeyi seviyorsunda bu kadar belli etmesenmi.
-Valla elimin tersiyle bir vururum görürsün yengeyi.
-Tamam ya demedim bir şey.
Hoca konuşmaya başladı.
-Evet çocuklar bugün sizlerle güven testi yapacağız. Gece sen gel, birdee...Deniz sen gel.
Gece direk cevap verdi.
-Hocam bize teste gerek yok. Biz o testi verdik. Ben ona sırtımı yasladım. O arkamdan çekildi. Mümkünse başka biriyle yapalım.
-Tamam o zaman Kaan sen gel.
Gece ile beraber hocanın yanına gittik.
-Şimdi Gece sen Kaan'a kendini bırakacaksın. Kaan da seni tutacak.
Başını salladı. Gece'nin arkasına geçtim. Kollarını iki yana açıp kendini arkaya doğru bıraktı. Düşmemesi için hemen tuttum. Yavaşça kalktı. Hoca tekrardan konuşmaya başladı.
-Aferin, şimdi Kaan Gece'ye kendini emanet edecek.
Gece hemen atladı.
-Hocam ben nasıl tutacam ki.
-Merak etme böyle yapmayacağız. Kaan senin önünde duracak sende Kaan'ın sırtına atlayacaksın.
-Tamam hocam.
Gece arkama geçti. Önünde duruyordum. Arkaya doğru gerildi. Tam omzuma atlayacakken aşağıya doğru eğildim. Ve boynuma çıkmasını sağladım. Küçük bir çığlık attı. Bütün sınıf alkışlamaya başladı. Gece gülüyordu. Hemde çok güzel gülüyordu. Onun gülüşü gecelerimi aydınlatıyordu. Gece'nin yüksekten düşmesinden korktuğum için indirdim.

(...)

Sonunda bugün bitmişti. Okuldan çıkarken biri arkamdan geldi. Arkamı döndüğüm sırada gelen kişinin Gece olduğunu fark ettim.
-Beni görmeden gidiyorsun bakıyorum.
-Seni görmediğim zaman günüm güzel geçmiyor. Seni nasıl unutabilirim ki.
Okulda çıkmıştık. Yürüyerek konuşuyorduk. Gece yukarı doğru uzanıp yanağımdan öptü. Beraber benim arabamın önüne geldik.
-Hadi gel seni de bırakayım. Yalnız gitme eve.
-Yok gerek yok. Ben zaten eve gitmeyeceğim. Babamın yanına şirkete gideceğim.
Onun adına sevinmiştim. Sonunda babası ile arası düzelmişti. Onu mutlu görmeye bayılıyordum.
-Hadi gel ben bırakırım şirkete.
-Sen boşuna yolunu uzatma.
-Hadi birtanem, hadi. İtiraz yok. Sevgilimizi arabayla gideceği yere bırakamayacaksak ne işe yararız biz.
Arabaya bindik ve Gece'nin babasının şirketine doğru yola çıktık. Şirketin önüne gelince korumalardan birisi Gece'nin tarafındaki camın önüne geldi ve konuşmaya başladı.
-Gece Hanım, babanız sizi ve Kaan Beyi odasına çağırıyor.
Gece bana dönüp konuştu.
-Gelmek istemezsen anlarım.
-Yok sorun olmaz. Hadi gidelim bakalım ne istiyormuş.
Beraber arabadan inip şirkete girdik. İçeri girince bir kadın yanımıza geldi.
-Gece Hanım, babanız ile bir yemek ayarlanmıştır. Sizi şuan odasında bekliyor. Ama ilk önce sizinle ve arkadaşınızla konuşmak istediğini söyledi.
Gece ile beraber yukarı çıktık. Yıldırım'ın odasının önüne gelince kapıyı çalıp içeri girdik. Bizi görünce konuştu.
-Heh çocuklar geldiniz mi? Kızım seninle dışarı çıkacaz ama önce seninde iznin varsa Kaan ile konuşmamız lazım.
Gece sakince nefes verip tek seferde konuştu.
-Baba biz Kaan ile sevgiliyiz.
Önce tepkisiz baktı. Sonra gülüp cevap verdi.
-Çok sevindim. Ama eğer bu konu yüzünden ağladığını görürsem fena olur. Kaan güvenilir bir insan. Seni ona emanet edebilirim.
Sinirle cevap verdim.
-Güvendiğiniz için mi öldürmeye kalktınız.
Gece'ye dönüp konuştu.
-Gece sen beni kapıda bekle kızım. Biz biraz konuşalım.
Gece odadan çıkınca bana döndü.
-Geç otur şöyle. Bende seninle bu konu hakkında konuşmak istiyordum.
Masanın karşısındaki koltuğa oturdum.
-Bak Kaan, baban sandığın kadar masum bir insan değil. Benim eşim ile boşanmamın sebebi senin baban. Gece sadece bir bahaneydi. Senin baban annen ile evliyken benim karım ile görüşüyordu. Ben bunu öğrendiğimde sevgililerdi. Ve ben bunu ne zamandır Gece'den saklıyorum. Baban Gece'nin varlığını öğrenince beni onu öldürmekle tehdit etti. Ses kayıtları duruyor istersen dinletirim. O gün sırf kızıma bir şey olmasın diye babandan kurtulmak istedim. O arabada sizin olduğunuzu bilmiyordum. Annen için özür dilerim. Başın sağolsun. Kardeşinden de haberim var. Her türlü yardımda bulunurum. Gerekirse en iyi doktorları da çağırırım. Ama şunu bil, ben ne sana, ne annene, ne de kardeşine zarar vermek istedim. Sana bunları yaşattığım için özür dilerim. Beni affetmezsin biliyorum ama amcana da sorsan aynı şeyi söyler. Tekrar yaktıklarım için özür dilerim.
Şok olmuş bir şekilde dinliyordum. Zar zor bir cümle kurabildim.
-Amcam... biliyor muydu?
Başını salladı. Ayağa kalkıp odadan çıktım. Gece beni görünce hemen yanıma geldi.
-Kaan, bir sorun yok değil mi?
-Yok...yok bir şey. Neyse yarın görüşürüz.
Biraz daha durursam ağlardım. Hızla ordan uzaklaştım. Giderken bir sürü kişiye çarptım. Zorda olsa ordan çıktım. Arabaya binip gaza bastım. Kafayı yemiş gibiydim. O kadar hızlı sürüyordum ki neredeyse tekerlekler alev alacaktı. Daha fazla gaza bastım. Resmen bu zamana kadar baba dediğim adam adi şerefsizin tekiymiş. Biraz daha hızlanınca arkadan korna sesleri gelmeye başladı. Sonra yüksek bir korna sesi, araba farları, çarpışma sesi, sonrası karanlık...

GECE'NİN KARANLIĞIWhere stories live. Discover now