Part 7

2.8K 263 763
                                    

[[HYUNJİN]]
(Hyunjin'in dilinden)

Her zaman ki gibi sabahın köründe kalktım. Elimi yüzümü yıkadım ve kıyafetlerimi giyindim. Aklım ondaydı. Felix'te.

Felix'le o günde sonra hiç konuşmadım, konuşamadım. Sadece görevimi yaptım zaten çok bir görev verilmedi kapısında boş boş bekledim. Yüzüne bakamıyordum nedense. Utanıyordum belki de.

O çok güzel. Gerçekten çok, çok güzel. O gün ne akılla ve hangi cesaretle söyleyebildim bilemiyorum. Ama Felix'in tepkisi beni daha da şaşırttı. Hiç bir şey demedi. 

Hislerimi tarif edemiyorum. Bir yandan mahçup ve suçlu hissederken mutlulukla ürperiyordum. Ya o da bana karşı böyleyse? Benim şuan ona karşı duyduğum şey belki bir hoşlantıydı. Ama ya ona da aynısı olduysa? Bizden olur muydu ki?

Kafam çok karışık ve moralim çok bozuktu. Günler çok sıkıcıydı. Felix'le göz göze bile gelemiyordum. Çok daraltıcıydı.


Jisung'u özledim. Jisung demişken o adam yani Lee Minho ona hafta sonları gelmesini rica etmişti. O da bir garip adam. Geçen hafta sonu onu göremedim çünkü revirdeydim. Bugün umarım gelir belki bana moral verir.

Aklıma gelen fikirle ve cesaretle kimse yokken aşağı inip ona telgraf çektim. Cidden dayanamıyordum. Ona sarılmak istiyorum. Kendimi platonik ve kafada kuran bir enayi gibi görmeye başlamıştım. Kendimi ona layık görmüyordum.

----

Saatlerdir süren görevim sonrası sonunda mesai değişikliği gelmişti. Fark ettim de Felix bugün odasından hiç çıkmadı acaba iyi mi? Bakmak istiyordum ama rahatsız olur diye korkuyordum. Odasından çıksa bile bana bakmıyordu. Bu yüzden hiç riske atmak istemedim, en iyisi aşağı inip bahçede hava almak.

Aşağı indiğimde korumaların bağırma seslerini duydum.

"Beyefendi kimi kandırıyorsun? Lee Minho sizi neden çağırsın saçmalamayi kesip defolun"

Ne oluyor diye bakmak için yavaşça aşağı indim ve ilerlediğimde... Bu Jisung idi! Korumalar onu itiyor, içeri almıyordu.

Burada ailemizden birinin gelmesi yasak ve yabancıları almıyorlardı. Ama ben salak olduğum için o anlık kötü hissettiğim için yazmıştım çocuğun başını da belaya sokmuştum. Lanet olsun.

Hızlı adımlarla ilerleyerek korumaya seslendim.

"Hey hey durun o benim kuzenim, doğru söylüyor."

"Bakın gördünüz mü dedim size Lee Minho falan çağırmadı kuzenini görmeye gelmiş."

Dedi yanındaki korumalara.

"Hayır doğru söylüyor Lee Minho onu hafta sonları yanına çağırıyor."

"Aynen Lee Minho'nun kimsesi yokta onu çağırıyor hahaha."

-

"Belki de hoşlandığım adamı görmek istiyorumdur."


Gözlerimi gelen sese doğru çevirdiğimde gelen Lee Minho idi. Nutkum tutulmuştu. Şaşkınlıkla bakıyordum.

Dear Hyunlix (Düzenleniyor...)Where stories live. Discover now