Gözlerimi araladığımda yatakta yalnız uyuyordum. Baran'ın tarafında uyandığım için komodinin üzerinde Baran'a ait olan telefondan saate baktım.
18.20'ydi saat.
Üzerimdeki yorganı açıp yatakta doğrularak gerindim. Banyodan sesler gelirken kapı açıldı ve Baran belindeki beyaz havlu ile odaya geldi.
Saçlarından damlayan su damlaları kasları üzerinde ilerlerken Baran'ın kıkırdaması ile kaşlarımı çatıp gözlerine baktım.
"Günaydın" dedi. Boynundaki havlu ile saçlarını kurularken gelip yanıma oturdu.
"Günaydın" diyerek ayağa kalktım. Benimde duş alıp kendime gelmem gerekiyordu.
Banyoya doğru ilerleyip içeri girdiğimde Baran'ın kokusu ciğerlerime doldu. Kapıyı kapatıp üzerimdeki kıyafetlerimi çıkarıp beyaz küvete girdim.
Sol tarafımda büyük bir, uçan balonlarla dolu gökyüzü manzarası vardı.
Küvete dolan sıcak su rahatlamama neden olurken gözlerimi kapattım.
Köprücük kemiğimin üzerinde bir hareketlilik hissedince gözlerimi araladım. Baran sırıtarak küvetin merdivenlerine oturmuştu ve başparmağı ise köprücük kemiğimin üzerinde dolaşıyordu.
"Uyuya mı kaldın?" dedi sırıtmaya devam ederken. Üzeri güzel kokulu köpüklerle kaplanmış olan küvetten elimi çıkarıp Baran'ın üzerine köpük attım.
"Çık dışarı!" dedim Baran kahkaha atarken. Dışarı çıkmak yerine başparmağı ile küvetten köpük alıp burnuma sürdü.
"Deli kız" dediğinde kaşlarımı çatıp kendimi küvetin içinde kaydırarak suyun altına girdim.
Yaklaşık 30 dakika sonra vücudumdaki havlu ile banyodan çıktığımda yatağa oturmuş telefonuyla ilgilenen Baran'ı gördüm.
"Hava soğuk mu?" diye sordum dolaba ilerlerken.
"Evet, soğuk" dediğinde başımı salladım. Beyaz triko kazağım ile beyaz çiçekli pembe eteğimi çıkardım.
Kıyafetlerimi giyip saçımı kuruttum ve Baran ile odadan çıktık. Alt kata inmek için merdivenlere yönelmiştim ki Baran elimi tutup beni üst kata çıkan merdivenlere çekti.
Merdivenlerden üst kata çıktığımızda eser soğuk rüzgârı hissedince saçlarım uçmaya başladı.
"Gel" diyen Baran'ı takip ederek yerdeki minderlerin üzerin oturdum ve kahvaltımı yapmaya başladım.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra odamıza geri döndük. Dışarı çıkacağımız için beyaz montumu giyip beyaz beremi taktım.
Yüzüm solgun duruyordu ama makyaj yapmaya üşenerek omuz silktim. Baran beyaz sweatshirt. Siyah keten pantolon ve siyah şişme mont giymişti.
Elimi tuttuğunda beraber evden dışarı çıktık. Baran'ın siyah arabasının arka koltuğuna oturduğumuzda dünkü şoför arabayı sürmeye başladı.
Yaklaşık 40 dakika sonra araba durunca Baran ile arabadan indik.
"Aşk vadisi" dediğinde sevinçle Baran'a baktım. Gülerek burnuma bir öpücük bıraktığında bende parmak ucuma yükselip yanağına bir öpücük bıraktım.
Baran gülümseyerek elimi tuttuğunda yürümeye başladık. Her dalına nazar boncuğu takılmış, ortasında da büyük bir testi olan ağacı görünce olduğum yerde durdum.
Kızıl saçlı genç bir kız elindeki nazar boncuğunu başka bir ağacın dalına astığında Baran'a baktım.
"Sevgilim" dediğimde bana baktı.

YOU ARE READING
AVARE KALPLER
General FictionÖfkeli gözleri gözlerimi bulduğunda yanıma doğru gelip beni kolumdan tutarak ayağa kaldırdı. "İmam nikahımız kıyılacak" dediğinde gözlerimi kocaman açtım şaşkınlıkla. "Baran! Hayır!" diye ağlamaya başlayan Zelal'e korkuyla baktım. "Ne nikahı, ne diy...