23

1.8K 178 276
                                    

Kulübede saatlerce susarak sarılmışlardı. Özlemi en sonuna kadar yaşamış, kavuşma duygusunun da en heycanlısını yaşamışlardı. Kim istemezdi ki ölen sevdiğinin yaşıyor olarak gelip seni sarmasını. Felix o gün zaten kavuşacaktı sevdiğine, ya ölerek ya da yaşayarak. Dediğimiz gibi onların hayatı yazılmış bir kitaptı.

--------------

Minho ve Jisung stresten duramamışlardı. Babası tekrar Hyunjin'i görürse onu bu sefer ölüsünü görmeden bırakmazdı.

Minho ve Jisung aceleyle Hyunjin'i uzaktan takip etmişlerdi. Hyunjin tekrar aynı kulübeye gitmişti. Hyunjin kulübeden içeri girince Minho ve Jisung da hızla daha da yaklaşmıştı. Kulübenin camından bakınca Felix ve Hyunjin'i sarılarak gözyaşı dökerken görmüşlerdi.

Jisung bu olanları şaşkınlıkla izlerken içini çekmişti.

"Vay be..."

"Bir gün bende böyle sevilebilecek miyim."

"Sanırım hayır."

Minho onu öyle görünce ağzını tutamayarak

"Seni öylesine seven bir kalp varken senin onu görmemen kendi hatan."

"Neyden bahsediyorsun."

Minho içini çekerek ayaklandı. Artık sinirlenmişti. Gerçekten hâlâ anlamamış mıydı onu sevdiğini?

"Gerçekten..."

"Ney gerçekten?"

"Gerçekten seni sevdiğimi hâlâ anlamadın mı?"

"Sen, şuan dalga mı geçiyorsun yine Minho?"

"Hem ben sevilcek biri değilim ki? Neden şuan bana böyle söylüyorsun? Çünkü seni sevdiğimi biliyorsun değil mi, oyuncak yapmak istiyorsun beni"

"Aptal mısın sen? Kimin için uğraşıyorum ben günlerdir? Hyunjin için mi? Sırf sen üzülme diye neler yaptım ve hâlâ..."

Sinirlerini dindirmeye çalışarak nefes aldı

"Her neyse sence bu şakaya mı benziyor?"

Jisung üzgün bir ifadeyle gözlerinin içine bakıyordu. Gerçekten onu seviyordu. O sadece ilk defa sevilmişti bu yüzden kimsenin sevgisine inanamıyordu.

Sessizce

"Özür dilerim..."

Diye mırıldandı. Bunu duyan Minho kendini çok kötü hissetmişti. Ve Jisung'un başını eğerek oturmasına dayanamayıp iki eliyle yüzünden tutup kendine çevirdi.

"Han Jisung, benden özür dileme. Sadece bana söyle, beni seviyor musun"

"Seviyorum Lee Minho, seni çok seviyorum."

İkisi de oturduğu yerden anlını birbirine yaslamış gözlerini kapatmıştı. Ve tam o anda kapı açıldı

Gelen ele ele şişmiş gözlerle Hyunjin ve Felix idi.

"Siz... Ne yapıyorsunuz burada?"

Onları öyle gören Felix gözleri şişmiş olsa da kıkırdamaya başladı. Onun güldüğünü gören Hyunjin onu gülerek izliyordu.

"Şey, sizi bekliyorduk ☺️"

Diyerekten yalancık bir gülümsemeyle olayı geçiştirmeye çalışarak Minho'dan ayrıldı.

"Felix, iyi misin? Bizden sonra mâlikanede neler oldu-"

Diye sordu Minho

"Gidince görürsün abi."

"Felix, bizim bir daha oraya dönemeyeceğimizi biliyordursun umarım ."

Diye atıldı Jisung

"Babamın artık size birşey yapacağını sanmıyorum, kendisi şuan sevdiğinin mezarı başında vicdan azabı çekiyordur."

"Bir dakika oturup bize neler olduğunu anlatıcak mısın?

Felix ve diğerleri kulübenin içine girerek oturdular. Felix cebindeki iki çift aynı olan fotoğrafları çıkarıp olan herşeyi anlattı.

------------------

"Yani, şimdi Hyunjin'in babası ve senin baban eskiden..."

"Aynen öyle HanJi."

"Ve manevi oğlu olan oğlu ise Hyunjin."

"Evet abi..."

Hyunjin konuşmuyordu. Sadece fotoğraflara bakıyordu. Fotoğrafları okşayarak mırıldanıyordu.

"Hyunjin..."

"Babamı öldüren kişi annemmiş... Ve babamı öldürdüğü için intikam almaya çalışan ise babanmış."

"Vay be..."

Diyerek iç çekiyordu. Bunca zaman ona anne ve babasının şehire giderken kazada öldüğü söyleniyordu. Ve bu gerçek onu cidden etkilemişti.

Kim suçluydu peki? Annesi varken başka adamla aşk yaşayan babası mı? Ya da annesiyle zorla evlendiren dedesi mi? Ya da sevdiğinin intikamını almak üzere annesini öldüren Joon mu?

Herşey çok karışık geliyordu ona. Keşke böyle olmasaydı herşey. Ya da böyle olmasaydı belki de Felix'i bulamayacaktı. Şuan herşeyi boşvermek istiyordu. Sadece Felix'i istiyordu. Çünkü olan olmuş psikolojisindeydi. Ne yapabilirdi ki?

Minho' da bu gerçeği öğrenince şaşırmıştı. Babasının her hafta arkadaşımın mezarı diye gidip saatlerce ağladığı mezarlık Hyunjin'in babasınınmış.

Ortam o kadar değişikti ki. Herkes düşünce aleminde düşünüyordu herşeyi. Ortamı bozmak için başka bir konuya girmek üzere Jisung lafa atıldı.

"Peki şimdi ne olacak çocuklar?"

"Babamla gidip konuşcağız, eğer bizi böyle kabul edecekse edicek, ya da bir yolunu bulup başka bir yerde yaşamak için yol alacağımı söyleyeceğiz."

Diye cevapladı Minho.

"Var mısınız?"

Hyunjin ve Felix ilk önce birbirlerinin gözlerine bakarak sonra Minho'ya dönerek kafa salladılar. Kafa sallamalarıyla birlikte ayaklandılar.

Çünkü artık herşey için hazırlardı.
Artık hepsi sevdiği için yaşıyordu.

--------------------------------------------------------------
-----------------------

Dear Hyunlix (Düzenleniyor...)Where stories live. Discover now