17.bölüm

9.5K 343 21
                                    


KEYFİN BİLİR işte bu kadardı onun için değerim bu kadardı. Aptalın tekiydim ben.

Dudaklarımın arasından çıkacak tek bir kelime göz yaşlarımdaki vanayı açacak ve onun yanında ağlayarak kendimi aşağılayacaktım. Hiçbir şey demeden ayağa kalktım. Gözlerim dolan yaşlardan etrafı flu görüyordum. Oradan yeterince uzaklaştığımı hissetiğimde bir ağacın dibine çöküp gözyaşlarımı serbest bıraktım. Her seferinde bu kadar zavallı bir konuma nasıl düşmeyi nasıl başarıyordum bilemiyorum.

"Hey!"
Derin bir nefes aldım ve sese doğru kafamı kaldırdım. Karşımdaki bulanık silüet netleşsin diye gözlerimi bir kaç kere açıp kapattım.
"Jasper."
Önüne düşen sarı kıvır kıvır saçlarını arkaya attı.
"Annen geldiği için seni çağırmamı istediler fakat yanlışlıkla az önceki tartışmanıza kulak misafiri oldum. İyi misin?"
Bunları söylerken yüzünde öyle bir ifade vardı ki bu konuya aslında hiç karışmak istemediği belli oluyordu.

Ona uzun bir süre hiçbir şey söylemeden baktım daha sonra
"Önden buyur ne kadar aptal olduğumu yüzüme vurmaktan çekinme lütfen."

Silik bir gülümseme belirdi yüzünde. Benimle aynı hizzaya gelebilmek adına benim karşıma çöktü.
"Aptal olduğunu düşünmüyorum."
Yaşlı kirpiklerimi yukarı doğru kaldırdım.
"Düşünmüyor musun?"

Başını iki yana salladı. "Sonat benim arkadaşım. Onu çok severim ama onun hayatı boyunca ciddi bir ilişki yaşadığını hatırlamıyorum. Ona göre oldukça toysun bunu hissetmemen bilememen çok normal."

Kaşlarımı çattım çünkü aslında hep bir parçam böyle olabileceğini biliyordu sadece ben onu sessize almayı tercih etmiştim o kadar. Konuyu değiştirmek adına "Annemin geldiğinden emin misin gelmesine daha var diye biliyordum."dedim hâla kendine gelmeye çalışan titrek sesimle.

"Evet sana sürpriz yapmak istemiş ama içerideki karmaşayı gördüğünde buna pişman olduğuna eminim.
Yiğit'in ailesi fena arıza çıkardı ama neyse ki olayın şahitleri olarak Mira ben ve Doğuş seni savunduk." Bir kaç saniye durakladı ve "Bir de babam." Diye devam etti.
Şaşkınlıkla ona baktım
"Baban mı?"
"Evet babam. Bu yüzden sana bir tık yumuşak davranacaklarına eminim ama sen yine de büyükanneden kaçın." Dediğinde güldüm. Onun fena sinirlendiğine emindim.

"Hiç oraya gitmek istemiyorum." Diye yakındım.
"Eminim şu an oturup defterine bir şeyler çizmek daha cazip geliyordur ama bence oraya çıkıp kendini göstermen gerek."

O an ayak uçlarımdan verilen elektiriğin
vücudumda dolaşıp beynimi aleve verdiğini hissettim.

"Çizim defterimi nereden biliyorsun? diye sordum boğuk bir ses tonuyla. Eğer ki Sonat böyle bir şey söylemişse yaşadığımı şey hayal kırıklığında daha beter bir şeye dönüşecekti. Onun bunu yapmamış olmasını umdum. Çünkü o sıradan bir defter değildi duygularımı çokça barındıran bir günlük gibiydi benim için.

"Defterini arabamda düşürmüşsün. Sana söyleyecektim fakat uygun bir vakit oluşmadı."

"İçine baktın mı?"

Yaramaz bir çocuk edasıyla gülümsedi.
"Birazcık karıştırmış olabilirim."

Ağlama ve gülme karışık bir ses tonuyla
"Yıllardır sakladığım defterim umumi tuvalete döndü." Dedim.

Jasper yanıma oturdu. "Bir sanatçı ve kolay kolay bir şeyleri beğenmeyen biri olarak çizimlerini gerçekten harika buldum. Nasıl bu yeteneğine yazık edip kendini daha çok geliştirmezsin anlamıyorum. "

Yüzümün kızardığını hissettim önüme gelen bir tutamı kulağımın arkasına atarak kafamı yere çevirdim. İltifat edildiğinde ne yapacağını bilen insanlardan olamamıştım hiç.

" O kadar da iyi değiller."
Sırtını ağaca yasladı ve "O kadar iyiler." Diye cevap verdi bana
"Benim çalıştığım stüdyoyu ziyaret etmelisin. Sana yardımcı olmaktan zevk duyarım."
O soğuk Jasper'ın bir anda bu kadar sıcakkanlı olması beni şaşırtmaya devam ediyordu.
"Teşekkür ederim."

Ayağa kalkıp üstünü çırptı ve elini uzatarak "İnfazın karar verilmeden önce oraya ulaşmamız gerek."

Gülümseyip uzattığı elini tuttup ayağa kalktım.

Lekelenmiş beyaz kıyafetime baktım.
"Beyaz kesinlikle benim rengim değil."

Güldü. "İşte bu konuda seninle hemfikir olabilirim."

ARAMIZDA (DÜZENLENİYOR)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें