Twenty-one.

449 28 61
                                    

hwyeji: ne diyorduk o zaman, iyi ki doğdun mu? @juliachoi

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

hwyeji: ne diyorduk o zaman, iyi ki doğdun mu? @juliachoi

*yorumlar kısıtlandırılmıştır*

•••

Gecenin ilerleyen saatlerinde büyük evi harika bir enerji çevrelemişti. İnsanlar delirmişçesine dans ediyordu, bir kısmı ise geniş arka bahçede sohbet ediyordu. Parti bir doğum günü partisinde çıkmış, daha çok gençlerin eğlenmek için düzenlediği partilere benzemeye başlamıştı. Her köşe başında öpüşen veya flörtleşen birilerini bulmak mümkündü.

Hwang Yeji giymiş olduğu mavi kot tulumunun düşen askısını düzelterek teras kata çıkıyordu. Bu kadar müzik ona fazlaydı, o Yuna veya Beomgyu kadar enerjik değildi. Kolay yoruluyordu ve şuan olduğu gibi çabucak sıkılıyordu.

Geniş terasa çıktığında oradaki armut koltuklardan birine oturdu. Sarhoş olmamış olsa da alkolün etkisi ile başı dönüyordu, bu durumdan hiç memnun olmamıştı.

Terasın boş olması işine gelmişti, bir süre kafasını dinlemek iyi gelirdi. Ayrıca dört yanı libido kaynayan ergenlerden uzaklaşma fikri fena değildi.

Kafasını geriye yaslayıp bir süre öylece uzandı. Alt kattaki müzik yavaşlamıştı. Tahminlerine göre saat 12 civarlarındaydı. Bir an için bu büyük ev gözünde küçülmüştü. Fakat sonrasında terastaki adım sesleri ile huzurlu dakikaları son bulmuştu.

Kafasını merdivenlere doğru çevirdiğinde Choi Yeonjun'un ezbere bildiği gülümsemesi ile el salladığını gördü. Küçük bir çocuğa benziyordu bu hareketiyle. Muhtemelen çoktan sarhoş olmuştu. Yeji bu haline gülmemeye çalışarak karşılık verdi, el salladı.

Birkaç saniye sonra Yeonjun yanında bitmişti. Yeji ondan sabah Beomgyu ile yaptıkları kokteylin kokusunun yanı sıra viski kokusu da alıyordu, ayrıca abartı olmayan bir erkek parfümü.

"Sende mi sesten bunaldın?" diye sordu Yeji. Yeonjun dudaklarını büzdü. "Hayır, aksine eğleniyordum, ama bir anda kendimi burada buldum."

Yeji yüzünü inceledi, yanağındaki ve boynundaki benleri, dağınık saçları ve dolgun dudakları... Hepsi ay ışığı altında birer sanat eseri gibiydi.

Yeji onu ilk gördüğü anda bile etkilenmişti, yakışıklı olduğunu biliyordu. Ve şuan bu açıdan daha çekici duruyordu. Dolgun dudakları daha öpülesiydi. Öpülesi mi? Yeji bir anlığına indirdiği gözlerini büyüttü, az önce onu öpmeyi mi düşünmüştü. Kafasını iki yana salladı kendi kendine, bunun alkölün yan etkisi olduğunu tahmin ediyordu.

"Yeonjun sarhoş musun?" diye soruverdi bir anda. Çünkü eğer değilse -ki sarhoş olduğu her halinden belli- az önce dudaklarına bakmış olduğunu farketmiş olmalıydı, Yeonjun gözlerini Yeji'nin tüm yüzünde dolaştırmıştı.

Gözlerini yıldızlara çevirdi ve mırıldandı. "Benim daha sarhoş olduğumu gören yok." Yeji gözlerini devirdi, ses tonu bile kendini ele veriyordu.

Yeonjun ayağa kalktı ve terasın kenarına gitti. Ordan sarkamadan ön tarafı izledi. Böyle gürültülü bir organizasyonun aksine sokak çok sessizdi. Yeji, ne olur ne olmaz onun yanına gitti. Kendisi de korkuluklara yaslandı ve gözlerini sokağa çevirdi. Cidden çok ıssızdı.

Yeonjun derin bir nefes verdi. "Ama sarhoş olduğumda dürüst oluyorum..." sesi sonlara doğru alçalmıştı. Yeji kaşlarını çatıp ona döndü. "Ne dedin?"

Yeonjun cevap vermek yerine ilk defa görüyormuş gibi yüzüne baktı. "Çok güzelsin Yeji." Yeji'nin ağzı açık kaldı. Kendisine 'Çatlak, sıyırmış, manyak' ve türlü türlü takma isimler takan çocuk şimdi böyle şeyler söylüyordu. "Um, teşekkürler?" demek ile yetindi Yeji.

Yeonjun bununla kalmayıp anın verdiği etki ile Yeji'ye yaklaştı, Yeji buna izin verdi ve sadece parmak uçları üzerinde yükseldi. Yeonjun bakışlarını çoktan pembe dudaklara indirmişti, Yeji aynı şekilde. Yanlış olduğunu düşünse de şuan aralarında bir engel yoktu, kendini ona teslim etmişti.

"Yeonjun-" diye fısıldadı Yeji dudakları üstüne. Elleri oğlanın omuzlarındaydı. Gözleri ise karşısındaki kahvelerde. Yeonjun lafını hemen böldü. "Şimdi değil Yeji, şimdi sıra bende..."

Yeonjun Yeji'nin belinden tutup kendine yaklaştırdığında Yeji anın etkisi ile gözlerini kapadı. Birkaç saniye içinde dudakları arasındaki dudaklar yerini aldı.

Bu ikisininde ilk öpücüğü değildi, fakat Yeji'nin kalbi öylesine atıyordu ki göğüs kafesini delip geçecek gibiydi.

Yeonjun ustaca dudaklarını hareket ettirir iken çok rahattı, ne de olsa yarın hatırlamayacaktı. Fakat Yeji ona ayak uydurmakta zorlanıyordu, çünkü kendisi ayıktı ve her şeyi hatırlayacaktı.

Yeonjun kafasını yana eğip Yeji'yi biraz daha kendine çekti. Yeji'nin elleri ise omuzlarından boynuna gidecek iken ne yaptıklarını hatırladı. Kendini buna teslim etmemeliydi, onu erkek kardeşinin sevgilisi yapacaktı. Bu olmamalıydı, bu yanlıştı.

Aklındaki negatif düşünceler ile kendini geriye çekti, Yeonjun yamukça gözlerini araladı, görmeyi beklediği son şey Yeji'nin tedirgin suratıydı, korku dolu ve bunun yanlış olduğunu haykıran gözlerle bakıyordu.

Yeonjun'u omuzlarından itti yavaşça, Yeonjun ise anlam veremiyordu. Üstelik kendisi de karşılık vermişken.

Yeji kafasını iki yana salladı yavaşça. "Birdaha sakın bunu yapma..."

Ardından acele ile rahatlamak için geldiği terasta Yeonjun'u anlamsız ruh hali ile başbaşa bırakarak oradan ayrıldı.

•••

Lütfen hiçbir Yeonbin shipper bana sövmesin

Ben sürekli diyorum yeonjun ve soobinin arasını yapıyım yeonjun işime karışıyor ben yejiyle konuşmak istiyorum diye :<

Birde bu editi gördüm çok güzell 😭

4 numaralı kocam ile 3 numaralı karım 💓💓

lover for him || 𝘺𝘦𝘰𝘯𝘫𝘪✓ Donde viven las historias. Descúbrelo ahora