|16|

146 33 39
                                    

Kendimden Hallice-Düşlerimden Düştüm

Etrafta yayılan müzik sesi eşliğinde Hoseok camdan dışarıyı izlerken ben de elimdeki deftere bir şeyler çiziyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Etrafta yayılan müzik sesi eşliğinde Hoseok camdan dışarıyı izlerken ben de elimdeki deftere bir şeyler çiziyordum. İlaç bitmişti, o yüzden hemşirenin gelip iğneyi çıkarmasıyla biraz daha rahatlamıştım. Saç tutamlarını da çizip kalemimi kağıttan ayırdım ve bir süre çizdiğim şeye baktım. Şaşkınlıkla gözlerimi bir iki defa kırpıştırırken bir kez daha baktım çizdiğim şeye. Ardından bakışlarım hâlâ dışarıyı izlemekte olan Hoseok'a kaydı. Arkadan görünümünü çizmiştim. Biraz daha düzeltme yapsam benzeyecekti tam olarak. Kaşlarım havaya kalkmış, elimdeki kalemi parmaklarımın arasında döndürerek resmi incelerken Hoseok'un konuşmasıyla kalem yere düştü.

Hoseok yanıma gelmiş, yere düşen kaleme uzanmıştı. Ben de hemen defteri kapatıp görmesini engelledim. Doğrulup kalemi bana uzatırken "Ne çiziyordun?" diye sordu. Kalemi alıp ayaklanmamla biraz geri çekildi o da. "Hiç..dağ, taş. Öyle."

Evet, arkadan görünümü bile taş gibi olan birinin resmini çiziyordun Hana.

Hoseok kaşlarını kaldırıp "Dağ, taş.." diye tekrarladı beni.

"Hı hı." Gözlerimi kaçırıp yanından uzaklaştım ve defteri komodinin çekmesine koydum. Geri ona döndüğümde o da bakışlarını çekmeceden çekip bana çevirdi. "Dışarı çıkalım mı diyecektim. Akşamüstü olduğu için de sıkıntı olmaz diye düşündüm. Olur mu?"

Düşünürken gözüm pencereye kaydı. Biraz yorgun hissediyordum ama bu saatlerde onunla yürümenin güzel hissettireceğine karar verdim. Zaten bu zamanlarda çıkabilirdim anca. Bunu da değerlendirmek istiyordum, yorgunluğumu onun yanındayken atacağımı biliyorum çünkü.

Gülümseyerek geri ona döndüm ve "Tamam, olur." dedim. Cevabıma karşılık o da kocaman sırıtıp yanıma geldi ve yatağın ucunda duran hırkayı alarak bana uzattı. Ben üstüme hırkayı geçirip başıma da siyah bir cap takarken o kapıya doğru ilerliyordu. Benim de yanına ulaşmamla, birlikte odadan çıktık.

Dışarıya adım atar atmaz yüzümüze çarpan hafif rüzgarla gözlerimi kısmadan edemedim. Havalar artık yavaş yavaş soğumaya başlıyor, kışın yaklaşmak üzere olduğunu bize haber veriyordu. Artık kalın giyinmeye başlamalıydık.

Bahçede yürüyüş yaparken bir yandan da bahçenin dışında yürüyen insanlara bakıyordum. Kimileri telaşlı telaşlı bir yerlere ulaşmaya çalışırken kimileri de sanki dünya yansa umursamayacaklarmış gibi kendi hallerinde yürüyordu. Bazen tek endişem okula geç kalmamak veya eve yetişebilmek olsun isterdim. Randevulara ulaşmaya çalışmak veya sadece kulaklığımı takıp umursamaz bir şekilde etrafta dolanmak isterdim. Ama daha doğru dürüst okula bile gidemiyor, umursamaz davranışlarda bulunamıyordum. Beni geçtim, en azından ailemi düşünmeliydim.

Happiness Virus〆JHSWhere stories live. Discover now