55. Bölüm

23.8K 880 321
                                    

İyi okumalar

🐞

"Ne!?"

Dudaklarımdan sadece bu kelime çıkmıştı. Çaresizlik ne demek? Ellerinin bağlanması ne demek? Ne yapacağını bilememek ne demek?

"Evet. 2 aylık hamilesiniz."

Bu cümle beynimin içinde yankılanırken ellerimin titrediğini hissediyordum. Dalga geçmesini, şaka yaptım demesini bekledim. Ama beklediğim hiç bir şey olmadı. Kalbimin en derinlerinde, bir sızı hissederken karşımdaki Kaan'a bakamıyordum. Bakmak istemiyordum.

Elimi masaya koyup destek alarak yavaşça kalktım. Bakışlarım boş bir şekilde sadece karşıma bakarken yutkundum. Gözüm doldu. Ağzımdan ufak bir hıçkırık kaçarken, koşarak dışarıya çıktım.

"Bilge. Dur. Bilge..."

Ardımdan gelen Kaan'ın sesi koridorda yankılanırken durmadım. Koştum. Koştum. Bana yetişeceğini bildiğim halde sonuna kadar koştum.

Etrafımdaki insanlar, ağlayarak koridorda koşan bana, dönüp iki kez bakarken umursamadım. Artık hıçkırarak ağlıyordum. Ellerim titriyordu.

Dizlerimde ki derman giderken kendimi zorla hastane bahçesine atınca, kolumda hissettiğim el ile belime sarılan kollar olmuştu.

Kollarının arasında çırpınırken kurtulmaya çalışıyordum. Çünkü her şey onun yüzünden olmuştu! Karnımda istemediğim bir bebek taşıyordum. Bu benim yıkılmam için yeterli bir sebepti.!

"BIRAK BENİ!" Diyerek çığlık atar gibi bağırınca umursamadı. Daha sıkı sarılınca dudaklarını boynumda hissedince gözlerimi kapattım. "Sakin ol. Kendine gel" deyince kolunu iki elimle itip hırs içinde ona döndüm.

"RAHATLADIN MI? MUTLU MUSUN?"

Gözlerimden yaşlar sel gibi akarken bağırmaya başlamıştım. Etrafımdaki insanların ne kadar ilgi odağı olsak da onları görmemezlikten geldim. Çünkü gözüm dönmüştü.

Kaan sağ elini bana doğru uzatırken hiç bir şey demedi. Gözlerindeki çaresizliği görmüştüm. Ya da kaybetme korkusunu mu?

"Senin yüzünden oldu!" Diyerek burnumu çekip pamraklarımı açık olan saçlarıma geçirip çığlık attım. İstemiyorum. Onu karnımda istemiyorum.

Kendi etrafımda dönerken ne yapacağımı bilemiyordum. Ben doğurmaktan korkan bakmadan korkan birisiyim. Ben yapamam.
"Bilge bizim bebeğimiz. Alışırsın ama yapma böyle. Üzülmene dayanamıyorum."

Ufak bir kahkaha atıp avucumu ağzıma bastırıp eğildim. Hâlâ gülmeye devam ederken arkamı dönüp yürürken bağırdım.

"Sen beni düşünseydin. KARARIMA SAYGI DUYARDIN. O SENİN ÇOCUĞUN. TABİ DOĞARSA"

Anından kolumdan az öncekine göre sert bir şekilde çekip kendine çevirdi.

"Ne demek istiyorsun!?"

"Bırak kolumu" diyerek kolumu elinden kurtarmaya çalışırken kendine doğru çekince burnu burunuma değmişti.

"Öldürecek misin onu!?" diye bağırırken bileklerimi tutan ellerinden kurtulmaya çalışıyordum. Bu konuları konuşmanın ne yeri, ne de zamanıydı.
Kendimi bir odaya kapatıp saatlerce düşünmek istiyordum. Kaan'ın yüzünü bile görmek istemiyordum.

"Bırak beni!" Diyerek bileğimi tutan elini ısırınca küfür ederek elini çekti. "Dokunma bana manyak!" Deyip hızlı bir şekilde arkamı dönüp arabaya bindim.

Mafyanın SarışınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin