15. Bölüm

32.2K 1.3K 42
                                    

Huzursuzdum... Şuan ki ruh halimi sadece bu kelime ifade edebilirdi. Her şey açığa çıkmıştı evet ama Kunter'i kendi elimle belaya yolladığımı düşünmeden duramıyordum. Mantıksız yanım bu işe bulaşmamalıydın derken akıllıca davranan yanım doğru olanı yaptığımı söylüyordu. Bende pekâlâ farkındaydım durumun. En ufak zekâ kırıntısına sahip bile olsam anlardım. Yine de her şeyin ardında bu denli korkunç şeyler çıkacağını beklememiştim. İlk defa yanılmış olmayı diliyordum şuan.

"Aşkım, sorun çıkmayacak." diye söz verdi Kunter. Kollarının arasında dönüp ona sıkıca sarıldım. Bu adamı kaybetmek istemiyordum. Aramızdakiler daha çok yeniydi ve bu kadar endişelenmem normal değildi belki ama elimde de değildi ki.

"Korkuyorum" dedim fısıldayarak. Yalan değildi, korkuyordum. O kadar filmi boşuna çevirmemişti herhalde yönetmenler. Bu gibi durumlardan kurtulmak öyle kolay olmasa gerekti. Ama bu gerçek hayattı ve bir umut vardı her şeye rağmen.

"Korkmanı gerektirecek bir şey yaşanmayacak söz veriyorum. Ayrıca o adamların yaptıkları da yanına kar kalmayacak. Ben yarın bu işten hiç renk vermeden sıyrılacağım ama peşini de bırakmayacağım onların. Benimde tanıdıklarım var Sare. Hatta babamın yurtdışında yaşadığı dönemlerde tanıştığı bir dostu FBI'dan biri. Gereken yapılacaktır... Bu arada seninle gurur duyduğumu söylemiş miydim? "

"Ne?" dedim şaşkınca. Söylediklerini dinlerken böyle bir şey söyleyeceğini ölsem düşünmezdim herhalde.

"Dediğimi duydun. Sen olmasaydın bu pisliğin içine çekilmiş olacaktık. Sadece beni ve şirketimi değil diğer masum insanların hayatını da kurtardın."

Ups. Sanırım bir kahraman olmam eksik kalmıştı. Heyecan bastı birden.

"Bü-bütün bunları b-ben mi yaptım" dedim kekeleyerek. Benden anca şaşkın kahraman olurdu zaten. Ne bekliyordum ki? Kazara milyoner yok hayır trilyoner bile olabilirdim. Bir piyango biletini almayı not ettim aklımın bir köşesine. Ne me lazım değil mi?

"Evet aşkım. Kesinlikle sen yaptın. Minik kahramanım." dedi sıcacık öpücükle dudaklarımı ödüllendirirken. Minik kahraman mı? Hop hop n'oluyoruz beee!
"Minik kahraman mı?" dedim tersleyerek.

"Aşkım benim." dedi dudağıma bir öpücük daha kondurarak. "Ben güzel bir şey söylemeye çalışıyordum." Pes ettim.

"Sanırım ben kahraman olmak için fazlasıyla şaşkınım. Kazara başıma bela açtığım çok olurdu da kahraman olmak? Sınırları zorluyorum." Niye ona kızıyordum ki.

Kahkaha attı. Bende ona katıldım. Gülmek iyi gelmişti. Bütün bu hengâmenin arasında bana iyi gelen tek şeyin Kunter olmasına hala alışamamıştım peri masalından fırlamış gibiydi o benim için... Tamam, peri masallarında uluslararası suçlular, yardım eden hackerler ya da benim gibi şaşkınlar yoktu. Ama yine de benim peri masalım klasik olamayacak kadar güzeldi.

"Kunter" dedim bir zaman sonra. "Yarın bende seninle geleceğim." Kaşları çatıldı. Ortamı tekrar neşelendirmeye çalıştım. "Hem bir sorun olursa muhteşem bayılma numaramı tekrarlarım. Allah'ım! Muhteşem kalçam bu sefer feci moraracak ama durumu kurtarmak için sorun etmem. Lanet olsun çok iyi bir insanım ben yaaa." dedim zorla sırıtmaya çalışarak.

Gülecek gibi oldu ama kendini tuttu. Anlaşılan taviz vermeyecekti. Eh bende şansımı denemekten caymayacaktım. Hodri meydan Aşk Bey! A-ha Hoşuma gitti bu iki kelime!

"Seni yatağa bağlamam gerekse de gelmeyeceksin Sare!"

"Denede görelim" dedim diklenerek. Kendime gelmiştim anında. Haha! Benden kaçar mı? Onu yalnız göndermeyecek ve sonuna kadar savaşacaktım.

S A R EWhere stories live. Discover now