40.Bölüm

1.7K 101 38
                                    

Boğazını temizledi elini yavaşça masaya vurdu. Jasper'ın ve annesinin uyarıcı bakışlarını umursamadan çantasından çıkardığı zarfı bana uzattı. "Lidya Akif Arısoy senin özbeöz Baban."

Kulağım çınladı kalbim duyduğum sözcüklerin ağırlığıyla ezildi. Şu an bu ortamda duruyor olmak ,nefes alıyor olmak gerçek gibi değildi sanki.
"N-ne saçmalıyorsun sen? Bu kötü bir şaka mı?" Masadan çıt çıkmıyordu. Herkes ifadesiz bir suratla öylece duruyor kendimi balmumu müzesinde gibi hissetmeme sebep oluyordu.

Haritasız, pusulasız dalgalı bir deniz ortasında su alan bir gemiyle öylece ortada kalmış gibi hissediyordum.

Sessizlik beni ürkütürken elimi masaya sertçe vurdum. "Biriniz bir şey söylesin!" Diye bağırdım var gücümle.
Akif Amca boğazını temizledi. Elini kolunu neye koyacağını şaşırmış gibiydi. Benim gözlerim gözlerine kitlenmişken onun gözleri ben hariç her yerdeydi.
"Özür dilerim. B-bu şekilde öğrenmeni istemezdim."
Etrafıma bakındım. Hayata tutunacağım son dalda kırılmıştı.
Elimi başıma götürdüm kalbim acıdan patlamak üzere gibiydi. Ciğerlerim istifasını vermiş zihnim beyaz bayrağı çekmişti. Güçlü görünemiyordum. Çünkü güçlü görünmek için yeterince maske malzemem yoktu. Mutluluktan yoksun bir kahkaha attım. Sonat durumumun vahimliğini fark etmiş olacak ki bir elini belime koyarak bana destek olmaya çalıştı.
"Ne şekilde öğrenmemi isterdin? Bir parti ayarlayıp pastanın içinden çıkarak mı? Hatta elinde bir pankart olurdu üzerinde de 'Merhaba ben seni terk eden babanım.' Yazardı.
Akif denen adam bana düz bir suratla bakmaya devam etti.
"Böyle olsun istemedim. Bilmediğin şeyler var." Durdu ve ellerine baktı. Kaşları kuracağı cümleleri zihninde toparlamaya çalışıyormuş gibi çatılmıştı.
"Seni yanımda tutmak sana sadece zarar verirdi. Sana iyi bir babalık yapamazdım. Şu an böyle bir durumda olamazdın belki de." İyi bir durumda olduğumu mu düşünüyordu? Ayağa kalkıp yanıma ulaşmaya çalıştı. Bir iki adım geri gidip bakışlarımı Jasper ve Mira'da gezindirdim.

"Gayet iyi bir iş çıkarmış gibi duruyorsun. Sanırım babalık yapamaman sadece bana özgü bir şeydi."

"B-ben sonrasında yanında olmayı çok istedim. Sadece sana nasıl ulaşabileceğimi nasıl konuşabileceğimi bilmiyordum. Kendimde o yüzü de bulamıyordum. Çok özür dilerim."

Ellerimi tırnaklarım avuç içimde derin yaralar bırakacak şekilde sıktım.
"Özrünü kendine sakla."

Arkamı döndüm. Buradan hemen gitmem gerekti. Bu kapıdan çıkacak ve bu anı tamamıyla aklımdan silip atacaktım. Akif Arısoy benim babam değildi. Babam kayıplardaydı ve bir daha geri dönmeyecekti.

"Dur! Lütfen dur Lidya." Olduğum yerde arkam dönük bir şekilde durdum. Neden durmuştum ki? Bu rezil adamın söyleyecekleri gerçekten beni ilgilendiriyor muydu? Kendime yalan mı söylemiştim unutacağım diye?
"Ben sana babalık yapamadığımda kalbimin yarısını o yetimhanede bıraktım. Her gün aklımdaydın, geceleri uyuyamıyor sabahları düşünmekten işkence gibi geçiyordu. Dayanamadım ve bir yılın sonunda kendimi o yetimhanenin kapısının önünde buldum. Senin için geri dönmüştüm. Fakat bana senin harika bir aileye evlatlık verildiğini söylediler. Bunu bozmak istemedim. Sana belki de o ailenin vereceklerini veremeyecektim. Sana o refahı sağlayamayacaktım ama şimdi buradasın tam karşımdasın bana hayatında olmam için bir şans veremez misin?" Başımı çevirdim, gözlerim duvarda asılı duran resim çerçevelerine değinmişti. Akif Arısoy çocukları ve karısıyla her yaşa özel bir kare fotoğraf çektirmişti. Her fotoğrafta beni her gece başımı yatağa koyduğumda hayal ettiğim o aile mutluluğu vardı. Akif nereye baktığımı fark edip bakışlarını duvara sabitledi.
"Sen vicdanını temizlemek için beni kullanamazsın buna izin veremem. Eğer ki biraz bile bu yaptığından dolayı acı duyuyorsan seni o vicdan azabıyla toprağa gömmek istiyorum. Kendine kurduğun aile ve o sahte iyi baba pozlarıyla sana şimdilik mutluluklar diliyorum. Umarım gözün açık ölürsün."
Akif bir iki adım gerileyip bana şok içinde baktı.
Gözünden bir damla yaş düşmüştü. Yaşları arttı ve arttı. Koskoca adam karşımda bebek gibi ağlıyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmeyerek etrafıma bakındım.
Mira şok içindeydi. Yaptığı hareketin sonuçlarına yeni yeni varıyor gibi bir hali vardı.
Babaanneleri konuşmadan yazmasını ağzının üstüne yerleştirmiş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bakışlarım Julia'yı buldu bir eli Akif'in üzerindeydi ama o da ne yapacağını şaşırmış gibiydi.
Çantamı alıp orayı hışımla terk ederken Sonat bir gölge gibi hiç konuşmadan beni takip ediyordu.
"Lidya dur bir saniye." En dış kapıdan çıkarken Jasper'ın bağırışını ciddiye almadan yürümeye devam ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 11, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ARAMIZDA (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin